Bütün dünya yahudilerinin ortak ideali Siyonizm,genel anlamıyla,Filistin dışındaki bütün yahudileri’’Kazanılmış topraklar’’da toplamak suretiyle Süleyman Mabedi’ni Siyon dağında yeniden inşa etmek olarak bilinsede gerçek idealleri ’’Yahudilerin dünyaya hakim olma’’ istekleridir.
Rus ihtilalini yapanlar Lenin’in liderliğinde yahudilerdir ve finansmanını yahudi bankerler yapmışlardır.Masonluğu dünyaya bela edenlerde yahudilerdir ve her mason locasında mutlaka bir yahudi bulunur,onun izni olmadan mason olunamaz.Amerika başkanlarının bir kısmı yahudidir,olmayanlarında etrafı yahudi ve masonlar tarafından sarılmıştır.Amerikada banka ve finans merkezlerinin çoğu ve en büyükleri,silah fabrikaları yahudilerin elindedir.
2.Dünya savaşından sonra İsrail lobileri tarafından ekonomik,siyasi ve askeri kurum ve kuruluşlarla sarılan A.B.D. bir dönem İngilterenin İsrail’i kurmakla yaptığı hizmeti şimdi daha yukarılara ’’Büyük İsrail’’in vaad edilmiş topraklarına kavuşturmak için bütün Ortadoğu ülkelerine saldırarak gerçekleştirmek istiyor.Bunun için hiç bir değer gözetmeksizin önlerine çıkan her hedefi vurup yıkmayı kendilerinde bir hak olarak görüyorlar.<<Suyunu bulandıran kuzuyu yeme>> hikayesindeki gibi mazeretler öne sürerek sonrada kusura bakmayın,yanılmışık özürüyle yollarına adım adım devam ediyorlar.Kanlı ve acımasız tüm projeler,Tevrat’a sokulan veya sokuşturulan bunakça Haham doğmaları dünyanın en ciddi adamları tarafından hayata geçiriliyor,milletlere dayatılıyor.
Bu doğmatik projenin tatbikinde Türkiye de istesede istemesede gereken yerini alıyor.Yapmadığı,hiç haketmediği şekilde Ermeni soykırımıyla suçlanıyor ve tüm dünyada yalnız bırakılıyor.Türkiye’nin Avrupada kalan toprakları haritalarda Yunanistan’a bırakılıyor,etnik ve siyasi unsurların gösrerildiği bu haritada Türkiye’nin kuzeydoğusu,doğusu Ermenistan’a,Güneydoğusu ise kürtlere bırakılıyor.Tabii bu maksatlı ve iğrenç siyaseti Mossad vasıtasıyla çizilmiş ve tüm dünyaya dağıtılmış düzmece haritalar marifetiyle sürdürüyorlar.Türkiye bir çok Avrupalı gözlemci tarafından Nato’nun önde gelen bir üyesi değil,stratejik bir ortak olarak görülüyor.
Günümüzde şimdilik ortada görülen hegomonya sahibi A.B.D’dir ama asıl sömürücü ve yönetici güç Konsül’dür,oluşturulan devlet içindeki devlettir.CRF.,İMF,Dünya bankası,Bilderberg,Tirilateral,Round Table gibi örgütlerle Rotary,Lions,Diners gibi mason kuruluşlarıyla,Cemiyet,Vakıf,Gladyo,P2 Mason locası vasıtalarıyla aynı A.B.D. Senatosu,Başkanlığı gibi tüm ülkelerin Parlementer sistemlerine sızarak,en tepelere ulaşarak hakimiyetini perçinlemektedir.Kavganın can alıcı hedefi Dünya hakimiyetinin yanında su ve enerji sahalarıdır.
Adını ne koyarsanız koyun Emparyalizmin yeni adı küreselleşme ve globalleşme’dir.Aslında ’’Amerikan hegomonyası’’ ile maskelenmek istenen başka olgular söz konusudur.Amerika’nın kendiside bu çenderenin içinde kıskaçtadır.Amerikan halkı da bir anlamda tutsak durumundadır.Dünya ticaretinin ve sermayesinin,Dünya siyasetinin ezici bölümünü elinde tutan Yahudi ve Masonik teşkilatlar,tek dünya hakimiyetine doğru emin adımlarla ilerlemekte ve gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin önüne Emparyalizm yemeğini sürüp zorla yedirmektedirler.Karşılarında artık Malta sözleşmesiyle teslim alınan S.S.C.B. de yoktur.İpler artık kuklacının elindedir,kuklalar ise dünya üzerinde yaşıyan 6,5 milyara yakın insanlardır.Gelişmekte olan ülkeler öncelikle İthalata bağımlı kılınmış,halkı lüks’e özendirilmiş,ihracat-ithalat arası makas açıldıkça,bu ülkeler dış borç batağına sürüklenmiş ve İMF,Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütünün direktifleri doğrultusunda ekonomilerini KONSÜL yönetimine devretmek zorunda bırakılmışlardır.
Bütün bu anlatılanlar hangi ülkede oluyor acaba :)) Devamı bir dahaki yazımda.