15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4999
Okunma

Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş.Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını...
Kocaman bir fırça ve bin bir renk koydum kutuya, bir cennet resmi yapıp içine gir diye....
Düşler serpiştirdim gizlice,düş kurmayı unutma diye.Bir tene de elme şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye...
Güneşinbatışını, billur suyun sesini, kırmızı gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım.Ruhlarımız aç kalmasın diye kutuya biraz da sevecenlik koydum güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür.
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için....Bir buket sevgi, bir yudum aşk, ve bir elma da koyamadan edemedim.Paylaşmayı anımsayalım diye....
Sevdiklerimeze onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim diye; içtenliği, umudu, neşeyi, bağışlayıcılığı, özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım, ’Ben’ in dışına çıkıp ’Biz’ e ulaşabilelim diye....
Son olaraak bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor;
Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin.Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl, yaşamdan yalnızca almak yerine ona birşeyler ver.Kısacası bütünüyle ’insan’ ol.Unutma! Yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin herşeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek.
Bir arkadaşın