(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Simgeci düşünce yalnızca çocuğa, şaire veya dengesize ait olan bir alan değildir, insanın özünün bir parçasıdır; dile ve yargılara dayalı düşünceyi öncelemektedir. Simge gerçeğin, diğer tüm bilgi araçlarına meydan okuyan bazı yanlarını açığa çıkartmaktadır -en derin olanlarını-. İmgeler, simgeler, efsaneler psikenin sorumsuz yaratıları değillerdir; bunlar bir gerekliliğe cevap vermekte ve bir işlevi yerine getirmektedirler: varlığın en gizli tarz değişikliklerini açığa çıkartmak. Buna bağlı olarak, bunların incelenmesi insanı, 'kısaca insan'ı tarihin koşullarıyla henüz uyuşmamış olanı anlamamıza olanak vermektedir. Her tarihsel varlık, tarih öncesi insanlığının büyük bir parçasını kendinde taşır
alıntı
imglerle şiirlerimde bende çok uğraş verdiğim için :)) birkaç cümlede ben eklemek istedim...
keşke bu paylaşımı daha önce görseydim tam pc yi kapatırken farkettim...
şairin yada yazarın alt yapısı, donanımı, birikimi ve gönül gözü elbette çok önemlidir ancak okunan kitapları algılamakta beynin fonsiyonuna değil birazda siyasi görüşlerine dayalıdır ki ekonomik nedenlerin savaşları burada başlar elbet ve ne okuduğunun seçimide...
yukarıda özellikle alıntı yaptım çünkü çoğu yorumlar şiirler gibi ya alıntı ya toplama ya üstü örtülü yazmış olmak için klavyeyi boşa harcama diyelim... ancak etik olanları ayırt edebilmekte bir ayrıcalık elbette yani doğru bilgiler...
duyu organlarımızı nasıl kullandığımıza bağlı el yazar el işler el kelem tutar yazarda yazar ama akıl fikir düşünce ve eylem insanın içindekileri ayrıntılarda mutlaka ele verir diyenlerdenim...göz görür ama oda görecelidir...
ahkam kesmeyi sevenlerden değilim asla...basit düşünüp basit yaşamayı severim doğalım ama çokta araştırmacıyım...bu paylaşımı çok sevdiğimden birkaç söz edemeden duramadım oysaki şu an göz kapaklarım düşmek üzere...
konuyu toparlamak adına(yarın tekrar bu konuda yazacaklarım var elbet)
şair yada yazar yazarken neden etkilenmiştir örneğin yazmadan önce sinirlimidir mutlumudur evinde bir sorunumu vardır bilinmez ki burada psikojisi çok önemlidir ki oda kendini ele veren bir durumdur...ya da kendini önemli hissettirmek adınamı süslü boyalı sözcükleri kullanmayı sever..?bazen on satırdan bir cümle oluşturanlar varki tercüman tutmak lazım...duyguların karaborsa olduğu şu günlerde simge imge birbirine girmiş durumda...iletişim raydan çıkmış tren gibi sözcükler anlamsızca dağa bayıra düşmüş kanamalı yaralı tramva geçirmekte...
biz okuyucuların durumuda başka bir vahim; okuduğumuz andaki piskolojimizle de yorum yapabiliyoruz o yüzden irdelemek için zaman ayırmak gerekir elbet...örneğin sabah okuduğumuz bir yazıyla akşam okuduğumuz yazıda çok farklı yorumlarda yapabiliriz...
güzel bir konuya değinilmiş ki bu aralar benimde bu konuyla ilgili çalışmalarım var, yakında paylaşacağım... emeğinize sağlık... celal dost'ta çok güzel yazmış, kutluyorum...
