Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
kemal boran
kemal boran

saakine holding senaryo 2

Yorum

saakine holding senaryo 2

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1267

Okunma

saakine holding senaryo 2

Bu sayfaya olayı duyan komşuların doluşması ve Sakine yi teselli etme girişimleri eklenecek.

Karakterler. ADALET hanım, HASİBE hanım, NAZİFE hanım ,SÜMBÜL NİNE, vs





DIŞ MEKAN:GÜNDÜZ


Bir hafta sonra: Tersanede Tören var.

Tuzla tersanesinde hüzünlü bir gün yaşanmaktaydı temsili cenaze için boş bir tabut, hazırlanan katafalka yerleştirilmişti. Amerika dan gelen uzmanlar hem olayı araştırmak hem de Rüstem in temsili cenaze törenine katılmak için hazırlanan platformdaki yerlerini almışlar tersane müdürünün konuşmasını dinliyorlardı. Tersanenin her bir tarafı neredeyse çiçek bahçesine dönüşmüştü. Günler öncesinden hazırlıklar yapılmış ve her taraf pırıl pırıldı.
Başbakan beraberindeki bakanlar ile birlikte geniş bir halk kitlesi ve bürokratlar oradaydı. Ayrıca bu esrarengiz olayın ne olduğunu anlamak için komşu ülkelerden de bazı parlamenterler ile başka ülkelerin konsolos erkanı bi cümle tersaneye doluşmuştu.
Bazı ülkelerin gizli servisleri de top yekun hazırdılar. Hemen hepsi de Amerika’nın yeni bir teknoloji ile deney yaptığı kanaatindeydiler.

Voyager uzay aracına çarpıp dünyaya yansıyan ışık araçla beraber Rüstem’i de uzayın derinliklerine götürmüş bu durum dünyada şok etkisi yaratmıştı.Tüm

dünya medyası bu yaslı kadın ve çalışma arkadaşlarının acısını haber yapmak üzere Tuzla tersanesine toplanmıştı.

TERSANE MÜDÜRÜ: Bu değerli ve çalışkan!

Yarısı dolu bardaktan bir yudum su alıp kesik kesik ve durarak konuşmasını içli bir tonda sürdürüyordu.

TERSANE MÜDÜRÜ: Türk gencini!... Sevgili mesai

arkadaşımız!... Rüstem Çekingen’i!.... Uzayın sonsuz

derinliklerine uğurladık!

Bir yudum su daha içip.Sağına soluna bakarak dinleyenlerin tepkisini ölçmeye çalışıyordu


TERSANE MÜDÜRÜ: Acımız… çok büyük…sayın dost

ve … büyüklerimiz … sevgili … misafirlerimiz.

Elindeki mendil ile alnını silip

TERSANE MÜDÜRÜ: 20 02 1977 doğumluydu… Gençti…

Çok çalışkandı … Herkesin sevgilisiydi… İşte böyle biriydi

…. Rüstem Çekingen!

İzleyende ağlıyor gibi bir izlenim uyandırıyor, sesine ara sıra hıçkırıklar eşlik ediyordu.

TERSANE MÜDÜRÜ: Tersanemizin… yılın işçisi olarak…

seçmeyi düşündüğü çok fedakar… çok çalışkan bu

arkadaşımız… maalesef aramızdan uçtu gitti! … Mevla rahmet

eyleye.

Deyiverdi.


TÖREN ALANINDAKİ KALABALIK HEP BİR AĞIZDAN:AMİİİİN !

Dediler. Bu duygusal konuşmadan etkilenen çoğunluğu mahalle komşuları bağıra çağıra, inleye inleye ağlıyordu.

Tersane müdürü elindeki kağıttan arada bir kafasını kaldırıp kameralara bakıyor, elindeki mendille arada sırada bir türlü akmayan gözyaşlarını siliyor ama konuşmasını bir türlü bitirmiyordu.
Tersanenin uluslararası kapasitesinden üretilen gemilerin kaç gros ton olduğuna kadar bir dolu şey konuşmaya başladığında ise Rüstem’i tamamen unutmuştu.
Az önce oturduğu koltukta bitkin ağlamaktan gözleri şişmiş olan Sakine hanım ikinci plana atıldıklarını anlar anlamaz ortalığı çınlattı
ayağından çıkardığı terliğini kürsüye doğru fırlatırken öfkeyle




SAKİNE: Başlarım ulan senin geminden, gros

tonundan, marketinden de, çıkarım, sülalenden

zırtapoooozzzz!


Öylesine bir haykırdı ki herkes sustu. Ardından da;

SAKİNE: Rüsteeemmm, ah yiğidim! Rüstemmm

mmm agh! Keşke sen ölmeseydin de ben öleydim

aaaahhh!

dedi, yer yer çamurlanmış zemin e sırt üstü serildi.

Kameraların dikkatini çekmişti. Bir anda onlarca insan başına üşüştü. Sağlık görevlileri kalabalığı yararak güç bela Sakine hanımın bulunduğu yere geldiler ve gerekli müdahaleyi yaptılar. Tüm dünya TV leri olayı canlı yayınlamaktaydı. Ne de olsa dünyadan uzaya doğru herkesin gördüğü bir kaybolma ilk defa olmuştu. Sakine hanım da bu olayın ilk mağdur eşi idi ve dünyanın bir çok ülkesinde TV leri
başında olan insanlar Sakine hanımın haykırarak bayıldığı anı saniyesi saniyesine görmüş bu acılı kadına çok üzülmüşlerdi.

