Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Serap Baycan
Serap Baycan

YANIK EZGİ

Yorum

YANIK EZGİ

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1621

Okunma

YANIK EZGİ


Eyvah oda ne!
Kar mı yağmış?
Formamı giyip evden çıktım. Hava nasılda soğuk. Ankara’nın zaten en çok soğuğu meşhur. Biraz kar yağar sonra bakmışsın her yer don. Üff okulları bari tatil yapsalardı. Ayaklarımda bir üşüdü ki.
Yolumun üzeri zaten arkadaşıma uğrasam mı?
Evet uğrayım hem biraz ısınmış olurum.
Kapıyı çaldığım zaman Dilek’te çıkmak üzereydi. Ayakkabısını giyiyordu.
Bakayım? Ne güzel bir ayakkabı öyle!
Dilek beni görünce sevindi; ne güzel beraber gideriz iyi ki geldin dedi.
Botunu eline alıp ters çevirdi ve içinde pislik var mı kontrol etmek için birkaç kez vurdu.
Aman Allah’ım ne güzel bir ses o öyle!
Dilek bota her vuruşta pat pat sesleri bana sanki bir müzik aletinden çıkan ezgi gibi geliyordu. Mest olmuştum.
Evden çıktık ve okul yoluna koyulduk. Dilek’in her attığı adımında botlarının altındaki karlar adeta konuşuyor, şarkı söylüyor gibiydi. Ben daha önce hiçbir ayakkabının böyle ses çıkardığına şahit olmamıştım.
Yere biraz daha sıkı basmaya başlamıştım, benim ayakkabımdan da ses çıkar mı diye. Ama yok çıkmıyordu işte. Hem yürüdükçe ayaklarımda hissetmemeye başlamıştı. Çok üşüyordum.
Bütün gün okulda ayaklarım bir an önce kurusa diye dua ettim, çünkü artık ayaklarımın acısına dayanamıyordum. Neyse ki son dersteyiz işte. Son dersimizde beden eğitimi, biraz ısınırım hareket ederken.
Herkes eşofmanlarını giyerken öğretmenimiz geldi ve beni halen formalı görünce müthiş sinirlendi. İlk önce gelir gelmez bir güzel Osmanlı tokatı patlattı ve yere otur ayaklarını da uzat, bir daha ders boyunca kalkma cezalısın dedi. Hiç sormadı ki senin eşofmanın var mı diye. Gerçi o da yeni gelmişti, bu ilk dersiydi nereden bilsin benim eşofmanımın olmadığını. Çaresiz yere ayaklarımı uzatıp oturdum.
Canım çok yanıyordu. İçim acıyordu. Uğuldayan kulaklarımda halen Dilek’in botlarından çıkan pat pat sesleri.
Canımın yanması öğretmenimden yediğim tokattan veya sabahtan ıslanan ve halen kurumayan ayaklarımdan değil; ayakkabımın altındaki kocaman kartonla kapatmaya çalıştığım deliğin arkadaşlarım tarafından fark edilmesindendi. Bana belli etmemeye çalışsalar, gözlerini kaçırsalar da ben anlıyordum ne düşündüklerini. Fısıltı halinde konuşmalarından. Sonra öğretmenimin de dikkatini çekmiş olacak ki tamam kalk cezan bitti dedi.
Ogün ilk defa isyan ettim elimde olmadan. Babama kızdım. Ama o ne yapsın. Benim ve kardeşlerim için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyordu. Gecesi yok gündüzü yok çalışıyordu.
O gün ve daha sonraki günler hep Dileklerin evine uğradım, botundan çıkan pat pat sesleri duyabilmek için; o melodiyi dinleye bilmek için. O sesi duyunca ayakkabımın altındaki delikten giren kar suları hiç ayaklarımı üşütmüyordu.
Şimdi bir çok ayakkabım var; fakat aldığım ve giydiğim hiçbir botta yada ayakkabıda Dilek’in botundan çıkan nağmeleri duyamıyorum. Her kar yağdığında saatlerce ayaklarımı yere sert sert basıyorum fakat nafile.
Dilek’in kahverengi botları; benim yıllar yılı dinlediğim kimsenin duymadığı, dinleyemediği; o yanık ezgi...


