Milletlerin birlik ve beraberlik içinde kalabilmeleri için mensuplarının uymaları gereken kurallar vardır. Bizler bu kurallara uymadıkça, fert olarak üzerimize düşenleri yapmamış oluruz.
Mukaddesler vardır milletlerde. Bu mukaddeslere her şartta dokunulmaması gerekir. Bunlara dokunanların söylediklerini anlamadan, aman ne güzel demek, alkışlamak da dokunanla eşit bir davranış şeklidir.
Devletlerin kurumları vardır. Kurumlar kalır, o kurumlarda çalışanlar devamlı değişir. Çalışanların birileri, dört dörtlük davranırken, birileri farklı davranabilir. Neticede insan faktörü söz konusudur. İnsanın yaptığı hatalardan dolayı kurumları yıpratmak, millete hiç bir şey kazandıramayacağı gibi, fert olarak da kimseye bir şey kazandırmaz. Cehaletin ifadesinden başka bir şey değildir bu tür davranışlar.
Bir milletin bölünmez bütünlüğü hassas noktasıdır. İdare edildiği sistem hassas noktasıdır. Genelin konuştuğu dil, genelin inandığı inanç gibi, bayrak gibi mukaddesler uğrunda hayatlarını verenler, şahadet mertebesine erenler yahut gazi unvanını şerefiyle taşıyanlar da hassas noktalarıdır.
Bunlara dokunmaya, laf söylemeye kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Suç işleyen varsa er ya da geç gereken cezayı almıştır ve alır. Kişilerin işlediği suçlar kurumları bağlamaz ve kurumlara mal edilemez.
Türk Silahlı Kuvvetleri yani Türk Ordusu, Türkler var olduklarından beri, kurdukları yüz altmış bir devlette yaptıkları gibi, milletinin onurunu, namusunu, şerefini, hürriyetini korumak, devletin bekasını sağlamak için gereken neyse yapmışlardır ve yapacaklardır.
Bizler, bazı şeyleri eleştirebilmek için öncelikle üzerimize düşen görevleri tam yapmalıyız.
Hırsızın hırsızlığı eleştirmesi gibi yapmacık davranışlar sadece kişilik zafiyetlerimizi ortaya koyar.
Türkiye’miz çok büyük bir tehdit altındadır. Bölünmekle burun burunadır. Hala başımızı gömdüğümüz kumlardan çıkarma vakti gelmediğini sanıyoruz.
Bilmemiz gereken şey, tarih boyunca kurduğumuz bütün devletler, dış desteklerle bölünerek yıkılmışlardır. Bizim millet olarak zaafımız kendi bütünlüğümüzdür. Bir müddet sonra onu korumayı unuturuz. Bölünür, başkalarına yem oluruz her parça olarak. İnanmıyorsanız tarihteki devletlerin yıkılışlarını araştırın.
Hassas noktalara dokunmak, onların değerlerini düşürmek, yapılması gerekenleri yaptı diye kurumları suçlamak Türkiye Cumhuriyetine balta vurmaktır.
Gerek fert olarak, gerek yazılı ve görsel basın olarak ki internet buna dâhildir hepimize düşen görev, hassas noktalara dokunanları ikaz etmek, cevabını vermektir.

Bu yazıyı okuyan herkesten özellikle istediğim şey, okuduğunuzu anlamadan alkışlamamaktır. Anlamadan alkışlamak da yazanlar kadar bu milletin geleceğine zarar vermektedir.