XXX KONUŞMALAR YAZILACAK

Başbakan bu değerli vatan evladının kaybından ötürü duygusal bir konuşma yapmış ve bu aile için ne gerekiyorsa yapılacağını söylemiş ti

XXX İNGİLİZCE KONUŞMALAR VE SİMÜLTANE ÇEVİRİ

Nasa’nın bir görevlisi konuşma kürsüsündeki yerini almış ancak Sakine hanım ambulans ile hastahaneye kaldırıldığından hem başbakanın hem de Nasa’nın görevlisinin konuşmalarını dinleyememişti.
Nasa nın görevlisi bu olayla ilgili bir kusurlarının olmadığını, dolaylı olarak o esnada Voyager uzay araçlarının da bu kızıl ışık demetince yok edilmiş olduğunu, buna rağmen bu kayıptan ötürü Sakine hanıma yüz bin dolar tazminat ödeyeceklerini duyuruyordu.
Dünyanın birçok ülkesinde vaat edilen yardımın azlığına korkunç tepkiler başladı.Televizyon istasyonlarının telefonları kilitlendi ve TV ler aracılığı ile bu acılı kadın için izleyiciler yardım kampanyaları başlatılmasını istiyorlardı

DIŞ MEKAN:GÜNDÜZ

TEMSİLİ CENAZE NAMAZI

XXX
Son konuşmacı konuşmasını bitirirken herkesi Tuzla camisindeki temsili namaza davet etti. Günlerden Cuma idi ve neredeyse namaz vaktiydi. İçi boş tabut omuzlara alınıp hazır bulunan imamın duaları eşliğinde camiye doğru yoluna devam ediyordu kameraların çok fazla
olması ve başbakanın da en öndeki gurupta yürüyor olması semt sakinlerinin dikkatini çekti. Kimisinin meraktan, kiminin de bilerek katılması ile cemaat çığ gibi büyüdü yollar sokaklar adım atacak yer kalmayacak şekilde doldu.
Camiye varıldığında itiş kakış içinde boş tabut musalla taşına konuldu. CAMİDE İMAMIN KONUŞMA SI YAZILACAK
Koruma amaçlı ve çekim amaçlı bir çok helikopter havada dönüp duruyordu. Ulusal kanalların canlı yayınları ile bir çok insan evinin balkonuna çıkmış göz yaşları içinde kalabalığı seyrederken camide Cuma namazlarını kılan cemaat içeride mahsur kalmıştı.

DEĞİŞİK BASIN KURULUŞLARININ MUHABİRLERİNİN GÖRÜNTÜLERİ
(TV SPİKERLERİ) KONUŞMALARI YAZILACAK
İÇ MEKAN:GÜNDÜZ


Sakine hanım hastanedeki yatağında kendine geldi. Başında kendisini bekleyen hemşire “Nasılsınız?” diye sorduğunda aslında iyi hissetmesine rağmen;

SAKİNE: Hiç iyi değilim hemşire hanım, hiç.

Artık ölsem de ne fark eder anacım?

dedi ağlamaklı bir tonda.

HEMŞİRE:Şu an itibari ile herhangi bir sağlık

sorununuz yok sakine hanım yaşadığınız olay

tabiki sizi bir miktar sarsmış olmalı böyle tepki

vermeniz gayet normal

SAKİNE:He tabi sana göre hava hoş hava

demişken uzay mı ne orada kaybolan benim

canım kocamdı anam bir şeyim olmaz olur mu?

Ağhh ben öldümm

Canım çıksaydı daha iyiydi…

HEMŞİRE:Sizi çok iyi anlıyorum ama ölenle

ölünmez ki

SAKİNE:Tabi tabii…ben ölmüşüm ağlayanım

yok anacım

HEMŞİRE:Sakine hanım ben birazdan taburcu

işlemlerinizi başlatacağım ambulans ile sizi

evinize biz bırakacağız.


SAKİNE:Ama benim hiç param yokki bu masrafları nasıl karşılarım öööö

Ağlar gibi yaparak göz ucu ile hemşireye bakıyor

HEMŞİRE:Siz hiç merak etmeyin hanımefendi

ücretinizi sağlık bakanlığı üstlendi.bu konuda

başbakanımızın talimatı var


DIŞ MEKAN:GECE:AMBULANSIN SİRENLER ÇALARAK YOLLARDAKİ GÖRÜNTÜLERİ


Sakine hanımın tedavisi bitmişti. Onu evine getiren ambulans çığlık çığlığa bağıran insanlar ve inanılmaz bir kalabalığın içinden zor da olsa evinin bahçesinin önüne geldi ve durdu. Mahalleli hep bir ağızdan “Sakine! Sakine!” diye tempo tutuyorlardı. Usulca ambulanstan sedye ile indirildi ancak kalabalıktan bir türlü eve ulaşılamıyordu.

xxx
Mahallelinin sedyede geçmiş olsun yarışı

Karakterler:HASİBE , NAZİFE ,ADALET , SÜMBÜL NİNE ,KEL CEVDET vs
MAHALLE KAHVEHANESİ

İÇ MEKAN:Kağıt oynayan tipler gazete okuyanlar at yarışı kuponu dolduranlar vs


Kel Cevdet tersanedeki törenden ve temsili cenaze namazına katıldıktan sonra mahalleye gelmiş sonra olayı kahvehanede bulunanlar ile birlikte TV’lerden yapılan yayınları pür dikkat izlemiş, olayın getirisinin ciddiyetini anlamış ve planını yapmıştı. Mahallenin işsiz gençlerini örgütlemeye başladı ve Sakine geldiğinde TV çekimlerini engellemeleri için onlara kameraların önünü kapatmalarını bu iş için onlara daha sonra iyi para vereceğini söylemişti. Sakine nin gelmesi ile gençler harekete geçmiş ve çekime imkan vermiyorlardı.

