AÇIL SUSAM AÇIL
Şöyle geriye dönüp tarihimizi bir film şeridi gibi gözler önüne getirecek olursak herhalde yaşadıklarımızdan ders almasını bilmeyen bir millet olduğumuzu görmemek mümkün değil.
Dünyanın ilk yazılı kitabeleri olan Göktürk Kitabelerinde Bilge Kaan o kadar net mesajlar yollamış ki gelecek nesillere;milletimizi bekleyen tehlikeleri adeta önceden bildirmiştir.Büyük Önder Mustafa Kemal“Gençliğe Hitabesi’ni yazarken Göktürk K itabeleri’nden esinlenmiştir.
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara,yazılan senaryolara bir millet olarak seyirci kalıyoruz.Sadece izliyoruz.Laf üretmeyi biliyoruz.Kahvehanelerde,barlarda,sokak ve ev sohbetlerinde hükümetler yıkıyoruz,hükümetler kuruyoruz ve biz bunu hep yapıyoruz.
Birinci Dünya Savaşı’nda ülkemiz emperyalist güçler tarafından işgal edilip adeta bir Osmanlı pastasına benzetilerek paylaşılmıştır.O yılları Yakup Kadri Karaosmanoğlu “Sodom ve Gomore” adlı romanında çok güzel işlemiştir.İstanbul’un işgali sırasında yaşananları adeta bir belge niteliğinde sunmuştur.İşgal sırasında, işgalcilere destek olanlardan ve yaşanan inaılmaz olaylardan dolayı İstanbul’u tarihte lanetli şehirler olan Sodom ve Gomore’ ye benzetmiştir.
Çanakkale Savaşları’nda yapılan vatan savunması “Çanakkale Geçilmez” sözünü tarihe bir damga gibi vurmuştur.Orada iki yüz elli bin askerimizi şehit verdik.Bu askerlerimiz içinde yurdun dört bir yanından gelen Türk,Kürt,Laz,Çerkez....yurttaşlarımız vardı.Ülkemizin bağımsızlığı için omuz omuza savaştılar.
Mustafa Kemal Samsun’dan Anadolu’ya geçtiğinde birleştirici gücünü kullanarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır.
Yıllardan beri aynı topraklar içinde yaşayan insanlar hiçbir zaman ayrımcı olmadılar.Peki ne oldu da böyle oldu?Tarihi canlı yaşayanlar biraz geçmişe dönüp baksın.1980 öncesi yıllarda Türk gençleri sağ-sol,kominist-faşist diye birbirlerine kırdrılmştı.Onlarca aydın,bilim adamları katledilmişti.O yıllarda yaşanan Alevi-Sunni olaylarını ne çabuk unuttuk.Kahramanmaraş’ta Alman Faşizminde yaşanmayan olaylar yaşanmış Alevilerin ve sol görüşlü ailelerin evleri tek tek işaretlenerek,kundaklanmış,yağmalanmış ve insanlar katledilmişti.Benzeri olaylar yurdun dört bir yanına sıçramıştı.Sonrasında 12 Eylül darbesinde binlerce insan tutuklanmış,işkencelerden geçirilmiş,can vermişti.Ulus olarak en büyük acıları yaşamıştık.Senaryolar bitmedi.12 Eylül’ün bir hediyesi PKK terörü ortaya çıktı.İnsanlar laik,laik olmayan diye birbirine düşürüldü.B u memlekette önceki yıllarda türban olayı diye bir şey yoktu.Konuşulmadı bile...Çünkü Atatürk Türkiye’sinde din ve vicdan hürriyeti vardı.Sivas’ta diri diri canlara kıydılar.
Türkiye yıllardan beri terörle mücadele ediyor.Terörün elebaşısı yakalandı ve İmralı Cezaevine konuldu.
Şimdilerde bir çözüm arayışı ortaya çıktı.Adını da Kürt açılımı koydular.Farkında olmadan bir felaketin içine sürükleniyoruz.Gelişmiş ve güçlü bir Türkiye’yi bizden başka kim ister ki.?Bakın etrafımıza barut fıçısı gibi.
Biz doğulusu,batılısı,kuzeylisi,güneylisi yıllardan beri kardeşlik içinde yaşıyoruz.Yok birbirimizden ayrımız,gayrımız.Bu milletin cumhurbaşkanı Kürt değil miydi?Millet meclisinde milletvekillerinin nerdeyse % de 40 Kürt asıllı.Sorun sadece Kürt sorunu değil.Ülkemizde yaşayan insanların sorunları saymakla bitmez.Memleketimin insanlarının sorunu var.İnsanlar işsiz,yaşam koşulları zor;toplumun psikolojisi bozulmuş,insanlar suç makinesi haline gelmiş,adi suçlar alabildiğine artmış...Açılm şart!
Türkiye’de milyonlarca işsiz var:İşsizlik açılımı.Memura işçiye sadaka gibi zam yapılıyor:Maaş açılımı.Kriz insanları yiyip batırmış:Kriz açılımı.
Eğitim karmaşası almış başını gidiyor:Eğitim açılımı.ABD emretmiş biz de açıldıkça açılıyotruz.Ve bir taraftan terör can almaya devam ediyor ve biz hala açıIımdan bahsediyoruz.Ne diyelim:Açıl susam açıl.

Saklı ŞAİR