Bazen yazdıklarıma sayıklamalar mı bunlar dediğim anlar olmuyor değil Şimdi seni okuyunca Yarın yeniden okuyacağım elbet başka bir şey göreceğim ve ordan yazacağım
Her şey bir tarafa sadece bugünkü yazdığım bir tek şiirime bakıyorum İçinde neler yok ki
Hümanizm had safhada Romantizm o da öyle Şüphecilik kesin kes Gözlemcilik işim bu benim Bektaşilik felsefemin temeli (ama Bektaşi değilim insanım) Varoluşculuk varlık sebebim Hiçlik varlıkta bile hep aradım onu Asilik sonuna kadar Ağırbaşlılık kim benden daha naif olabilir ki
Ve sadece bir tek şiirim irdelense İnsana dair olan tüm bu öznelliklerin hepsi var Ve buna rağmen şiirim nesnel
Okuyan beni bana ait duygu parçalanmalarını (ama iyi ama kötü)değil Kendi kırılmalarını okuyor
Şiir ya da kısa yazı Adı her neyse Varsa insana dair söylemlerimiz Varız biz de Ötesi hikaye
Bak imgelemcilere tek laf etmedim..))) bilinçli olarak çünkü onla değildir benim işim
ama sembolizm o ayrı konu çünkü onlar ananı seviyorum derken anana ko....rımı aynı safta yazıyorlar
o yüzden derim ki onlara bu illizyonistli ve bu iki yüzlülük bana sökmez git kardeşim başka kapıya
imgeciler mi boşver bahse konu dahi değil..))
Biliyorum ki Onlar imgeyi Anlatımı canlandırmak Daha anlaşılır ve muhteşem kılmak için kullanmıyorlar Anlaşılmamanın Anlaşılır olmamanın Daha makbul olduğunun doyumunu yaşıyorlar
Yani dilimize fr dan giren bir kelimeyle mastürbasyon yapıyorlar Yapılan yorumlar da bundaki zevki doruklara çıkaran görsel öğelerdir Sonradan yapıştırılan
Üzerinde durmaya değmez derim sadece
Çok sevgimle hocam Haaa bu arada Radyoda oldukça profesyoneldin Seni kaybetmeyiz umarım..))
butterfly tarafından 8/7/2009 11:50:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
uzun zamandan beri şiir gibi çok ciddi bir konuda bir iki senedir burada yazmaya çabalıyorum diye akademik takılarak asla ve asla ahkam kesmek değil maksadım. Ama şiir görüşüm hakkında tespitlerin gerçekten övgüye değer, doğru tespitlerdi. Ben bir şiiri elime alıp dilime doladığımda gözlerimi, kulaklarımı, beynimi ve yüreğimi şiirin ve şiirimin konusu olan insan ve doğanın emrine veriyorum. Eğer herşeyimi kendi beynimin emrine versem kalemim bana yalakalıktan başka hiç bir şey yapamazdı. İhtiraslarımı lanetlerimi beddualarımı kıskançlıklarımı kan davalarımı ve kuyruk acılarımı asla şiirimin içine koyup kişiselleştiremem Ben müslüman da olsam, budist de olsam, deist veya ataist de olsam şiirim insanın şiiri olurdu. Müslümanlığa veya budizme hizmet ettiremezdim şiiri Benim veya senin söyleyebilecek yeni şeylerimiz olmalı. İşte bu olmalıdır şiirin konusu. Maksadımız eski ilahilere yeni nakaratlar yazmak olmamalı.
Ben bu ülkenin bir parçasıyım. Günde beş vakit namaz kıldığım günler de olmuştur. Ama şiirimdeki ezan çiçeği asla namaz kılmaz ve bu anlayışım yüzünden beynamazdır.
Göstermiş olduğun duyarlılığa ve sayfanda yorumlarıyla yer alan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum nezaketlerinden dolayı. Bu akşam şansıma bilgisayarım da çöktü. Az gelişmiş bir programla yorumumu yetiştirmeye çalışıyorum. İki saat önce radyo yayınından çıktım. Oldukça güzel geçti ve bu akşam siz dostlarımla paylaşmak istiyorum sayfamda şayet yetiştirebilirsem.
Aslında amacım bu akşam senin yazının da konusunu teşkil eden imge üzerine ciddi bir araştırma yapmak ve bir makale yapmaktı. Artık bunu yarına bırakacağım ama kısa da olsa imge üzerine birşeyler karalamak istiyorum. Çünkü birçok dost tarafından imge ve imgeleme yanlış anlaşıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse kimsenin kabahati yok. Çünkü bazı ünlü edebi araştırmacılar bile imgelemeyi bana göre eksik ve oldukça yanlış tanımlamışlar.
Naçizane olarak imge üzerine (kelimenin çıplak anlamından sapmadan) bulduğum kısa tanımlamaları ve ardından Redhouse sözlüğünden türkçe karşılıklarını verip imgenin beyinlerde canlanmasını sağlayarak daha sağlıklı düşünülmesine katkıda bulunmaya çalışacağım.
