1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
507
Okunma
HİÇ BİTMEYEN YOKSULLUK"
Sarmıştı yoksulluk dört bir yanımı bağırıyordum çaresizce insanlara duyun sesimi diye ama herkes kendi derdine düşmüştü kim aldırır dedim yıldırım kendi kendime çünkü sarmıştı her yeri yoksulluk yine de bir umut vaat ederek bağ ırıyordum ama anlamıştım kimsenin beni duymayacağına ve ö gün bir şey anlamıştım hiç bitmez bu yoksulluk diye diyip dururdum yoksullukla mücadele etmek için o gün iş aramaya çıkmıştım bir binanın yanından göçerken bir iş ilanı gözüme çarptı üstünde vasıfsız temizlik elemanı aranıyordu işe alınmak umuduyla zaman kaybetmeden hemen yukarı çıktım kapıyı çaldım karşıma üstü başı gayet düzgün bir han fendi çıkmıştı bir kadına baktım birde kendime aramızda çok büyük bir fark vardı bunları düşünürken ne var ne istiyorsun diye söyledi bana iş ilanı için gelmiştim bana acımsı ve alay edici gözlerle bakarak sen mi temizlik işinde çalışacaksın sen git ilk önce üstünü başını düzelt kadının dedikleri bana dokunmuştu o gün anlamıştım ki yoksullara yer yok bu dünyada kadının son sözü defol git diye bağırdı karnımda çok acıkmıştı elimi cebime attım para var olmasına vardı ama akşam ekmek almak için annem vermişti o parayı babam o an aklıma gelmişti babam olsaydı beklide bu kadar zorluk ve bu kadar yoksulluk görmezdik iş bulmam üzüntüsüyle eve gittim öylece uyumuşum neyse okulların açılmasına bir hafta kalmıştı annem beni okutmaya kararlıydı ama ben çalışıp anneme bakmak istiyordum neyse okullar açıldı okulun ilk günü başıma neler geldi neler okulun eşek şakaları olur ya ders zili çaldı hoca içeri girdi hocanın gözüne batmış olmalıyım ki hemen beni kaldırıp adeta beni rencide etmek için ve beni küçük düşürmek için elinden geleni yapıyordu ben boynumu bükerek oturdum tam otururken sırama su atmışlardı benle dalga geçmek için her şeyi yapıyorlardı içlerinden bir kız beni savundu kendi kendime dedim ki yoksulları savunacak birileri varmış kızın o sert çıkışı hoşuma gitmişti neyse zaman geçti eve dağılma zamanıydı tam eve varmak üzereyken arkamdan bir ses “Allah rızası için” bir ekmek parası arkamı döndüm ki yaşlı bir adam bağırıyordu elimi cebime attım para vermek için param yoktu çok üzülmüştüm aklıma bir fikir gelmişti o an karşıda ikinci el elbise alan dükkân vardı hemen montumu çıkardım ve sattım elime geçen parayı adama verdim çok mutlu olmuştu adam bende mutlu olmuştum o an çünkü adam eve giderken çocuklarına karısına götürecek bir ekmek parası vardı ama ben öyle değildim çünkü sarmıştı yoksulluk dört bir yanımı onlarla boğuşuyordum çünkü biz yoksullar yok olmaya mahkûmuz.
[