Hayvanlar,
Yeme içme üreme gibi basit ihtiyaçlarının temini için yaşamalarına rağmen,
İnsanlığının farkında olanlar,
Yaşatma,
Yüceltme aşk ve şevkiyle,
Yaşar ve coşarlar.
Demek ki, insani hayat yeme içme ve üremeye indirgenecek basit fonksiyonel jeolojik (yer kabuğu değişimleri) bir hareketten ibaret olmayıp insana verilen değer nispetinde ondan beklenenler var.
Ne mutlu yaratılış gayesinin farkında olup ta yaratıcının maksadı doğrultusunda varlık gösterenlere.

İnsana insani özellikler kazandıran, akıl ve fonksiyonları, gönül ve aktiviteleri, insanın ruhsal ihtiyacı olan ebediyeti kazanmaya yönlendirilmez ise, bu değerli teçhizatları yanlış kullanmanın faturası olan elem, keder, endişe, korku ve streslerden kurtulamaz.
Günümüzün materyalist mantık ile hareket eden insanı nimetlerin çokluğundan lezzet, teknolojinin sunduğu imkânların müsaitliğinden cennet hayat ve rahatı yaşaması gerekir iken; Maalesef aklın hakkını, gönlün heyecanını ruhun yaratılış gayelerinden kaynaklanan isteklerini dikkate almadığından dolayı, cehennemi bir hal içinde bunalımdan bunalıma sürüklenmekten kurtulamamaktadır.
Damla buharlaşıp göklere yükselmekle başlayan dünya seyahat ve serencamesini okyanusa kavuşup karışarak damlayı yok edip deniz olmadıkça bitiremediği gibi İnsan ruhu’da Rabbine kavuşmadıkça huzuru bulamayacak.

Ne aradığını bilmeden pusulasız gemi, kılavuzsuz kafile gibi, fasit bir daire içinde dönüp duracak, hesap günü ise kendisine sunulan nimet, verilen imkân, tanınan fırsatları doğru kullanmamanın hüsranı içinde kalacaktır.

Yarın sonucuna katlanamayacağımız pişmanlıklar yaşamamak için PİŞMAN OLACAĞIMIZ DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARDAN UZAK DURMAMIZ DİLEK VE TEMENNİLERİMLE.
Saygılar Sunarım.




.