İmgecilik, 20. yüzyıl başlarında İngiltere'de, şair Richard Aldington tarafından kurulan, sonradan Amerika'da Ezra Pound, T.E. Hulme, Hilda Doolittle gibi şairler tarafından benimsenen, romantizmden kaçınan, imge ve görselliğe önem veren bir şiir akımıdır.
Yaratıcı imgeleme; kişinin zihninde istenilen durum için kendisinin gördüğü, hissettiği, duyduğu bir canlandırma yapması, benzetme yaparsak bir video yaratmasıdır
imge: yazınsal ürünlerde, özellikle de şiirde dile getirilmek isteneni daha canlı, daha etkili, duyumsanabilir, göz önüne getirilebilir bir biçimde anlatmak için, onunla başka şeyler arasında bağlantı kurularak zihinde canlandırılan yeni biçimler, imge olarak adlandırılır. imge, dış dünyadan alınan öğelerle oluşturulur. dış dünyanın, duyumsamaların ve izlenimlerin zihinde görüntüye dönüşmesi, resimsel bir değer kazanmasıdır.
imge: sanatçılarını düş güçleri ile yarattıkları, duygu ve düşüncelerle ilgili kavramları da içeren, aynı zamanda simgesel nitelik gösteren zihinsel görüntü.
Redhouse sözlüğüne göre ki: şu anda Redhouse sözlüğü dizimde duruyor :))
İmage: Şekil, suret, tasvir heykel, görüntü hayal imagery: betimleme tasvir, düş, hayal imaginable: tasavvur edilebilir imaginary: Hayal mahsulü imagination: hayal gücü, tasavvur imaginative: yaratıcı imagine: Hayal etmek, tasavvur ve tahayyül etmek
evet arkadaşlar yukarıdaki çıplak tanımlardan sonra şu da iddia edilebilir Öyle diyorsunuz ama imge şiirin en küçük yapı taşını oluşturan ve iki kelimeden oluşur. Çünkü bunu birçok şair kabul ediyor.
Ben de diyorum ki; Şiirin en küçük yapı taşı sözcüktür. Ancak şiirin tamamının hayali bir görüntü olduğunu tasavvur edersek bu görüntünün en küçük parçası da "çocuk" olursa ve çocuk dendiğinde muhayyilenizde bir çocuk canlanıyorsa o zaman çocuk kelimesi imge ise tek kelimedir. Eğer tek kelime bile olsa bir canlandırma yaptığı için imgedir. Denilebilir.
Eğer imgeleme küçük resimler ise ve şiirin tamamı büyük bir video ise aradaki konuşmaları da kulağımızda canlandırmıyor muyuz. ya felsefeyi ya zeka oyunlarını
Bana sorarsanız imge latinceden alınmış bir sözcüktür sadece ve bizdeki karşılığı tasavvur veya betimlemektir. şiir imgeye indirgenemeyecek kadar ciddi bir uğraştır ve onlarca unsuru gerektirir. konuşma/yazma sanatları, zeka oyunu, felsefe, hayal gücü, canlandırma, ahenk, tını vs.vs.
güneşin saçlarını taramak imge midir evet. Ama güçlü bir tasavvurdur dersek yalan mı olur. Bulutun gözyaşları da öyle beki küçük kızın burnundaki sümük imge olmuyor mu gayet doğal diye. :)))))))))))))))))) işte bütün yanılgı bu. İmge veya düşsel söylem gerçek de olabilir olağanüstü de ama sonuçta ikisi de şairin koyduğu resmi canlandırır gözümüzde.
pimi çekilmiş bir mayındı aşkın kalbimde dersek şayet çılgın ve güzel bir söz olur elbet ama şiir bütün çılgın söylemleri alt alta dizme sanatı değildir.
İmge bir olguyu canlandırma sanatıdır. Gizleme sanatı değildir. Gizleme sanatı sembolizme ve simgeciliğe girer. Bunun hatırı sayılır sebepleri vardır. Baskının arttığı dönemlerde şairler sembolizmin şefkatli kanatları arasına saklanmışlardır geçmişte. Maalesef bazı hicv denemelerimde bu metodu ben de kullanmak zorunda kalıyorum.
