3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
838
Okunma

Sular çekilmişti sen geldiğin vakit.’’Vicdanımı vurdular.’’ dedin. Gözlerindeki hırsızı sezdim, çaktırmadan. Sen benim merhametime pusu kurdun… Farkında olmadan.
Gündüzlerin adını ‘’kara delik’’ koydun mu sen? Geceye mi sakladın ruhunun serzenişlerini? Biliyor musun, içine kimi çektiyse gündüz, derinliğimde kayboluyor.
Bıçkına benziyordu esen rüzgârın ardından geleni beklemek. Ne dürüstlüktün, sırılsıklam yağan yalanlarınla; ne tevâzuydun, yüreğine kilitlediğin arsızlığınla.Sularda titreyen dal gölgesi ne ki, ömrün ufuklarında sallanan bakışlarının yanında. Sessizliğini dinleyen ayak seslerim, daha ne kadar arşınlayacak suskunluğunu!
Sonunda ne güneş doğdu ne de ay! Penceresini açınca, mavi ile siyah arası bir yola girdi. Ne sıcak yaktı göğsünü ne soğuk vurdu yüzüne. Gönül penceresi kararsızdı düşüncelerin…