Uzun zamandır hepimizin gördüğü, bildiği bir konuda yazmak istedim bu gün...
Berber dükkânları önünde, çamaşırlığa asılıp- kuruması beklenen havlular...
Şimdi, ne var bunda ki diyebilirsiniz- olabilir... Ancak, incelenmesi gereken bir konu...
Havlu tam ıslak ya da kısmen ıslak, nemli olduğu bir gerçek. Başka bir neden ile burada asılması tabii ki düşünülemez...
Peki, kapı önünde sokak kenarı ya da kaldırımdaki bu havlular, burada kaç saat asılı durur?.. ihtiyaç duyulana kadar... enaz iki saat. Bu iki saatte, havlunun nemli yerine ve diğer gözeneklerine ne kadar toz konar ve yerleşir?!.

Müşteri yüzüne sürülerek nemlenen bu havlu daha sonra traş olan müşterinin ikinci ya da bilmem kaçıncı defa müşteri yüzüne sürülerek, traştan sonra yüzdeki nemi alması sağlanır.
Zâten hassas olan ve kısmen tahriş olmuş olan cilt, mikrop kapmak için, en ideal durumdadır! Bu uygulamayı beyaz havlu ile yapanlar, daha iyi niyetlidir. Beyazda oluşan kir, derhal görünür ve hemen kirlilerin yanına atılır ve bir daha kullanılmaz. Renkli havlularda, bu durum biraz farklıdır ve berberin insafına kalmıştır.
Akşama kadar birkaç havluyu defâlarca kurutarak kullanabilir. Ne olur, kim anlar, kim itiraz eder ki!... ‘Aman ustam, yüzümü temiz havlu ile kurula’ diye… sohbetin, alabildiğine koyulaştığı anda!.

Diyorum ki; Mâşallah, berberlerimiz, temizliğe âzamî dikkat ediyorlar... işyerleri, geçmiş yıllara göre, bayağı lüks ve bakımlı. Dernekleri, her halde denetliyordur çalışmalarını!?.
Sokak kenârında havlu kurutma işiniz, ilkel geliyor bana… ne dersiniz?. Teknolojinin, sâdece, bize enjekte edildiği kadarını kullanıyor ve yararlana biliyoruz!..

Her evde çamaşır makinesi, pekçoğunda bulaşık makinesi var… bu ikisinin arasında unutulan bir makine var... Çoğumuz bilmiyoruz... çünkü, henüz reklâmı yapılmadı da ondan! Bizler, renkli televizyonlarda, renkli reklâmları; 1983 yılı yaz mevsiminden itibâren, seyretmeye başladık. Renkli reklâmların etkisi ile ve maddî imkânı olanlar, televizyon ve beyaz eşyalarımızı almaya başladık. Bizlere neyi alın dedilerse sâdece, onu almayı düşündük ve böylece, yeni teknolojileri kullanarak, yakından tanışabildik.
Berbere, öncelikle... ama, bulaşık makinesi olan her eve- yere, çamaşır kurutma makinesi şart. Hele, berberlere elzemdir/ lâzımdır- zarûridir.

Evi, arabası, yazlığı, çamaşır, bulaşık makineleri var; çamaşır kurutma makinesi ile henüz tanışmamış pek çok aile tanıyorum. Reklâmların gücüne bakın ve bu gerçeğe inanın. Ne içeceğimizi bile reklâmlar tâyın ediyor, bizi yönlendiriyor.

Çamaşır kurutma makinesi, her eve lâzım. Ancak, ihtiyaç sıralamasına göre, bulaşık makinesinden önce gelir. Berber işyerlerinin kapı önleri; daracık sokak aralarındaki evlerin, pencereden- pencereye gerili iplerinde asıllı çamaşırları andırıyor.
Haa, aklıma gelmişken; bu işte benim görünür-görünmez bir çıkarım yoktur. Sâdece, gördüğüm gereğe binaen yazdım. Bu, meslekî bilgim ve tecrübemden kaynaklanıyor.
Sağlık konusu önemli. Faydalı olabilirsem, övünç duyarım.

Kurutma makinesi ile 25 yıldan fazla zamandır tanışıyorum.

İlkleri satın-alanlar, en cesâretli müşterilerdir. Bu konuda, bayanlar- erkeklerden önde.
Özellikle, berber esnaflarımıza tavsiye ederim. O modernliğinize hiç yakışmayan uygulamaya, artık son verin lütfen. Samîmi söylüyorum.