Ama şair tek bir metod kullanan bir adam değildir. Batılıların bu saçmalığına ben sadece gülüyorum.
Batıda matematikçi ayrı fizikçi ayrı coğrafyacı ayrıdır. Realist ayrı nasyonalist ayrı varoluşçu ayrıdır.
Postmodernist ayrı realist ayrı sürrealist ayrı kübist ayrıdır.
Biz bütün güzellikleri sırtımızda taşımaya alışmış 50 bilim dalını bir beyinde pekiştirmiş insanların çocuklarıyız anadoluda
hümanizmi, romantizmi, şüpheciliği, gözlemciliği, varoluşçuluğu, hiçliği başkaldırıyı, munistliği, bektaşiliği, deneyciliği hepsini aynı anda kullanamam mı ben yasak mı var kardeşim
ben hepsiyim
ben insanım
İşte böyle Özgür Bunlar bu hafta fırsat bulup yazacağım makalenin dipnotları olsun sayfanda iyi sakla
bu siiri okumustum..... ve Celal dostu da kutlamistim da ...
insani irdelemek..insanca cok insanca ... öyle siirler yazmak ...ezilen insanlarimiza ...öldürülen insanlarimiza ... kadinlarimiza .. cocuklarimiza ... yapilanlara baskaldirmak... saire düsen görevdir bunlar elbet ..Celal dost bunlari en güzel seklde yapiyor da ... bunlari benim burada yazmam bile gereksiz .. bütün site buna sahit zaten...........
siir almissin sevgili dost ..ve icinden gecenleri de en güzel sekilde de dile getirmissin... cok güzel bir cözümleme olmus bu bence ...
seni tebrikediyorum...
ve Celal dostuma da buradan sevgilerimi gönderiyorum...
iyiki varsiniz ....
ikinize de uzaklardan selam olsun..... sevgilerimle...........
birkaç kelime ile oluşan dizeler yayıldıkça mürekkepten kağıtlara yaşamın solukları dökülür tek tek mısralara insan toplumun aynası şiir insanın aynası
içimden geldi bende bir dörtlük aktarayım dedim.. yazınız güzeldi.. saygılarımla...
Yazımda da belirttiğim gibi Bizler yazıyorsak yazdıklarımızın sorumluluğunu üstlenebilecek Bilgi Beceri ve donanıma sahip olmalıyız Olmalıyız ki söyleyecek sözümüz hariçten gazel okur pozisyona düşmesin
Elbette şairin belli bir hayat görüşü ve bunları oturttuğu temel felsefesi olmalıdır Ama bu demek değildir ki İnsanın ve insanlığın önüne geçecek şekilde yanlı Körü körüne idealler uğruna yaftalayıp etiketlemeliyiz insan hallerimizi Hele ki yazıyorsak ve söyleyecek bir sözümüz de varsa eğer
Dünyanın bile tek merkezden Tek elden yönetildiği günümüz gerçeğinde Bir tek tuşla dünyanın öbür ucunda kasırgalar kopartacak güç varsa birilerinin elinde
Artık eski söylemleri bırakıp İnsan olalım diyorum Çünkü elimizde insan olmak Ve bu insan hallerimizi inatla sürdürmeye çalışmaktan başka bir şeyimiz kalmadı
Kimlik bunalımı kompleksi yaşıyorsa bazı şair ve yazarlar Geçmişten gelen ve artık modası geçmiş söylemlerle Ve bunu yazdıklarının her zerresinde Öfke Nefret Kin Düşmanlık duygularıyla harmanlıyorsa
Ve savaşmaya/öldürmeye programlıyorsa kendini Olumsuz ve akılmaz sözcük cambazlığıyla ajite bir dil kullanarak Naif bir şekilde geçmişimize/geleceğimize ve şuan ki hallerimize küfrediyorsa Ve üstelik bunu da acındırma duygularını kullanarak yapıyorsa
Ve bizler de bu mağdur söylemleri okşayıp Alkışlayıp Baş tacı ediyor ve takdire şayan buluyorsak
Ben sorarım elbette Hani nerde insan diye? Ya da ne demek istedin kardeşim Muhatabın kimdir diye?
