7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2503
Okunma

Nasıl da güçlü dururlar… Yıkılmaz sanırız onları… Daha küçücükken babaları değil midir kız çocuklarının kahramanları? Yada oyun oynadıktan sonra kavga eden küçük oğlan çocukları babalarına güvenip atmazlar mı kendilerini yerlere, benim babam senin babanı döver diyerek…
Erkek hep güç temsil eder bizim toplumumuzda… Kuvvetli olan odur, üşümez ceketini verir, yemeklerin en acısını yiyebilir, ağır bir şeyi taşıyabilir. Duygularını, üzüntüsünü, acısını belli etmez bizler gibi. Tepkilerimiz arasındaki fark dağlar kadardır bazen.
Erkekler… Onlar da korkular, endişeler, güvensizlikler yaşıyor mu bizler gibi? Geceleri yataklarına uzandıklarında hayaller kuruyorlar mı? Biz onlar hakkında ne kadar da taş kalpli diye düşünürken, içleri sızlıyor mu, kaybetme korkusu yaşıyorlar mı? Yüreği yerinden fırlayacakmış gibi sevebiliyorlar mı? Bir filmi izlerken gözleri dolar mı mesela yada yıldız kaydığında dilek tutarlar mı? Hıçkırıklara boğulup ağlarlar mı?
Yüzyıllardır çözemedi kadın erkek birbirini… Erkekler kadınların tepkilerini anlayamadı, kadınlar erkeklerin ne düşündüğünü… O yüzden erkekler hep güçlü kaldı akıllarda, kadın savunmasız… Erkek belli etmedi, sakladı kendini ; kadın anlatmaya çalıştı hep bişeyleri…
Babamız, sevgilimiz, erkek kardeşimiz, erkek arkadaşlarımız… Hangi rol altında olursa olsun hep sürdü mücadelemiz … Ama bazen yakaladık en savunmasız anlarını, kanatlarının kırıldığı zamanları… İşte o an biz güçlü olduk, roller değişti, anne olarak, sevgili olarak, abla olarak kucak açtık, teselli olduk, sakladıkları gözyaşlarıyla tanıştık. Ve gördük ki aslında erkekler de ağlarmış, hem gözleriyle, hem yürekleriyle…