GENÇLER İLE YAYIN KURULUŞLARININ KARŞILIKLI ATIŞMALARI YAZILACAK

Kalabalığın arasında bir çok gazeteci ve TV kameramanı vardı ve hastaneden beri onu takip etmişlerdi bir yandan da mahalleyi ve evi bilen TV ler canlı yayın için pozisyonlarını almışlardı ama bir türlü istedikleri kareleri yakalayamıyorlardı.

Ulusal ve yabancı basın kuruluşları Sakine hanım ile röportaj yapmak için adeta biri birileriyle yarışmaktaydılar zira bu olay nedeniyle reytingler her ülkede tavana vurmuştu ama bir şekilde mahalleli tarafından önleri kesiliyordu.

Mahallenin bitirimlerinden kel Cevdet yardım ediyormuş havası uyandırarak bu alakayı ranta çevirme harekatına başlamıştı.


KEL CEVDET (Davudi bir ses tonuyla): Bi

dakka ağalar beyler, bi dakka! Hop dedik, bi

dakka! Alllooo!

O hengamede bir anlık bir sessizlik oldu.Bu bitirim ağzı konuşma Kalabalığın dikkatini çekmeyi başarmış tüm bakışlar ona dönmüştü.

KEL CEVDET: Öyle hemen dalmak yok ülen!

Ayrıca her hizmetin bir bedeli var icabı

Halinde. Gördüğümüz lüzum üzerine
KEL CEVDET: Bedavaya röportaj filan

Hikâyeleri eskidi. Yok, ööle üç köfte beş kuruşa!

KEL CEVDET: Röportaj ve çekim numaraları

Bundan sonra kayıt altına alınacak vergi

kutsaldır

sayın efendiler ve muhterem hanfendiler!


KEL CEVDET: Amatör kayıt dönemi kapanmış

olup reyting metremiz çalışmaya başlamıştır.

Öyle değil mi Sakine abla?

Sedyenin üzerinde mahsur kalmış Sakine ye dönerek göz kırptı ve onay vermesi için başıyla işaret ederken, eliyle para işareti yapıyordu.

KEL CEVDET: Fakir fukaraya yardım fonundan

bir damlacık da Sakine bacımızın nah bu

Gördüğünüz fakirhanesinin çatısına damlasın.

KEL CEVDET: İcabı halinde birr damlacı su

hayat memat kurrrtarrır, su deyip te geçmeyelim

baylar bayanlar, merdivenden kayanlar. Hatta

Kayamayanlar da kulak versin. Ben Sakine

Çekingen hanımefendinin basın danışmanı kel

Cevdet! İtirazı olan varsa el kaldırsın icabında.

Sağ omzunu ileri çıkartıp bitirim pozlarında elindeki tespihi çevirerek
Şaşkın şaşkın ona bakan kalabalığın şaşkınlığına aldırmadan konuşmasını sürdürdü.


KEL CEVDET: Oylama tamamlanmış olup oy

Birliği sağlanmıştır. Bacımıza hayırrrlı ossun.

Bir yandan konuşurken diğer yandan tepkileri anlamak için gözleri etrafı fır dönüyordu. Mahallelinin tebessüm ile baktığını gördükten sonra konuşmasını sürdürdü. Gençler durumu anlamış ve basının fotoğraf çekmesini bile engellemişti. Kameralar da hiç kayıt alamamıştı.

KEL CEVDET: Heyet! Pamuk eller ceplere basın

Dünyamızın nadide insanları! Parayı bastıran haberin

Kralını, bastıramayan Maltepe’nin havasını alır!

Anlaşıldı mı, bir daha tekrar etme zahmetine gireyim

mi? yoksa basın dünyamızın siz sayın bir o kadarda

Değerli üyelerinin konuyu anlamamış olma babından

bir sıkıntıları varmı




Aman be! Anlamayanlar bi zahmet anlayanlardan

Durumun nezaketini etraflıca öğrensin. Ayrrrıcana

sürççülü lisan ettikse de affola, beri gele! İcabında her

yol Mersin.Ayıcana Tarsus adana istikametine yol

ayrımı şu taraftan…

dedi.Durum anlaşılmıştı. Yabancı TV ler iki üç bin dolar civarında teklifte bulunuyorlardı ancak Sakine de durumu kavramıştı Cevdet’i kolundan tuttu ve kendine doğru eğilmesini istedi. Kulağına

SAKİNE: Afferim lan Kel! Şiir gibi konuşuyorsun

imanıma. TV’ler beş, gazeteler üç bin dolar olsun.

Yoksa sermayesini kurtarmaz de, e mi? Sonra seni de

görürüz benim aslan yürekli kardeşim.

Diye fısıldadı.

KEL CEVDET: Ayıp ettin be, Sakine bacım. Nicole

kidmanım Kendim için tek kuruş istiyorsam namerdim.

Maksat yardımımız olsun. Sen de bize Rüstem

ağabeyimizin kutsal bir emanetisin.

Dedi ve fiyatı açıklamak üzere kalabalığa doğru seslendi.



KEL CEVDET: Yerli ya da yabancı televizyoncu

Ağabeyleri ve de ablaları şu sağ tarafıma, aynı şekilde

Gazetecileri de sol tarafıma davet ediyorum!



Sakine nin belirlediği fiyat hepsine bildirildiğinde içlerinden bir kısmı dönüp Sakine ye baktı

SAKİNE: Kendim için istiyorsam namerdim. A ha şu

karnımda gördüğünüz sabi sübyanın süt parası için bir

yardım!doğmamış bebeme yetim kalmış oğluma

acıyın.

