4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
737
Okunma
Hayat devam ediyor.. Ve hatta bu yaşta da devam ediyor... Ama rutin günlük yaşam..
Aslında pek sıkılmaya vakit olmuyor.Zaman öyle hızlı akıyor ki.. Dağlardan denize akan,inişe geçmiş ırmak misali..
Değişik meşgaleler var. Sabah erken kalkıp yürüyüşler yapmak, alışverişe çıkmak,gazete okumak, kitap okumak. Birşeyler yazmak gibi. Sonra başka alışkanlıklarımızda başladı.. Ayda bir doktora gidip kan şekeri, kolesterol ölçtürmek.. Gençlikte Parasızlıktan yiyemediklerimize şeker ve kolesterol belasından imrenerek bakmak.. Gençliğimizde yokluktan giyemediklerimize, kalınlaşmış ense ve göbekten dolayı sırtımızı dönmek…Gece uykusuzlukları, sabah erkenden uyanmak, gündüz Tv başında veya okuma gözlükleriyle kucağına düşmüş gazeteyle uyuklayıvermek..Hani eskilerin deyimiyle şekerleme yapmak..
Hayat devam ediyor.
Ama gençlik yıllarımızda olduğu gibi canlı değil. Siyah beyaz film gibi..Renkli değil.
Heyecanlardan uzak..Durgun..Hesaplı,planlı,atılan adımlar.. Sürpriz olmayan yarınlar..
Yani nasıl anlatılır..İşte yaşanan bir sonbahar..
Derler ya her yaşın bir güzelliği vardır diye..
Yalan söylüyorlar. Veya insanın kendini aldattığı bir masal..
Yaş 50 yi geçipte her sabah aynada bakan yüzün biraz daha yabancılaştığını görünce,,, Bu yaşın güzelliği nerede diye sorası geliyor insanın..
Yok yok...
Bu mevsimin hiç güzelliği yok..
Hiçbir şeyin tadı yok.
Monotonlaşmış günleri yaşıyoruz.
Gönlümüze yük olacak heyecanlar yok..
Kalabalıklarda yalnızız...Her gün biraz daha yalnızlaşıyoruz.
Hala içimizde bir mum aydınlığı gibi titrek bir ümit ışığı yanar...Ama hayalleri aydınlatmaktan öteye geçemez..
...........