Gözümü bir açtım, bir imam!!! Bana doğru eğilmiş fısır fısır çok alçak sesle bir şeyler diyor.. Allahım koru!..
Millet gözünü doktora hemşireye açar, olaya bir anlam verebilirsin, kaza mı geçirdim ben falan hesabı. Direk imama açtığıma göre durum ciddi...Ve rüya olamayacak kadar gerçek.
Yana doğru güçlükle döndüm : Ramazan da ölmüş. Gözleri kapalı. (Çok yakın arkadaşım.) Afalladım 5-10 sn, dönüp usul usul giden imamın arkasından baktım. Gökyüzü görüntüsü, buz gibi soğuk, çevrilmiş duvarlar. Yine güçlükle doğrulunca anladım. Maltepe cami avlusundayız. Yaşıyoruz. Hafızamı zorladım, en son içki içerken hatırlıyorum. Ramazan’ı dürttüm. Kalksana! Alkollü kafa bizi getirecek yer bulamadın mı? Kızdım epey bu yüzünü yıkarken, gülüyor bir de hafiften. Onu uyandıran benim tabi, meselesi yok. Ben şoku atlatmaya çalışıyorum. Başım çatlıyor ağrıdan. İyice kızdım. Meğer bir arkadaşın evine gitmiştik, alkollü tabi, son paramızla da rakı aldık orda devam ederiz içmeye diye. Onun da annesi gelince şehir dışından, bizi eve alamamış. Biz parkta rakıyı içince yağmur başlamış. Eve taksiyle gitsek ailelerimiz kızar, o saatte taksi parası için uyandıracağız. Ayıp yani. Parkta yatsak yağmur ve soğuk, caminin önünden geçerken, şu avluda yatalım demişiz, fikir de benden çıkmış. Kopuk hatırladığım için miş’li geçmiş zaman kullandım. Ürperdim, korktum yani olayı anlayana kadar geçen sürede.. Kaç kişiyi bir imam uyandırmıştır? Hak verin bana. Öyle film şeridi meridi geçmedi gözümün önünden. O bir yalan. İlkel sürüngenlerdeki donakalma tepkisi sadece.
İmam da, sabah namazına gelenler olacak kapı önünde yatmamız abes haliyle, o yüzden uyandırmış sanırım. Otobüs biletimizi çıkardık durakta bekledik otobüsler çalışıncaya dek, kah gülerek kah kendimize kızarak.
Eve gittim yattım hemen, her gün yattığım yatak ne kadar da güzel, sıcak, yastığım da var, yumuşacık...
Zaman zaman yatarken bunu hatırlarım, yattığım yatağın ne kadar güzel olduğunu uzun yıllar farkedemeyişimi ve birçok insanın yattığı yatağın güzelliğini bilmeden senelerce yaşayıp gitmelerini.. Ve yalnız yatağın değil, içinde yaşadıkları birçok güzelliğin farkında olmaksızın ölüp gitmelerini..