Diyerek yattığı sedyede adeta düz bir duvar gibi duran karnını şişirerek hamile gibi yapmıştı.
Tüm basın kuruluşunun muhabirleri cep telefonlarına sarıldı. Merkezleri ile irtibata geçen yayın kuruluşlarının çoğu onay almış ve toplantı kel Cevdet in başkanlığında evin salonunda kurulan bir masanın arkasında Sakine, Kel Cevdet, Hasibe önünde basın görevlileri olacak şekilde dört seans tekrarlanmıştı ve ancak talebe cevap verilebilmişti bu arada. Sakine hanım yüz otuz bin dolar civarı paraya kavuşmuştu. Yüzünde gülücükler açmış bozuk olan morali yerine gelmiş hatta Rüstem’i bile unutmuştu. Kısık bir ses tonuyla hayıflanıyordu kendi kendine

SAKİNE DÜŞÜNCE BALONU
SAKİNE: Allahsız Kel Cevdet! Kendim için tek kuruş

İstiyorsam namerdim dediydi. Yirmi beşbin doları

“Abla, bize de bir sakal at” deyip iki arada bir derede

götürdü çaktırmadan cebine attıkları da cabası.

SAKİNE: Amaaan, boş ver! Be sakine Ohhh! O

olmasaydı ben bunu akıl edemezdim neyse hakkımı

helal ettim kel Cevdet ohhh Yan gel, yat kız Sakine.

Köşelerden köşe oldun.

SAKİNE: Ah canım Rüstem im! Sümsüktün, filandın

ama ölün bile para edermiş de ben değerini

Bilememişim. Ah yavrum! Uzay mı neresiyse artık

Orası, acaba oralar soğuk olur mu?

dedi kendi kendine.sonra yanında duran kadınların birini kendine doğru çekerek

SAKİNE: kız uzay denilen yer soğuk mu yoksa

sıcakmı olur

Kadının hiçbir şey anlamamış ifadesi karşısında


SAKİNE:Aman tamam canım anladım sen o güzel

kafanı yorma böyle şeylere ne ben sana soru sordum

nede sen anlamadın tamamı?


Basın mensuplarının haberlerini yetiştirmek için gidişinin ardından bu defa salon ağzına kadar meraklı mahalle sakini ile dolmuştu.
ir ara bulantı ile “Böğğğğ” diye karnını tutan Sakine banyoya gitme bahanesi ile aradan sıvışmış parayı güvenli bir yere saklama ihtiyacı duymuştu.


SAKİNE:Ne olur ne olmaz mahalle fakir fukara dolu artık

dul bir gadınım ya ayrıcana da endamım da yerinde başıma

bir hal gelirse ne ederim.

Banyodaki aynaya bakıp kendi kendine konuşuyordu. Ardından başına ağrıyormuş gibi hava vermek için alnını sıkıca saran bir tülbenti dolamış yüzüne de acılı ve bitkin bir ifade takınarak son haline aynada göz ucuyla baktıktan sonra yeniden salona girmişti. Hemen komşu kadınlar ona bir yer açtılar ve yatırdılar. Herkeste anormal bir sevgi ve düşkünlük hasıl olmuştu birden bire. Küçük bir çocuk;

KÜÇÜK ÇOCUK: Ana! Hişt ana! Sakine teyzem artık

çok mu zengin oldu? Hem zengin ne demek? Çok

parası mı var demek parası çoksa bana oyuncak alırmı

almazsa ağlarım o zaman alırmı.almazsa daha çok

ağlarım o zaman alırmı almazsa bende artık ağlamam

anne demi

deyiverdi.

DİĞER BİR ÇOCUK:Bende çukulata isterim, bebek

de alsın bana ne.bende ağlarım almasada ağlarım hep

ağlarım tut ki alıncaya kadar

Dedi ve bastı yaygarayı Sakine nin gözleri fal taşı gibi açıldı

SAKİNE: Ne parasıymış len yumurcaklar! He, deyin! Ne parasıymış? Kim zengin olmuş, heee?söyleyin bakalım kiiiimmm veletler

dedi sert üslup kullanmış çocukları susturmuştu ardından inleyerek;

SAKİNE: Aaaah, ölüyorum komşular! Aahh!

Rüstem’im gitti! Ben n’aparım onsuz? Ne yer, ne

içerim? Param yok pulum yok.

Sesine acıklı bir ton yükleyerek

Hem çok hastayım ayrıca hamileyim. Aha şuracıkta

onun üç aylık bebesi var ne yapacam ben şimdi? Bu

sübyana nasıl bakacam ben? Üüüü üühhüü!

Diye ağlarken timsah gözyaşları hiçte inandırıcı değildi. Yakın ev komşularından yaşlıca bir nine işi kavradı, inisiyatifi ele alarak;


SÜMBÜL NİNE: Koyun can derdinde, kasap et. Hiç

insafınız yok mu sizin? Vicdanınız kurusun,

Görgüsüzler!

SÜMBÜL NİNE: Neler söylüyorsunuz böyle şu

Fakir kadına? Hadi bakalım, yallah! Herkes

Evine! Görmüyor musunuz kadıncağız ne halde!

Hade be, yallah! Hayde! Herkes evine!

Komşucağızımı kimselere yedirtmem, alimallah !


Diye elindeki bastonu sallayarak mahalleliyi paylamaya başlayınca mahalleli isteksizce evi terk etmeye başladı. Nazife teyze, Sümbül nine, Adalet hanım ve en yakın komşusu Hasibe ile onların birkaç çocuğu içeride kaldı.

ADALET: Diline sağlık Sümbül ana bu mahalle

adam olmaz anacım. Pis dilenciler ne olacak

hıııhhh

Dedi ve Sakine ye doğru baktı ardından

ADALET: Ah komşum bilirsin. Ailece seni çok, ama

çok severim. Üstelik hemşeriyiz de. Kurbanda da sana

en iyi eti ben yolladıydım, unutmadıysan.

diye söze girdi.

