Bugün baştan aldım tüm bildiklerimi.Andımızı okudum aşık olduğum ilkokul öğretmenim geldi aklıma.Esmer de bir müdürümüz vardı,simsiyah bıyıklarının arkasında sakladığı kesik dudağını yıllar sonra metroda farkettim,benim koltuk altım kokuyordu,sağ elime alıyordum tutacağı. Bugün baştan aldım tüm bildiğim şiirleri.istiklal marşını okudum sen geldin aklıma.Tırnaklarımın altına gizlediğim sevapları birer birer kesip atarken annem,şizofrenik olduğumu bilmiyordu daha mahallenin imamı,okuma sevdası ordan kaldı bana,gizledim..bir de taunus arabalarına düşkünlüğümü gizledim pis yakalı parkemin içine,soğuktan it gibi titreyip de volta saatlerinde,içimdeki sıcak havayı imam gibi üfledim.Küçümsüyorsun beni,hayatı tiye aldığımı düşünüyorsun.Oysa kimsenin fark etmediği ne kadar çok şey görüyorum.Her utandığımda burnuma vurduğum pençelerimden anlardın taktir edilmek istendiğimi,yok...yok şimdi ben büyüdüm.Beynim bir sahil kasabasında martılarla seviştikten sonra,beyin fonksiyonlarımın adetinin kesildiğini farkettiğimde,işte doğuracağımın yakın olduğunu anlayıp buraya geliyorum.Burada Tales oluyorum,burada Sokrates,hatta biliyor musun aramızda kalsın ama bazen peygamber oluyorum,ölüleri diriltiyorum.Bugün seni her zamankinden farklı görüyorum.Hayır yeşil lenslerin değil bunun sebebi.Sen isteseydin ben mavi bile görürdüm seni. Bugün baştan aldım tüm bildiğim şiirleri.istiklal marşını okudum sen geldin aklıma,o yüzden soluma oturttum seni.Garptasın şimdi,afakını deliliğim sarmış.Bugün garp sensin,solumda oturuyorsun çünkü ve sana baktıkça benim çelik zırhlarım dökülüyor.Dudaklarına sinen yorgunluk isleri beyaz beyaz,vurdukça ayın şavkı ne güzel görünüyorlar. Garbın afakını sevgili sarmış,hem de hiç utanmadan,neyi varsa yanına almış.O aletin içinde sıcak çay ve bir kaç poğaça.baharda yosmalar gibi etrafa yayılan papatlayarın üzerinde hemde,bir de felsefe yapıyor! Safiyem’in dünyası...
Garbın afakını Aristo sarmış...