14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3153
Okunma

Susmak; bazen hiç konuşmadığın anlamına gelmez…
Beklide fırtına öncesi sessizliklerin tek alâmetidir. Ne zaman, nasıl harekete geçmek gerektiğini, doğru zaman dediğimiz anları kimselere belli etmeden kollamaktır. İllâ bir kopuş, bir dönüş, bir çığlık çığlığa haykırış peydâ olur sonunda. Ve hayat geçicide olsa bazı tercihler yaptırır bize. Taşların yerine oturabilmesi için bir deprem yaratır. Bu türlü geçiş dönemleri ya felaketle ya da rahmetle yol bulur. Doğru görüp, doğru anlamakta geçer bunun hükmü. Susmak hayra da alâmettir, şerre de…
Kimin depremini hazırladığımızı çoğu zaman bizlerde fark etmeyiz. Aslına bakarsanız, herkes “iyilik” istediği için bir şeyler yaptığını söyler. Ve felâketleri üstlenen olmaz. Yine işimiz zamana ve susmaya bırakılır. Suların durulacağı anlar beklenir. Oysa yine bazıları depremler hazırlar hayatımıza.
Susmak; bazen hiç konuşmadığın anlamına gelmez…
Düşünceler kaplar zihnini. Ve hangisinin içinden, nasıl çıkacağını bilemediğin bir sürü yol belirir. Birini seçmek mecburiyetinde kalırsın…
Bazen de “bende varım!..” diye haykırmak son nokta olur hayata….
Zehra DALAR