ADALET: Madem hamileydin kız niye bize haber

vermedin? Elini sıcak sudan soğuk suya

Dokundurtmazdım Alimallah. Burada kapı gibi duvar

komşun var.

ADALET: Canın ne çekiyorsa söyle, hemen yapıp

getireyim, canım komşum benim. Yeter ki sen

emret. Adalet bacın sana kul köle

NAZİFE: Canım Sakine bacım. Benim herif bakkalı

kapatıp eve gelirken sana yiyecek içecek ne lazım ise

kolileyip getirecek. Biz ne güne duruyoruz bacım? Hiç

merak etme, e mi?



deyince hasibe önceliği adalet ve nazifeye kaptırmamak için öne atıldı

HASİBE: Daha düne kadar Sakine nin olmadık

Dedikodusunu yapanlar, bugün iyilik meleği kesildi

Vallahi.



HASİBE: Hiçbir şey istemez bir şey istemez! Hiççem

ben ne güne duruyorum? Sanki hı, ben ne güne

Duruyorum. Hatırlarsınız. Sakinesiz bir günüm bile

geçmezdi.


HASİBE: Öyle değilmi? Hepiniz garibanın hakkında

atıp tutarken, ben her gün onu ziyaret ederdim; değil

mi kız? sakine abla

diyerek dirseği ile sakine yi hafifçe dürttü.

HASİBE: Hatta o uğursuz günün sabahı bile, beraber kahve

içiyorduk.

Rüstem ağabeyin uçarak kayıp olduğu haberini beraber

dinledik. Bilemezsiniz, neler yaşadık. Sakine ablayı ben

teselli ettim komşular.huu

HASİBE: ,siz o zaman neredeydiniz. Hade naş naş, hayvan

terli!

Ardından Sakine nin kulağına eğilip;

HASİBE: Bu aç kurtların hepsi paranın kokusunu aldı.

Menfaat peşindeler Allah çarpsın, komşum. Haberin olsun

ha, yanlış yapmayasın. Bunların topu bir metelik etmez adi

leş kargaları

Diye fısıldadı.

Sakine bu muhabbetten sıkılmıştı uzandığı çekyatta elini ağzına götürdü ve hepsinin duyacağı bir tonda

SAKİNE: Uaahhhh, ağuhmmm!

Diye esnemeye başladı.

Mesaj alınmıştı alınmasına ama kimsede hareket yoktu

SAKİNE: Uaahhhh, ağuhmmm!

kimsede hareket olmayınca bu defa

SAKİNE: “Uaaah” dedik ya, millet! uuaaahhh ne demek ha?

diye esnemesini sürdürdü. Ardından Hasibe söze girdi;



HASİBE: Komşular işte gördünüz. Yatıya mı kalcanız.

Sakine abla çok yoruldu. Bakın, bakın! Kadıncağızın

uykusu da geldi. Hem size ne düşer ben buradayken!

Gidin evinize bir güzel dinlenin, anam! Siz de

Yorulmuşsunuzdur.

Sakine’ye dönüp

HASİBE: He mi, kız?

dedi ama, o gözlerini çoktan yummuştu. Sesini alçaltarak;

HASİBE: Ben bu gece heriften izinliyim komşuma her

zamanki gibi sana ben yarenlik ederim. ablaların en güzeli


Diyordu. Diğerlerine daha önceleri bu kadını hiç ziyaret etmediklerini hatta dışladıklarını hissettirir gibiydi ardından itiraz şansı tanımadan. Ayağa kalktı ve yıldızının hiç barışık olmadığı komşularına;

HASİBE: Buyurun! Kapı bu tarafta hanımlar, yolda şu

taraftan dosdoğru sizlerin Evlerine gidiyor yardıma ihtiyacı

olan var mı?

Bu hamle karşısında diğerlerinin yapacakları bir şey kalmamıştı açılan kapıdan birer ikişer çıkıp giderlerken. Bazıları Hasibeye söyleniyorlardı. Son misafir de çıkıp gidince Sakine gözlerini açtı.

SAKİNE: Aferin kız, Hasoş! İyi benzettin haspaları. Herkes

iyilik melaikesi kesildi başıma. O Adalet karısı var ya! Yalan

deyo kuranıma. Bana gurbanda kaburga, yanındada azıcık

kuyruk yağı yolladı gavurmayı da küpe bastı. Sekiz ay geçti,

hala çıkarıp çıkarıp yiyorlar.


dedi. Hasibe fingirdeyerek;

HASİBE: Ay komşum! Allah sana sabırlar versin anam!

Millet parayı duydu ya gelen gelene! Çingene bunlar kızz aç

gözünü bunlar fırsat düşkünü annem sen onlara inanma sakın

emi

Dedi. Sakine’den bulduğu yüz ile şımarmıştı.

SAKİNE: Ne parasıymış kız? Herkes para lafı ediyor. Bende

para ne gezer, kız? Allah ağzından duysun!

HASİBE: Ay abla. Yapma allasen! Hoşsun valla. Bize de mi

lo lo? ayol


Dedi. Saki ne’nin, hastanede olduğu için tazminattan ve açılacak yardım kampanyasından haberi yoktu. Mahallelinin röportajlardan aldıkları paranın miktarından ise haberdar olmadıklarını düşünüyordu. Kel Cevdet pazarlık yaparken onu içeri taşımışlardı.


HASİBE: Amerikalılar sana yüz bin dolar tazminat

Verecekmiş. Bir de başbakanımız sana maaş bağlanacağını

Söyledi. Ben hastanedeki televizyondan duydum, sen

Uyurken. Ayrıca tüm dünyada senin için yardım

Kampanyaları düzenleniyormuş. TV’ler öyle söyledi ablam

Benim. Bir de Kel Cevdet’in topladığı paralar var ya!

dedi ve muzipçe gülümseyip ekledi;

HASİBE: Kız artık çok zengin olecen ablam. Başına talih

kuşu kondu, valla.

deyince Sakine durumu iyice anladı.

