Melmeketin birinde varoşlarda yaşayan kendi halinde bir vatandaş varmış o günün şartlarına göre iyi kötü yaşar gidermiş gel zaman git zaman bu memlekete sihirli deynegi olan bir büyücü hasıl olmuş bu adam o denli güzel konuşurmışki karşısındakine yalanı bile dogru diye yuttururmuş varoşlardaki kendi halindeki adam bu adamı dinlemeye ve dinledikce onun büyüsüne kapılmaya başlamış bu büyü o kadar etkili olmuşki dinledigi adamı dider varoş yaşayanlarıyla bir olup o ülkenin başına getrirmişler daha önceki yöneticilerin tersine bu adam hem iyi konuşmakla kalmayıp göze batan şeylarde yapmaya başlamış varoşlardaki adam sonunda ülkeye dogru bir adam geldi diye sevinirken varoşlardaki adamın inançlarınada el atmış ve o ülkede iki kutup yaratmayı başarmış dini duygularını güzel konuşmasıyla okşayan bu adama varoşlar adeta biat etmeye başlamışlar günler günleri kovalamış ve pespembe olan tablolar yavaş yavaş kararmaya başlamış varoşlarda yaşayan adam kıt kanat geçinirken zorlanmaya başlamış eve iki ekmek girerken bir ekmek girmeye başlamış onlira eletirik parası öderken yirmilira ödemeye başlamış çocuklarının istediklerini alırken artık onuda yapamamış yinede güzel konuşan adama toz kondurtmamış tamam kötüde daha iyisi varsa onu söyleyin demiş ne aç oluşunu nede çocukların durumunu düşünmemiş güzel konuşan adam zenginleştikce kendini zengin saymış güzel konuşan adam uçaklarla dünyayı gezerken kendini dünyayı geziyor saymış güzel konuşan adam çocuklarına krallara layık dügün yaparken kendi çocuklarının dügününe benzetmiş gece kondusunda soguktan titrerken kendini başkanlık konutunda sıcak odada varsaymış güzel konuşan adam öylesine güzel konuşurmuşki yaptıgı yalan dolanları başkasının üstüne atıp yag gibi üste çıkarmış güzel konuşan konuşmalarıyla uyuttugu bu halkı ne kadar idare eder bilinmez bilinen şuki kendini kül kedisi sanan bu halk saat on ikiyi vurdugunda çok şey kaybettigini anlayınca pişmanlıkları para etmeyecek