13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2386
Okunma
Tanrı nın verdiği en güzel lütuftur kalp. Öyle zaman gelir ki, onun sende yalnızca bir emanet olduğunu düşünürsün. Çok yürek kapısını açar, gir bak hele içinde neler, ne güzellikler var. An gelir, kör olursun. Hiç bir yaran olmadan, kanadığını hissedersin. Gülme zamanı ağlar, ağlama zamanı feryad edersin. Boş gelir dünyanın derdi, tasası. En büyük dert senin, en katmerli acı senin, derin aşk senindir. Öyle sanırsın, dayanırsın. Ak yüreği, kara yüreğe teslim etmişsindir. Gark olur onun zifrine, çırpınırsın. Çırpındıkça batar, duyduğun heyecanı aşk sanırsın, aldanırsın. Son nefesin bile onundur artık. Yediğin her lokma, içtiğin her yudum su, attığın her adım...Öyle sanırsın, yanılırsın. Şarkılar sizin için söylenir, şiirler sizin için okunur. Dinledikçe "of" lar derinleşir, düğüm düğüm olur boğazın. El tutmaz, ayak direnmez olur. Ana, baba, kardeş bir yana, yar dediğin bir yanadır. Öyle sanırsın, yanılırsın, ağlarsın.
Sana, birinin bana anlattığı oyunu anlatmak istiyorum. Demişti ki;
-sen hiç maryo oyunu oynadın mı? evet , hem de çok, dedim.
-peki hiç prensesi kurtardın mı? hayır, hiç dedim.
- maryo da, prenses de sensin, hayat da içinde tuzaklar olan bir oyundur, dedi.
-yeri gelir küçülür, yeri gelir uçurumdan düşersin, kimi zaman da bir canavarın ağzından çıkan ateşle yanarsın, dedi.
Ve maryo, prensesi kurtarmak için yola koyulur. Tuzaklara takıldığında canı biter, oyununu başına tekrar döner. Artık biliyordur, ilk oyunda hangi tehlikeli tuzakların nerelerde olduğunu. Düşmeden bitirir ilk oyunu. Sonra ikinci oyun başlar. Yine tuzaklar vardır, yine canı gider ve döner ikinci oyunun başına. Öğrendin oyunun tuzaklarını, değil mi? Düşmezsin bir daha. Üç, dört, beş... Her defasında yeni oyun, yeni tuzaklar ve sana verilen üç can.
oyundan gerçeğe
Oynadıkça tecrüben artar. Kim sana, nerede, nasıl tuzak kurmuş ve sen onlardan nasıl zarar görmeden kurtulabilirsin çok iyi öğrenmişsindir. İkinci kez aynı hatalar düşme Özgecan, burada hakkımız sadece "bir can" . Kısmet deriz, mucize deriz, takdir deriz ve zorladığımız tek şey şansımızdır. Her zaman dönmez. Eline geçen fırsatları iyi değerlendir. Hayatın bir oyun olmadığının bilincinde olarak oyna oyununu, kazanırsın.
Fal, büyü, muska; bunlar yeryüzü şeytanlarının kirli oyuncaklarıdır.Tanrı"yı, şeytana değişen günahkarların cehennem odunlarıdır. Uyma, duyma Özgecan. Kendini bunlara adayanlara yoldaş olma. İnancın bütün, itikatın sağlam olsun.
Yiğit dediğinin, yar dediğinin erkekliği, belinde değil, yüreğinde olmalıdır. Hiç altın ile pul alınır mı? Hele Özgecan" a hele, düşün bir kere, Tanrı " nın en güzel lütfu dediğim kalp, damarlarından balçık akan bir kalbe verilir mi? Sen bismillah diyip, güneşe dön. Kurtul karanlıktan. Bırak onları bataklıklarında, acıyıp, hislerine yenilip sakın elini uzatma! Ardına bile bakmadan kaç! Göreceksin, göğün mavisini, kırın yeşilini, aşkın pembesini...
Sen yürekli bir savaşçısın Özgecan. Hadi şimdi kalk, silkelen! Kendi kaleni kurmanın zamanıdır artık. Yapının temelinde dürüstlük varsa, mertlik, özgüven, sadakat varsa ve birde inanç. atom bombası atılsa bir taşın bile sarsılmaz. Namerdi sokma kapından, işte o vakit, yıkılmaz dediğin kalen en ufak bir esintiyle yerle bir olur.
Kimse için ağlamaya, üzülmeye değmez, değecek insan zaten ağlatmaz, derler. Bunu unutma. Sen her şeyin en iyisine, en güzeline layıksın. Her zaman yanındayım ve seni çok seviyorum.