Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
gülün dikeni
gülün dikeni

HER ŞEY OLMAYA HAZIR

Yorum

HER ŞEY OLMAYA HAZIR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1627

Okunma

HER ŞEY OLMAYA HAZIR

HER ŞEY OLMAYA HAZIR

Oturduğum yerden denizi seyretmenin tadına diyecek yoktu... Altına oturduğumuz yaşlı kavak ağaçlarının gölgesi, sabah güneşinin varlığını belirsiz hale getirse bile etkisini silemeyecek kadar ancak gölgelemişti. Karşımızdaki denizin mavi çekimine bakışlarım takıldıkça; mavi, yüreğimin bir köşesini işgal eden kitaptan bile dikkatimi başka yöne çekecek kadar beni kendine çekti... Önümüzdeki sahilin varlığını insanlar ile kalabalıklaştıran cadde, kitabtan başımı kaldırdığımda baktığım ama görmediğim insanlar demekti... Oysa ben, bakışlarımı sadece okuduğum satırları daha iyi anlamak için kitaptan kaldırmak istiyordum.... Ama öyle olmadı...

Bu esnada cadde üzerindeki banka gelerek oturan bir bayan dikkatimi çekti. O da sıcaktan kendini korumak telaşında gibiydi. Ama birisini beklemek telaşında olduğunu sonra anladım. Anladım...

Bayan bankta fazla beklemedi, kendisi gibi genç bir delikanlı banka yaklaştığında iki genç, birbirlerini tamamlayan diğer yarısı gelmiş olmanın bilinçsiz farkındalığı ile birbirine sarıldı. Sarıldılar, çünkü sevginin diğer yarısı, canın cananı gelmişti. Bir müddet sarılmış olarak kaldılar. Bu süre onlar için ne kadar kısa ve ne kadar uzundu acaba ...?
Birbirlerinden uzaklaşmaya başladıkları esnada bilinçsiz bir gayrete "hayır" diyemediği belli olan bu iki vücudun dudakları birbirini istekle buldu. Kısa bir andı bu. Fakat bu küçük anı, küçük öpüşler takip etti. Tekrar sarıldılar...

Sevmek ne demekti? Aşk ne demek? Gördüğüm suret benim için sadece bir örnek olsa da görülmeye değerdi...
Aşkın sevgiliye kavuşmak telaşındaki arzusunu tanıdım. İki sevgili birbirlerini bıraktıklarında göz göze geldiler. Her ikisinin birbirlerinin gözlerinde aynı resmi gördüğünü anlamam için daha önce sevmenin ne demek olduğunu bir dem duymak yeterliydi... Oturdular. Oturduklarında yüzlerindeki tebessüm, birbirlerini görmeden geçirdikleri saatlerden intikam alıyordu artık... Yüzlerinde birbirini bulmuş iki sevgilinin mutluluğu vardı... Delikanlı cananının dudaklarına tekrar bir buse kondurdu. Sonra yanaklarına, alnına... Sonra tekrar dudaklarına ... Sanki kalabalık bir caddede değildik... Sanki o caddede sadece bu iki sevgili vardı... Zaman ve mekan kavramının onlar için yıkılmış olduğunu o an hissettim... Utanmak yoktu. Nerede ve hangi zamanda olduğumuz önemli değildi. Sanki orada sadece o ikisi vardı ve sanki etrafta da kimsecikler yoktu.. Sevmenin, herşey olmaya hazır, sırf, sade ve tertemiz bu halini görmek ne mutluydu... Tecrit edilmiş bir mutluluktu bu. Kimsenin elinin değmediği, değemediği... Sadece bu iki yürekte büyüyen ve büyüdükçe arzunun sevgiliye kavuşmak telaşına yenik düşmesine ramak kalmış ve fıtratına hizmet eden bir nefs ile sevmek ve sevilmek gayretinin sarmaş dolaş hali...

Tekrar sarıldılar. İki canda tek vücut olmak gayreti ne kadar kuvvetliydi? Aşkın ateşini alevlendiren, aşıkı maşukuna esir eden, arzunun kuvvetini ne teşkil ediyordu? Tabii ki, vuslatsızlık !... Arzu ile gayenin arasındaki bu mesafe, ne kadar aşılmaz gibi görünse de aşka hizmet ediyordu. Vuslatı bulan aşkın sevgiye dönüşmesi için ise yıllar gerekiyordu..! Evet, yıllar emek demekti... Emek, sevdiğim dediğin insanın mutluluğu için kendi sevginden vazgeçmek gerekiyorsa, vazgeçmeye cesaret edebilmekti !! İşte sevmek buydu! Çünkü sevmek, almaktan çok vermek... Almayı beklemeden sevmek ve bir ticaret zihniyetinden sıyrılıp karşılıksız sevebilmekti...

Sevgiyle..


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Her şey olmaya hazır Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Her şey olmaya hazır yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HER ŞEY OLMAYA HAZIR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL