Arife günlerini çok seviyorum. Önemli günlerin bir öncesidir. Beklenen güne yapılan hazırlıklar, tatlı telâşlar dört bir tarafı kaplar. Bayram geldi gelecek derken her şey son kez gözden geçirilir. Tatlılar, şekerler, çikolatalar, kolonya, hediye, harçlık… Eksik kalanlar tamamlanmaya çalışılır. Ertesi gün telâfi edilemeyeceğine inanılır. Aceleliğin ve hareketliliğin en temel sebebi budur. Arife günü belki de en hakkıyla yaşanılan gündür. Herkes bütçesine göre alışverişini yapmaya çalışır.


Çocuklar için ise en uzun gündür. Aileleri tarafından alınan elbiseler, ütülenmiş giyilmeyi bekler. Bayramlık kavramı çocukların sözlüğünde hâlâ sıcaklığını korur. “Bayramlık elbise, bayramlık ayakkabı” , her çocuğun yüzünde benzer tebessüme sebep olur. Bayramda ziyaret edilecek yerler, öpülecek eller, toplanacak şeker ve harçlıklar tekrar tekrar hayâl edilir. Bu hayâlin gerçek olması için arife gününü doyasıya yaşamak gerekir.


Yaşlılar için de arife günü ayrı bir önem taşır. Kapıya geleni boş çevirmek doğru olmayacağından şekerler şekerlik içinde, kapıya yakın bir mesafede, mendillerin yanına yerleştirilir. Bayram yemekleri arife gününden hazırlanır. Çokça yapılır ki gelen misafirlere yetmeme ihtimali olmasın. Ne de olsa ailenin en büyüğü olarak kapının zili bayramda hiç susmayacaktır. Uzun zamandır göremediği torunlarına sarılacağı ânı düşünmek yorgun kalplerine çok iyi gelecektir. Sık sık telefonla konuşsalar da bayramdan bayrama görüşme imkânı bulabildiği evlatlarına sarılmaya az kalmıştır. Her bayram gözler yaşarır. Belki de bu bayram onlar için son el öptürme zamanıdır.


Kimsesi olmayan yalnızların arife günü, bayramından daha zor geçer. Hazırlık yapmak gerekir. Ama kime? Yemekler hazırlamak gerekir. Ama kaç kişilik? Arife; gözün kapıda, kulağın seste olduğu beklemelerin habercisi olmanın yanı sıra yalnızlığın sona erme ihtimalini içinde barındıran, en çok umut edilen gündür.


Önemli günlerin önceliği arifeye verilmiştir. Bu sadece bayramlar için geçerli değildir. Evlilikten bir gün önce, önemli bir iş görüşmesinden bir gün önce, sevgiliyle buluşma gününden bir gün önce… Heyecanın doruklarda olduğu, bilinmezliği içinde saklayan arifeyi yaşamak, beklenilen o günü kaliteli yaşamak kadar önemlidir.

Bayram geldi.
Arifeden belli.
Şeker gibi geçmeli.
Dört günlük bayram tatilini, tatil yörelerinde geçirmeyi tercih etseniz bile, sevdiklerinizin ve sevildiklerinizin bayramını kutlamayı ertelemeyin e mi?


Özden HORAN
@İstanbul
(29 Eylül 2008’de Kuraldışı’nda yayınlandı.)


Fotoğraf:Umut Yılmaz