12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2027
Okunma

Tekir Dağ’a Kaçtı
Sonradan adının Asım Kıspet olduğunu öğrendiğimiz edebiyat dostu pipo bıyıklı ama sevimli bir adam gözüm kızarıyor diyordu. Dostlarla hep birlikte sokulup yanına; “-ağam” dedik. Maşallah cillop gibi gözlerin var. Çocukların eline geçse cilali oynar. Pırıl pırıl. Ne sayıklıyorsun sen böyle yalancı çobanlar gibi?
Gevrek gevrek güldü adam o sevimli pipo bıyığıyla. Beni anlamıyorsunuz ki dedi. Benim gözlerim kız arıyor kız…
Azmışın belli dedik ve güldük kahkahalarla.
Edebiyat defterinden tanıdığım Mustafa Zorlu, Kadir Güven, kız kardeşim gibi sevdiğim Neslihan Yazıcılar, miadı dolmuş ve arşive kaldırılmış ama ismini hatırlayamadığım tatlı dilli TRT sanatçısı birkaç bayan ve diğer konuk şairler haziran sıcağında kardan adamın peşine takılmış giderken soruverdik birden;
- Nerede yiyoruz yemeği kardanadam?
- Biryer’de
Karışık ızgara ile birlikte demirbaş Tekirdağ köftesi ayran ve çoban salatası ile nefsimizi terbiye ederken lokantanın giriş levhasına takılmıştı gözlerim ve dakikalarca gülmüştüm.
lokantanın adı “Biryer’di. Sıcağı sıcağına Tekir Dağa kaçtı dedim Neslihana ve kardanadama
hep birlikte güldük ta ki; ayrılık vaktine kadar. Tekirda’a veda saati sinsice yaklaşmıştı çünkü.
Galiba ben bu güzel anımı anlatmaya kuyruğundan başlasam da en başına dönmek istiyorum şimdi.
Haftalarca Edebiyat Defterinin gündeminden düşmeyen Tekirdağ Toplantısına çok istekli olmama rağmen hastam dolayısıyla gidememiştim. Bu gidemeyişten kaynaklanan üzüntümü sezen edebiyat dostum sevgili Celal Çalık sponsorluğumuzu kendi karşılaması pahasına Mustafa Zorlu, Neslihan Yazıcılar ile birlikte beni de mazeret kabul etmeksizin Tekirdağ Kiraz festivaline davet edince o güzel, küçücük şirin beldeye gitmek artık boynumuzun borcudur diye düşünmüş ve etkinlikte yer almıştık.
13 Haziran 2009 günü Tekirdağ Kültür Merkezsinde gerçekleştirilen ve şiir gruplarının çekişmesinden kaynaklanan sancılı bir şiir dinletisi olmasına rağmen, kardanadamın barışçıl çabaları Mustafa Zorlunun sazı ve sözü ile Neslihan hanımın güzel yorumları sancıları geride bırakmış ve akşam eğlencesi için Kumbağ arzum otele gelmiştik.
Neslihan hanım gecenin edebiyat defteri toplantısıyla mukayese edilemeyecek kadar sönük geçtiğini söylese de biz edebiyat defteri temsilcileri aynı masada oturmuş ve güzel sohbetler paylaşmış ve arada şiirlerimizi de paylaşmıştık misafirlerle.
Şunu da itiraf etmeliyim ki salonun müzisyeni olmadığından Mustafa Zorlu dostumuz gecenin haysiyetini ve onurunu kurtarmıştı sazıyla. Ona buradan teşekkür ederken kardanadamın bazı insanlara neden ve niçin değer vermiş olduğunu da anlamış bulunuyorum.
Neslihan kardeşimle birlikte kaldığım otel odasının balkonundan sabaha kadar kayalıkları, ikide bir küçük bulutların arkasına saklanan utangaç ayı ve denizin şarkılarını izlediğimi söylersem elbette bana kaçık diyebilirsiniz.
Ertesi günü grup başkanı Cahide hanım ve her yere koşturan Celal Beyler bizi toparlayıp bir kiraz bahçesine götürmüşlerdi sabah kahvaltısından sonra. Sarmaşıklarla sarılı koyu gölgeli kamelyaların altında şarkılar söyledik hep bir ağızdan. Yeni dostluklar kurduk. Ve ağaçlardan kiraz yolduk küçük çocuklar gibi. En güzel anısı buydu belki de 10-14 Haziran 2009 tarihleri arasına serpiştirilen Tekirdağ Kiraz Festivalinin
Müze gezilerinin ardından öğle üzeri biryerde veda yemeği yiyorduk.
Hikayemi bir yerde başlatmıştım
Bir yerde bitirmek istiyorum.
Gönüllerin mavi bir denizle kucaklaştığı yerde
İstanbul’a dönerken kendi kendime sen doğma büyüme bir İstanbul kızısın Ayşe!
İyi ki doğdun ve bu güzellikleri yaşadın diyorum.
18 haziranda doğduğumdan, bir doğum günü hediyesi gibi yaşadığım bu güzel anıyı bana yaşatan kardan adama, kardeş sıcaklığıyla yanımdan hiç eksik olmayan Neslihan Yazıcılar’a
Güzel eserleriyle gönlümüzün ve kulağımızın pasını silen Mustafa Zorlu’ya , sıcak kalpli tüm şiir dostlarına ve bu olanakları yaşamamıza kapı açan edebiyat defteri yönetimine
Teşekkür ediyorum
Ve sizleri seviyorum şiir dostlarım.
Sevgilerimle
ayşe yayman