Öyle ya Onca insan okumuş Alkışlamış Değerlendirmiş Mesaj yerine ve muhatabına ulaşsaydı eğer Sonuç bu mu olurdu diye?
Neyse Sevgili Toynak Ben dilim Elim Ve kolum bağlanmadan bitireyim sözlerimi..)))
Madem ki muzipçe sordun O halde Muzipçe yanıtlamak düşer bana da..)))
Seni tahlil edebilmem için Kesinlikle salaş bir mekanda Sen, Celal Hocam ve elbette Ben Bir çilingir sofrasında yudumlarken rakılarımızı Ne olacak bu memleketin halleri muhabbetini değiştirerek Ne olacak şairin ve şiirin hallerini irdelemeli Didik didik etmeli Klasik beyaz peynirden vazgeçerek Rakımıza meze yapmalıyız
Ben Celal Hocamla bunu sık yapıyoruz Ve neredeyse memleketi kurtardık Sıra şiire ve şairleri kurtarmaya geldi
Tabi bu işin en zor En meşakkatli Ve en tehlikeli aşaması
Elbette şakayla karışık anlattım bir şeyler Gelelim senin şair ve insan hallerine Şimdilik (o tarihi gün gelene kadar tabi) şu kadarını diyebilirim
Devrimci Asi bir yanın var Kızınca söylemin de sertleşiyor Bazen benim gibi asi hallerimize engel olamayıp Amacını taşıran söylemler içine girebiliyoruz Bunu sende sık görüyorum Anarşist tarafımız bizi bırakmıyor işte..))
Coşku Heyecan tamam Ama yerinde ve zamanında..))) (burası ikimize söylendi)
Bugünkü yazdığın şiirden yola çıkarsak 10 yılını bir tek eylül gününe bahşetmiş bir insan olarak seni Elbette ki çok farklı bir yere koyuyorum
Eylülde Gel diyelim biz yine de O en saf En duru En anlaşılır insan hallerimize
O baykuş için yapılacak bir şey yok zaten Tarih onu dünya durduğu sürece yargılayacaktır En azından Erdal ve annesi için yargılayacak
Yok edilen Tüketilen Karartılan onca hayatlar için Gözlerimizden yaşama pırıltısını İçimizden insanca düşünmelerimizi aldığı Senin ve birçok insanın onca yılını çaldığı için yargılayacak
Sevgi ve saygımla Teşekkürler sayfamda olan insan hallerine…)))
Ne Celal abiye ve şiirine nede bu son derece düzgün ve kordinatları iyi tespit edilmiş bu yazıya hiç bir itirazim yok... yazar her şeyi o kadar yerinde ve net anlatmış ki...tebrik ederim...her rtez haklı her görüş derin felsefe içinden açığa çıkarılmış zaten..
ben muziplik olsun diyor ve ekliyorum: acaba hangi şairler kategorisine giriyorum)))))) proleter değilim...kapitalist heç değilim... çok sevgi ve saygılarla....
dağarcığımda kadığı kadariyle ama kimin söylediğini de bilmediğimi itiraf ederek...... şöyle bir söz vardı....
"Şairlerin Halkın iyiliği için gözyaşı dökmelerine izin verme" ...... her okuyucunun bakış açısna göre anlamlaşan bir söz aslında... her tarafa çekilecek mahiyette... türkçe kelimeler gibi.... ... olası bir kaç izdüşümü 1-(Negatif bakış) şairler duyguları ve hayalleri ile yaşar, gerçekleri anlamazlar....bu nedenle onların akıttığı gözyaşları,halkın yararına olan bir durum değildir.
2-(pozitif bakış)halkın çektiği acılar,ezilmişliği... eğer şairlere kadar uzamış ve eserlerinde gözyaşı akıtarak gerçekleri dile getiriyorlarsa....durum vahim.Çünkü şair,halkın eli, kulağı.dili,gözüdür..... ........
yazıda bir şair.bir şiir ve kapitalizmin vahşi büyümesini... proleterin para kazandıkça nasıl sınıf atlayıp ,renk değiştirdiğini.....vs..vs...anlatılmakta. ... ne derece uyumlu bir yorum bimiyorum ama böyle düştü beyaz sayfaya kelimeler.. ... şair...bir dost şiir...her zamanki gibi harika yazar..güzel bir kalem yazı...okunası ..... saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.