SAKİNE DÜŞÜNCE BALONU

SAKİNE: Yüz otuz bin dolar da içeride var.

Ohhh! Yer, içer rahat ederim bundan sonra

Ardından ağlamaklı bir sesle;

SAKİNE: Benim aslan gibi yiğidime az bile vermişler.

Ah anam, ne cimrilermiş! Ne sıkıymış elleri? Oyyy

Rüstem’im, oyyyy! Keşke param olmasaydı da sen

Yanımda olsaydın üüühhhüü ühühhü

diye ağlama numarası yaparken

Aaah canım kocacım, aah! Evimin direği! Boyuna

posuna kurban olduğum.

diye sızlanıyor yumruk yaptığı bir elini göğsüne vuruyordu ve yan gözle de Hasibe nin tepkilerini kontrol ediyordu.

HASİBE: Abla kız, bırak bu ayakları. hani lolo yoktu bana

HASİBE: Zaten hiç anlaşamıyordunuz. ‘Ölse de kurtulsam’

Demiyor muydun ikide birde.

HASİBE:‘Ayrılacağım bu sümsükten’ de diyordun. O sabah

da ‘inşallah aya gidersin, astironut Rüstem’ diye bağırmadın

mı adamın arkasından? Bak bedduan tuttu işte.

HASİBE: Eh, sana da gün doğdu! Ölenle de ölünmüyor ki

Anacım! Bundan sonra hayatını yaşaman lazım.



deyince Sakine yerinden kalktı sinirli sinirli;


SAKİNE: Hadi anam, hadi! İşine gücüne bak sen de. Hem

saat de geç oldu. Bu gün sen de çok yoruldun ben de. Yatıp

uyuyalım. Hem çocuğun da ağlıyordur. Herifini de yalnız

bırakma. Hadi sen de evine git istersen.Azıcık kendimi

dinleyeyim yasımı tutayım hade iyi akşamlar

SAKİNE: Ah çocuk! Çocuğum! Nerede kız benim

oğlan? Kayıp! Allah’im, ben bittim ki ne bittim!

diye dövünmeye başladı.


HASİBE: Dur kız, dur! Telaşlanma. Hasibe’n her şeyi

düşünür, Sakineciğim. Sen meraklanma anacım. Senin

oğlan bizim evde. Akşam yemeğini yedi, ilk akşamdan

benim oğlanla beraber uyudular bile. Sen röportaj

neyim yaparken ben gidip onları kontrol ettim.

Dedi ve ekledi.

HASİBE: Abla kız! İti var, kopuğu var. Sen bu akşam

güvende değilsin. Kel Cevdet ‘Gazeteler ve

televizyonlardan benim payıma elli beş bin düştü,

Sakine bacıya verdiklerini siz düşünün’ diye kahvede

konuşuyormuş. Benimki kulağıyla duymuş. İstersen

parayı da al, bize gidelim. Ferit’in av tüfeği var ya,

hepimizi korur.

Sakine’nin içine kurt düşürmeye yetti Hasibe nin bu sözleri. Zaten panik atak hastasıydı, her şeyi çok fazla büyütürdü. Hızla yerinden kalktı ve bir çırpıda ilacını alarak döndü. İçinden bir tableti susuz yutuverdi.

SAKİNE: Bu devirde para için adam kesiyorlar, eyvah

yandım! Herkes para aldığımı biliyor. Beni de

kesecekler bu gözü dönmüş canavarlar. Benim canım

Hasibem! N’olur beni yalnız bırakma.


HASİBE: Abla kız. Gel istersen bu akşam ortalıktan

kaybolalım. Bir otele filan gidelim. Orada

olduğumuzdan kimseciklerin haberi olmaz, hem bizi

de kimse tanımaz. Gel keyfim gel! Yan gelip yatarız.

Bizimkine telefon edeyim oğlanları da getirsin kız.

dedi. Bu fikir Sakine’nin aklına yatmıştı. Ferit itiraz ettiyse de iki yüz dolar harçlık alınca sesi kesildi.

FERİT: Bir şartla sana izin var. Taksim’de beş yıldız

bir otele giderseniz, orada size kimse sokulamaz.

Varınca da beni arayacaksınız. Yoksa göndermem.

Dedi.

İki kadın iki çocuk beş yıldızlı bir otelin kapısından içeriye ürkek bakışlarla girdiler. Resepsiyon memurunun bir işareti ile otel güvenliği onlara doğru yöneldi.


GÜVENLİKÇİ: Buyursunlar saygıdeğer

Hanımefendiler! Size nasıl yardımcı olabilirim?

Dedi. Alay eden bir tonlama ile karşılandıklarını anlayan Hasibe;

HASİBE: Zatıâlilerinize zahmet olacak saygıdeğer

bekçi bey, ama mümkün atı var ise yalnızca bir oda

İstiyoruz. Yok eğer olmaz diye diretiyorsan elbet bir

çaresini buluruz anacım.

Dedi. Güvenlik görevlisi bu defa ciddi ve sert bir tonda;

GÜVENLİKÇİ: Kral dairesini tahsis edelim isterseniz

Saygıdeğer hanımefendiler!

Dedi ve ardından;

GÜVENLİKÇİ: Hadi bayanlar, hadi! Allah versin!

Onların bocaladığını görünce sinirli tavrını sürdürdü;


GÜVENLİKÇİ: Aloo, hop! Size söylüyorum ya! Ne

Laftan anlamaz, arsız şeylersiniz siz! Burası saygın bir

İşletme. Ayrıca işimiz, gücümüz var. Hemen burayı

Terk edin. Sizinle mi uğraşacağız?

diye paylamaya devam etti.