Serap Baycan

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yanık ezgi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yanık ezgi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YANIK EZGİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
timeteosa
timeteosa, @timeteosa
9.12.2009 17:44:35
Çok harika bir konu. Fakat melodiyi hissedemedim biraz hissetirmelisiniz ve biraz da süslemelisiniz kelimeleri. Saygılarla
hayrettin şahin(haysah)
hayrettin şahin(haysah), @hayrettin-sahin-haysah
18.11.2009 20:44:02
harika bir öykü
sanmaki sadece bu öykünün kahramanı siz çektiniz bunları
bu öykünüzü okuyunca benimde kendi yaşadığım geldi akılma
birgün orta birdeyim şehirden köye gideceğim kar yağdı yollar kapalı tam 15 km köyüm arabalar çalışmıyor
ayağımda kara lastik var nerde o zaman ayakkabı yol buz tutmuş elimde eski bir jemis bont çanta var yokuş aşağı geldimi kayarak giderdim çok neşeli olurdu ama şimdi nerde o karlar gerçi istanbula karda yağsa hemen kirleniyorya.................... güzel öyküydü ve harika anlatım nesirde harikasınız........................saygımla
tebrikler
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
18.11.2009 16:15:21
güzelanlatım allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin
saygımla
lazuşağı
lazuşağı, @lazusagi61
9.11.2009 10:43:40



İki sağlam ayakta delik ayakkabı iyidir tek ayaktaki yeni ayakkabıdan..
Onurlu fakirlik onursuz zenginlikten iyi olduğu gibi.......

Artık ayakkabısızlığın zor olduğunu biliyorsunuz bayramda ayakkabım sizden....şaka.
YARALI/ YÜREK
YARALI/ YÜREK, @yarali-yurek
9.10.2009 14:13:25
çok harikaydı okudum ve hüzünlendim:( yüreğinize sağlık
alaturka_keder
alaturka_keder, @alaturka-keder
7.10.2009 12:27:01
o yanık ezgiden sipariş etsem gelir mi
lekeli yıllarımı içten bir ezgiyle sevindirir mi
huzur bazen bir beyaz güle bile saklanabilir
huzur olmadan insan gözlerinden gülebilir mi

GÜZEL BİR HİKAYE SANKİ EKSİK KALMIŞ DUYGLARA
TERCÜMAN OLMUŞ BU YAZI TABİ ANLAYANA
onurumsun
onurumsun, @onurumsun
25.9.2009 21:51:14
10 puan verdi
Uğuldayan kulaklarımda halen Dilek’in botlarından çıkan pat pat sesleri.
Canımın yanması öğretmenimden yediğim tokattan veya sabahtan ıslanan ve halen kurumayan ayaklarımdan değil; ayakkabımın altındaki kocaman kartonla kapatmaya çalıştığım deliğin arkadaşlarım tarafından fark edilmesindendi. Bana belli etmemeye çalışsalar, gözlerini kaçırsalar da ben anlıyordum ne düşündüklerini. Fısıltı halinde konuşmalarından

Ben bu hikayeyi çok biliyorum sevgili dost. Ev sahibimiz bir numara büyük ayakkabı almıştı bana. sınıftaki arakadaşım bakıp bakıup gülmüş (çocuk mezarı mı güydün) demişti. Bende o an ( sende çok varsa bana versene " demiştim.

İlk o zaman başkalarının ne dediğini önemsememeyi öğrenmiştim.

Canım yandı yaniden.

Sevgiler yüreğinize
Onur BİLGE
Onur BİLGE, @onurbilge
25.9.2009 19:15:16
8 puan verdi
Çok beğendim. Kutluyorum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL