6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
880
Okunma

YANLIZLIĞIM SESSİZCE SOKULUVERMİŞ YANIBAŞIMA…
Sözlere nereden başlar bir ademoğlu yalnızken… masa başında sızan mor ışık eşliğinde bilemem… yeni fark ettim sessizliğim girmiş odaya… sessizce sokulu vermiş yanıma…sessizce… nefes bile almadan odamı dolduran mor bir ışık ve yansımaların ney sesinden başka kimse yok yanımda… sessizliğimi saymasak eğer…
Ben ne zaman oturu versem bu sandalyeye, pencere ardında ki dünya çekiyor beni.. atlıyorum bir bulutun ardında ki dünya çekiyor beni…atlıyorum bir bulutun sırtına…önce yıldızlara uçuyorum orda o sonsuzluktan ne kadar küçük ve kuytu… ne kadar küçük ve ehemmiyetsiz bir nokta oluveriyor dünya…
Sonra izliyorum şehirlerini caddelerini sokaklarını… Meğer ne çok yalnız varmış bu caddelerinde... sokaklarında… şehirlerin… yalnızlığım gelmiş yanıma…sokuluvermiş üşümeyeyim diye yanı başıma…
Yalnızlığım nerde başlar bilmem… odamda mı…yıldızlarda mı…ayda mı… sokaklarda mı…yoksa yoksa yüreğimde mi…
Gecenin saat bilmem kaçı olmuş… sanki yıllarca yazabilirmişim…sanki hiç bitmeyen bir hikaye gibi yalnızlığım…
Kaç kez girdi güneş evime…odama…
Kaç kez doğdum evimde …odamda
Kaç kez öldüm…kaç kez buldular leşimi kıyılarda..
Galiba her sabah yeniden doğuveriyorum geceden kalma ölümlerimi saymasak eğer…
Sonra saçmalayıp duruyorum…
Ben ben ölmeye alışıyorum galiba…