2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1398
Okunma

Hastanedeki ilgi, temizlik ve kuralları anlatmak istiyorum bugün.
Hastalanıp hastahaneye gittiğim bir günü, karşılaştığım olayları anlatmak
istiyorum.
Hastahane’nin kapısından içeri girdiğimde gördüklerim. Sanırım hastalığınızı
Unutturacak çok Şeylerle karşılaşmak şaşırtıcı gelebilir çünkü beni
şaşırttı.
Bakin kendi yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum şimdi.
Rahatsızlığımın uzun sürmesi sonucunda hastahaneye gitmem gerekti. Kapıdan
içeri girdiğimizde hemen karşıdaki bankoda görevli sizi davet ediyor, ancak
önünüzde biri varsa eğer, hemen girişteki paspasta STOP yazısı sizi
beklemeye davet eder gibi oraya çakıyor ve çağrilmanizi bekliyorsunuz.
Sizi çağırıp kayitlariniz vesaire yapıldıktan sonra tabi ki sorun
kalbınızden olunca benim gibi daha bu işlemler yapılırken gerekli alatler
takılıyor hemen.
Ates, tansiyon vesaıre... Bunlarda küçük bir yürüteci andıran bir yere
yerleştırılmış sizinle yürümekte. Sizi hemen sandalyeye alıyor görevli.
Işlem başlamaştır, gelişmeleri siz bile takıp edemiyorsunuz hemen Doktor’a
ulaşıyorsunuz ve acıl yoğun bakım ünitesi işlemleriniz orada devam etmekte.
Size bir kağıt elbise giydirmekle başlıyorlar ve devam ediyor...
Ben bu süre içinde girip çıkanlara bakmakla yetiniyorum. Sandaliyeyi görünce
de ülkemdeki engelli vatandaşları düşünmeden edemedim. Rampalar,
asansorler... "Ama orasi hastahane tabii ki olacak" dediğinizi duyar gibi
oldum ama benim gözümün önünden dişarıda gezen engelliler geçti birden. Ne
metroda, ne otobüste, ne alış verişte, onlar sıkıntı çekmıyor çünkü rampalar
öyle güzel ki; örneğin otobüse binecek, otobus rampalı olduğu için kaldırıma
yapışiyor ve engelli anında binebiliyor otobuse hic sorun yasamadan. Metroda
ınışler ve bınışler için aynı, yaşlılar ve engelliler son derece rahat
burada...
Alış verış merkezinde ki yaşlı vatandas aldığı malzemeyı koyup ulaştığı
ulaşım aracına rahat bir şekilde binmekte ve inmekte. Ve hatta kontağı
kapatan sürücü ona yardim edip malzemelerini indirmekte. Zaman içinde ve
kaldırımdan bıraz uzaklaşmadan yürümeyen araç içinde diger yolcularda çıt
yok. Herkes sabirla o kisinin ya yoldan guvenli bir sekilde uzaklasmasini
bekliyor yada araca binmesini... Oysa ben kendim ANKARA’da yaşlı biriyle
otobüs sürüçüsünün tartışmasına şahit olmuştum. Yazık yaşlı sessızce ve
araca binmekte zorlanıyor sürücü ise alabildiğince sinirli ve -neden evinde
otur muyorsun ne var sokakta -? Diyordu. Tabı devlet bedava pas verdı
gezmelısın diyor, olmadık hakaretler edıyordu. Dayanamadım ve ayaga kalkarak
- sende onun yaşına geleceksin ve o bagirdigin insan devlete hizmet ederek
şimdi senin bu kullandığın aracın alınmasına vesile oldu. Verdigi
vergisiyle, calisdigi gunleri ile. Ve sen ekmek yiyorsun - dedim. Bu
yaşadıklarımı anlattığımda ise aynen bana donerek - git o zaman orada yaşa -
dedi ve bende -in arabadan sen bu işi hak etmıyorsun senden sonra biri yapar
nasılsa - dedim ve uzunca bir tartışma oldu. Otobus ise ağzına kadar dolu
idi ve bir Allahın kulu sesini çıkartmadı. Burada bir yaşlıya öyle hakaret
edin bakın neler oluyor. Sadece yasli da degil, buyuk, kucuk, sari, beyaz,
siyah, cinli, arap, dinli, dinsiz... Hepsi uyum icinde saygiyla ve
sevgiyle...
Nerede bizim değerlerimiz, saygınlığımız, büyükleri saymak, çocukları
sevmek, nerede? Bir anda hastalığımı unutup film izler gibi bunlar geçti
gözümün önünden ve çok heyecanlanmama neden oldu ve Doktor uyardı - sakin
olun neden bu kadar streslısınız - dedi.
Yuzune bakdim ve hic bir anda memleketimi dusundum dedim...
Gurbet Melegi.