İki arkadaş, ders arasında dershanedeki sıralarında konuşmaktadırlar ….
Konu , fiziği-kimyası-şekli-şemali-rengi-ağırlık ve etkisi belli ki çok önemli olan bir ülke ya da dünya meselesidir …
İki arkadaştan biri , diğerine dönerek ve sesini yükselterek :
- GÖRÜRÜZ bak, bu mesele aynı bu dediğim şekilde mutlaka çözülecektir… der.

Diğeri , ders masasının üstüne elindeki çakının sivri ucu sevdiği kızın ismi kazımaktadır .



Aradan 20 sene geçmiştir.
Gene aynı iki arkadaş bu kez mesailerinin sonu iş çıkışında buluştukları bir meyhanenin bol mezeli masasında konuşmaktadırlar. Konu 20 sene evvel konuştukları konudur ve iki arkadaştan biri gene diğerine dönerek :
- KISMETSE GÖRÜRÜZ, bak bu mesele aynı bu dediğim şekilde ve mutlaka çözülecektir … der.

Garson, uzaktan ve belli etmeden elindeki adisyon fişi ile masa üstündeki yenilenleri-içilenleri karşılaştırmaktadır.



Aradan 20 sene daha geçmiştir.
Gene aynı iki arkadaş bu kez randevulaştıkları bir saatte en yakın ve tenha semt parkında ve aynı tahta sırada oturmaktadırlar. Konu 40 sene önce konuştukları konudur ve iki arkadaştan biri diğerine dönerek :
- BİZ GÖREMEYİZ AMA, bak bu mesele bu dediğim şekilde ve mutlaka çözülecektir … der.

Diğeri , yerdeki sararmış yaprakları, ayağının ucu ile bir kenara çekmeye çalışmaktadır .



İşte hayat biraz da böyle bir şeydir …

Cevat çeştepe