Sayın İlker Başbuğ:
“TSK’ye karşı psikolojik harekât yapılıyor” demişti.
Üniversiteden yeni mezun bir genç; iş görüşmesi için büyük bir holdinge gider. Sıra kendisine gelince kibarca İnsan Kaynakları Müdürünün odasına girer ve oturur.
Müdür bey genç adama sorar,
—bizimle çalışmak istemişsiniz. Bizden ne istiyorsunuz?
Genç adam kendinden emin taleplerini sıralar,
—kendime ait bir ofis, bir özel sekreter, işe geliş gidişler için bir otomobil ve ayda beş bin TL. Maaş…
Müdür, genç adamı dikkatle dinledikten sonra arkasına yaslanmış ve
—sizi çok kanaatkâr gördüm. Siz, bizden ofis talep ettiniz oysaki biz sizin için ayrı bir bina, emrinize elli kişilik personel, ayda yirmi bin dolar maaşla birlikte yıllık net kârdan yüzde bir hisse, iş gezileri için şoförü ve iki adet korumasıyla birlikte bir Limuzin, hafta sonları kullanmanız için spor bir otomobille ikametinize de Boğazda üç katlı bir villa tahsis etmeyi düşünüyorduk. Demiş.
Müdürün anlattıkları karşısında şaşkına dönen genç heyecanla yerinden kalkarak,
—şaka yapıyorsunuz! Deyince, Müdür gevrek gevrek gülmüş ve
—evet, ama önce siz başlattınız. Diye karşılık vermiş.
Sayın Başbuğ, iddia ettiğiniz gibi TSK’ye karşı bir “psikolojik harekât”ı var kabul edelim.
Belki sizin ve sizin gibi demokratik fikirlere sahip mesai arkadaşlarınızın bir günahı yok ama
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat… Ve dahası…
Batakhanelerden devşirme sahte şeyhler ve onların sahte müritleri, Sincan’da yürüyen tanklar, demokrasiye çekilen balans ayarları, Batı çalışma gurubu, andıçlar, seçilmiş meşru hükümetin istifaya zorlanması, susurluk soruşturması, “28 Şubat bin yıl sürecek” söylemleri, idam edilen Başbakan ve Bakanları, Zincirbozan, kapatılan siyasi partiler, yasaklanan siyasi liderler, Ergenekon oluşumu, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan el bombası, Dink cinayeti, Danıştay baskını, “Genç subaylar rahatsız, Türkiye Malezya mı olacak?” söylemleri, toprak altından çıkan ağır silah ve mühimmat, Sarıkız, Ayışığı…
Bunlar demokrasiye ve Türk halkına karşı tertiplenmiş “psikolojik harekât” değil miydi ve bu “psikolojik harekât”ı ilk kim başlattı?




06 Temmuz 2009
Erdal Fikret AKSAN