3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2062
Okunma
Uzakta bir yerlerde çocuklar ağlıyordu... Duyuyordum... Duyuyorduk... Duymalıydık... Ama benim içimdeki çocuk da ağlıyordu... Peki ya, onun hıçkırıklarını, hüzünlü iç çekişlerini duyuyor muydunuz?
Ben "sevgi arsızı"yım... İçimdeki çocuk ağlıyor durmadan öncesiz zamandan beri.
Ben "sevgi arsızı"yım... Yıllar, yıllar yılı sınırsızca sevilmeye, ilgilenilmeye, şefkate alışmış. "Alışmış, kudurmuştan beterdir," derler ya hani, işte öyle.
Ben "sevgi arsızı"yım... Sonra da hep aynı ve bir türlü akıl erdiremediği bir nedenle teker teker kaybeden biricik sevgi varlıklarını...
Ben "sevgi arsızı"yım... İçinde küçük tırtılın sevgiye, ilgiye hep bir o kadar aç olduğu...
Ben "sevgi arsızı"yım... Sevmeden de, sevilmeden de duramayan yerinde...
Bilirsin işte, ben "sevgi arsızı”yım... Bana sevgini ver hiç bitmesin... Hiç tükenmesin... Başkasının olmasın asla sevgin. Yalnız benim, yalnız benim olsun. Ekmeğimi suyumu, varımı yoğumu paylaşırım da bir sevgini paylaşamam. Dedim ya, ben, "sevgi arsızı"yım. Anlayacağın işin zor senin...
Ben "sevgi arsızı"yım... Sevmeye gelince yine bir o kadar doludizgin seven seni. Sen de beni sev... En çok beni sev...
Ben "sevgi arsızı"yım... Doymak nedir öyle kolay kolay bilmeyen. Daha doğrusu, yedikçe acıkan bir obur... Biliyorum, belki hem sana hem de bana haksızlık bu... Bir çiçekle bahar geçer mi? Ama sen "sen" ol, sen yine de yalnız beni sev.
Ben "sevgi arsızı"yım... Her şey bir yana seni çok ama çok seven...
Ben "sevgi arsızı"yım... Biz "sevgi arsızı"yız... Onlar "sevgi arsızı"... Kısaca hepimiz birer "sevgi arsızı"yız içlerindeki küçük tırtılların hep sevgiye, ilgiye aç olduğu... Hem ne çok açız aç olmasına da, dürüstçe, mertçe itiraf etmeye gelince bir türlü edemiyoruz nedense. Ben "sevgi arsızı"yım demek cesaret ister, yürek ister... Acaba ondan mı itiraf edemeyişimiz, ne dersiniz?
Ama ben yüreklice haykırıyorum işte... Ben "sevgi arsızı"yım! Besini sizlerin sevgisi, ilgisi olan... Ve sizleri pek çok seven...