6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1046
Okunma

Olmadık takıntılarım vardır… Kimse bilmez, bu araştırmacı ve sorgulamacı yanımı. (Bu yazıyı okuyunca ne kadar ayrıcalıklı olduğunuzu anlayacaksınız. Çünkü yalnızca siz bilin istiyorum.)
Örneğin;
akreple yelkovanı düşünürüm…
(Dişi olan akreptir, uzunu erkek egemendir kuşkusuz.)
Birbirleriyle öpüşerek, koklaşarak, dokunarak, kan ter içinde soluk soluğa üst üste buluştukları ve zamanın durduğu sanılan o özel “an” lar, gerçek bir “birleşme” sayılmalıdır bence?
Masum komşu ziyaretleri mi?
Ah! Evet! Komşu kızıyla komşu oğlu da olabilir, evcilik dokundurmaları içerisinde. Nasıl algıladığınıza bağlı.
"Aile" kavramını iplemeyen, “bohem” ya porselenden zaman serserileri (!) olma olasılıkları da yüksek.
Peki ama düşündüğüm anlamda bir ilişki biçimiyse, ayrıntılara göz atmak gerekmez mi? İlişki yalnızca "zevk" için mi gerçekleştiriliyor yoksa "üremeyle" de ilgili bir yanı var mı? Varsa da biz neden göremiyoruz bebeciklerini, kucağımıza alıp sevemiyoruz hoppidi hoppidi ?
Zamanı kimin için kullandıkları da meçhul mübareklerin!
Peki, ya o uyarmalar, uyandırmalar…
Kurmalı çığlıklarının yanı sıra, sessiz orgazmlar da yaşıyorlar mı fosforlu gecelerde?
Ne kadarı romantizm bu birlikteliğin?
Birbirlerine "aşk şiirleri" de yazıyorlar mı, bizim görme ve bilme yeteneğimizi aşan boyutlarda?
Sosyo-pornografik zaman dilimi ve bilimi açısından yanıtlanması gereken sorular bunlar.
Kafayı yemek üzereyim, en iyisi kısa keseyim…
Aslında bizim zamanımızda da
vardı mutlaka
böyle
ahlaka mugayir
saatler.
Belki biz farkına varmazdık ya da ortalıkta çok konuşulmazdı bacak bacak üstüne şeyler…
Dip notlar:
1) Mahallenin iftirası: Dijital olanlarına aseksüel diyorlar…
2) Necati Güngör ağabeyim: Ne gereksiz bir yazı, hiçbir edebi değeri yok…