SAKİNE: Bize mi diyon laaan keçiii?!

Sakine bu tutuma sinirlenmişti dilenci gibi görülmek zoruna gitmişti. Güvenlikçi de bu tepkiden dolayı afallamıştı.

SAKİNE: Oğlum, görünüşe aldanma! İcabında ya biz

çok zenginsek? Ya biz kıyafet değiştirip geldiysek

buraya? Ya ben bir gazeteciysem? Düşünmüyon mu

heç bunları? Böyle kestirip atmak da neyin nesi? De

bakem şimdi!


dedi ve ardından da kucağında sıkı sıkıya tuttuğu pazar çantasının açtı. İçindeki dolarları güvenlikçiye gösterdi.

SAKİNE: Kral odası mı, ne karın ağrısı ise! O dediğin kaç para lan, haaa!

Hasibe’ye döndü bakıştılar ve şaşkınlıktan dili tutulan güvenlikçiye dönerek sertçe;

SAKİNE: N’aber ülen, keçi? Birden heykelleştin,

kanın çekiliverdi. Hadee, hadee! Bizi eyleme, al

bakalım şu yüzlüğü de yolu göster!

dedi ve güvenlikçinin cebine yüz doları sıkıştırıverdi.

O esnada lobide oturan otel müşterilerinin bazıları sesin geldiği yöne gayri ihtiyari bakışlarını çevirdiler. İçlerinden birisi oturduğu yerden kalkarak yanlarına geldi ‘Welcome, Ms Sakine’ dedi ve elini uzattı. Sakine uzatılan eli sıkarken;

SAKİNE: Gör de terbiye öğren ukela bekçi! Bak elin

gavuru bile bizi taneyo. Emme sen maytap geçeyon.

Dilenci muamelesi yapman da cabası.


Resepsiyon görevlisi de bu garip durumu anlak için onların yanına gelmişti. İngilizce bir şeyler sordu ve ardından tercüme etti. Güvenlikçi şaşkınlık ve utanç duygularını aynı anda yaşamaya başladı;

GÜVENLİKÇİ: Affedersiniz bayan. Şey,

affedersiniz! O, siz misiniz? Siz eşi uzayda

kaybolan bayanmışsınız bu gazeteci öyle söyledi

de!

Deyince;

SAKİNE: Biliyoruz kardeşim, sağır değiliz,

Duyduk. aynen oyum tamda üstüne bastını bekçi

bey ben oyum yani Bayan Sakine çekingen!





Dedi İngilizce biliyormuş edasıyla ve ardından ağlıyormuş gibi yaparak;

SAKİNE: Evet, maalesef ben, o talihsiz kadınım.

Felek sillesini, taaa uzaylardan suratıma şırrak

diye atıverdi. Ne yapalım kardeşim, vatan sağ

olsun. Hem ülkemin ilk uzay şehidinin karısı

Olmaktan gurur duyuyor, saygılar sunuyorum.

Bu konuşma bitmiştir. Bize bir oda verin! Çok

yorgunuz ve ayrıca beygir gibi de açız, ya!

Dedi.

Biraz sonra otelin en güzel odalarından birine yerleştirildiler. Hayatlarında ilk defa gördükleri böylesine bir lüks karşısında şaşkına dönmüşlerdi. Hasibe hemen sağı solu karıştırmaya başladı. Çekmeceleri açıyor, dolapları kontrol ediyor, buz dolabının içindeki içecekleri, çikolataları sayıyor, oradan banyoya doğru koşuyor, her gördüğü yeni şey için çığlıklar atıyordu. İki çocuk elleri yüzleri çikolataya bulanmış bir haldeydi. Kısa sürede odanın konforuna alıştılar. Telefon çalmaya başladığında o yana doğru hamle yapan Hasibe’ye sert bir bakış fırlattı ve telefonu eline aldı. Sesine kibar bir ton vermeye özen göstererek;





SAKİNE: Buyurun, ben Sakine çekingen

Hanımefendiyim. Siz kimsiniz canımın içi? Kimi

Aramıştınız, lütfen?







dedi. Onun sözünü bitirmesi ile birlikte;

ŞERMİN: Ben resepsiyon görevlisi Şermin! Sakine

Hanımefendi akşam yemek servisimiz üç numaralı

salonda başlamıştır. Rezervasyonunuzu yapayım mı?

Deyip cevap bekledi.


SAKİNE: Haa?

ŞERMİN: Dilerseniz yemeğinizi odanıza da

servis edebiliriz. Hangisini tercih ederdiniz

efendim?


diye sorunca Saki ne’nin dili tutuldu. Ne de olsa buraların raconunu bilmiyordu. Söylenenlerin bazılarını anlamamıştı ve nasıl cevap vermesi gerektiğini bilemedi.

SAKİNE: Eee… hımım.. öhhü…. Eee, bir dakika… öhhü eh, basın danışmanım Hasibe hanımı vereyim, o sana söyler canım.

Deyiverdi. Kel Cevdet’ten öğrendiği bu kelime imdadına yetişmişti.

HASİBE: Ya bacım! Bırak bu lazermasyon

mudur ne zıkkımsa, sen bize yemek yolla e mi?

Açlıktan midemiz sırtımıza yapıştı.

ŞERMİN: Emredersiniz efendim. Ne yemek

istersiniz?

HASİBE: Kafanıza göre takılın şekerim!







