Ah göğsümün sol yarısı…
Seni düşünüyorum seyrine daldığım ayın beyazlığında ve sana en yakışan beyaz gömleğini duruluyorum denizinin dalgalarında
Kendimi düşünüyorum sonra merdiven silen kadınların çapaklı parmak uçlarında ve bana en yakışanı, köleliğini yapıyorum ayaklarının altında.
Kokla bak,evin,ellerim,ayakların ve gömleğin,hepimiz kekik kokuyoruz ,senin için
Ey deniz ;şanslıların maralı bahtını ver bana ;al tahtım senin olsun
Ah zat-ı şahanem…
ben açmıyorum artık ellerimi benim ömrümden al ona ver derken,görüp göstereceğin ne mutluluk varsa benden al ona ver derken müslüm abiye ellerim havada yakalandığımdan beridir.
Anne bana sakın günaydın demeyiniz
Hem,daha bana hiçbir şey demeyiniz ben uyandığımda kendinizi imha ederseniz beni mesut edersiniz.klasik ezbere ölü bir konuşma içinse açtığınız o ağız tahammül edemeyeceğim en somut ve öz şekliyle anlatınız ve çekiliniz
ne umuyordunuz ki biz artık tabuta kadar iyimseriz.
Yer,yurt,düz,dünya dayanmaz bu özleme,bir anlatsam dinlemezsin anlatılmasından çok gösterilmesini tercih edersin.
şehrine düşen damlalar şimdi şehrime düşüyor
tenime değen o damla ilk sana mı değdi acaba?