HAYÂLİSTAN’IN BAŞINA GELENLER (1)
(Hayâli bir ülkenin başına gelen hayali olaylardır. Gerçeklerle ilgisi yoktur.)
Efendim, geçmişi on beş yirmi bin yıl öncesine dayanan Hayâlistan adlı ülkenin insanlarının başları dertten hiç kurtulmazmış.

Bir zamanlar çok geniş topraklara hükmeden Hayâlistan, insan haklarına verdiği değer yüzünden hükmettiği yerlerdeki insanlar üzerinde asimilasyon uygulamaları yapmamış, bunun bedelini de taşıyamayacağı kadar ağır yükler kaldırmaya çalıştığı zaman, arkasından itilip yerlerde sürünerek ödemiştir. En acısı da yıllarca dost bildikleri tarafından hançerlenmesiymiş. Saplanan hançere değil de saplayana bakmışlar yıllarca gözü yaşlı.

Korku, geri çekilip geldiği yerlere dönmesine rağmen, gittiği yerlerde yaşayan insanların DNA sına yazılmış. İntikam duyguları hep yeşil kalmış. Korktukça nefret ve intikam yeminleri edilmiş.

Derlenmiş toparlanmışlar Hayalistanın dışında kalanların ileri gelenleri ve geride duranları. Ordular kurup hep birlikte çelikten yapılmış araçlarıyla denizden, karadan, havadan saldırmışlar.

Hayalistan insanı saftır, masumdur, iyi niyetlidir. Başkalarının kötülük yapacağına pek inanmaz. Bu sebeple de tedbir almaz bir yapıdadır. Ancak bu büyük saldırının sesleri bir tepenin üzerine kurulan başkentlerinden duyulmaya başlanınca dikkatlice bakmış ve olayı anlamış.

Kahramanmış burada yaşayan insanlar. Ölümden korkmazlarmış. Kızınca da olmazları olur yapma kabiliyetleri varmış. Kızmışlar bu seslere ve seslerin sahiplerini kovmuşlar vatanlarından hep birlikte.

Lakin DNA unutturmaz hiçbir şeyi. Kovulanlara da unutturmamış. Oturup düşünmüşler ulemaları, yazarları, çizerleri, âlimleri, astrologları, falcıları. Demişler ki: “Biz tekrar gidersek geri geleceğiz. Bir sürü kaybımız olacak. En iyisi gitmeden bir şeyler yapalım.” Sonunda çareyi bulmuşlar, demişler ki:” Bir oyun oynayalım, Hayâlistanlılar hep kendi problemleri ile uğraşsın, gelişmesin büyümesinler. Hiç güçlenmesinler.”

Kâğıt kalem ellerinde, cetveller ve pergeller ile hesaplar yapılmış. Bu işi çaktırmadan yapmaları gerektiğini biliyorlarmış. Uygulamaya başlamışlar.

Hayalistanın sanayisini geliştirmemişler. Kendilerine bağımlı hale getirmişler. Borç vermişler güler yüzle. Faizini yıllarca almışlar. Sömürmüşler. Hayalistanlıları borç alınca sevinir hale getirmişler.

İğneyi bile onlardan almazsa dikiş dikemez olacakmış Hayâlistanlılar. Bol bol iğne almışlar.