Yaklaşık on dakika sonra odalarının kapısı kat görevlilerince çalındı ve servis başladı. Getirilen yemeklere gözlerine inanamaz bir şekilde bakmaktaydılar. Çocuklar hücuma geçti. Salatanın ve çorbanın dışında hiçbir yemeği daha önceden görmemişlerdi. Çorbalarını bir çırpıda içtiler ardından bakırdan ve altında ispirto ocağı yanan kapların kapaklarını korkarak kaldırıp içlerine baktılar. Ağzına kadar etli birkaç çeşit yemek ile bilemedikleri şeylerle dolu idi. Diğer bir arabanın üzeri ise soğuk mezelerle doluydu. Mezelere hiç dokunmadan iştahla sıcak yemeklerin çoğunu yediler. Hepsinin karnı tıka basa doymuştu. Sakine yatağına uzandı bir taraftan da oflayıp tıslıyordu.


SAKİNE: Kız Hasibe! Daha ne dikiliyorsun

Sofranın başında, görgüsüz karı?

dedi.

HASİBE: Ya canım ablam. Biz kim, görgü

kim? Nereden bilek bu acayip yemekleri ay kız?

Gözüm doymadı. Ne güzeldi, yahu!


OTEL ODASINDAKİ DİALOGLAR YAZILACAK



AYRICCA OTELİN GÜZELLİK MERKEZİNDE SAUNA SEANSI MASAJ VE CİLT BAKIMI YAPILACAK






Ertesi sabah otelin kasasında duran para dolu çantayı alıp doğruca Taksim meydanındaki büyük bir bankanın kapısından içeri girdiler. Otel müdürü banka müdürüne konuyla ilgili bilgi vermişti.

Danışmadaki bankoda duran bayan memura çekinerek yaklaştılar.

HASİBE: Şey ..eee sizin bankanızın müdürünü

bizim otelimizin müdürü aradı da o da buraya

gelmemizi söyledi de.

MEMURE: Bayanlar müstahdemlik için geldiniz ise

dün bir bayan ile anlaşma yaptı müdür bey. Yani

kadromuz doldu.

SAKİNE: Yok kibar bacım sen bizi yanlış anladın

galiba. Biz o dediğin iş için deel, paramız yatırmaya

geldiydik de.Yani yatırım yapacağız anlayacağın

MEMURE: O zaman şu otomattan sıra fişi alın,

numaranız geldiğinde gişelerden paranızı

yatırabilirsiniz.

Sakine sinirlenmeye başlamıştı müdürlerinin kendilerini beklediğini söyledilerse de mamure yi ikna edememişlerdi

SAKİNE: Bakın bayan danışma mamuresi

hanım. Kulağınızı eyi açın vede dinleyin

SAKİNE: Biz tıhe Marmara da kral dairesinde

dün gece kaldıydık. müdür bey de yatırımımızı

değerlendirmek için sizin bankanızı önerdi.

Hatta müdürünüzü de, aha şu iki gözümün

önünde aradı. O da bize bu gün için randevu

falan verdi. Sen de bizi sallameyon. Ehm, siz

bilirsiniz. Peh! Bize banka neyim çok. Herkes

bizimle çalışmaya can atıyor anacım



Dediler ama memure hanım onları baştan ayağa süzmüş ve kılık kıyafetlerine bakarak bunun mümkün olmadığını düşünmüştü. Sinirler gittikçe gerilmeye başlamıştı. Memure ile iki kadın ve iki çocuktan oluşan bir gurubun yüksek tondaki tartışması iç tarafta oturan banka şefi Dursun beyin dikkatini çekmişti. Hemen danışmayı telefonla aradı ve ne olduğunu sordu.

DURSUN BEY: Figen hanım, orada neler

oluyor? Çok fazla gürültü var müşteriler rahatsız

olacak!

MEMURE FİGEN: Efendim bu bayanlar Sacit

beyden randevu aldıklarını ve yatırımları

olacağını söylediler. Ama baksanıza hallerine.

SAKİNE: Ne varmış anam halimizde? Senin gibi

gat gat boya neyim bilem yok, süslü püslü giyme

yok diye mi bu tafran? Süslü kokoş!

DURSUN BEY: Sacit bey iki bayan müşteri

beklediğini, gelir gelmez kendisine haber

vermemizi söyledi. Ama herhalde bunlar olamaz

onlar the Marmara müşterisiymiş.

Deyince;

MEMURE FİGEN: Ayyyy ama bunlar da o

otelden geldiklerini söylediler.

Dursun bey yerinden kalktı ve şöyle bir eğilerek o tarafa dikkatlice baktı. Başını olamaz anlamında iki yana salladı.

Sakine otelde de benzeri bir durum yaşandığı için orada uyguladığı yönteme baş vurdu ve elinde tuttuğu pazar çantasını sonuna kadar açıp Figen’e doğru uzattı.

SAKİNE: Bu paraları başka bankaya

götürüyorum. Yatırımlarımı da tabii!

Deyince Figen hemen müdürünü aradı.


FİGEN: Sacit bey, iki bayan sizinle randevusu

olduğunu söylüyor.

Bu arada Sakine ve Hasibe’ye dönerek

FİGEN: Pardon isimleriniz neydi?

SAKİNE: Sakine Çekingen ve Hasibe Yutmaz

hanımefendileriz, canım!

FİGEN : Adları Sakine ve Hasibe imiş efendim.

Müdürün ‘aman kızım bu fırsatı kaçırmayalım. Derhal odama getirin’ sözü ile memure bir hayli şaşırdı. ‘Hanımefendi, buyurun. Müdür bey sizi bekliyor’ dedi ve önlerine düştü. Bu arada;

DURSUN: sesli düşünüyor (Allah Allah olacak iş

mi bu )

FİGEN: Sesli düşünüyor (Bu işte bir yanlışlık

var ama..hem şunların haline baksana her

tarafları dökülüyor)

Bir taraftan herhangi bir sorun yaşamamak için özür üstüne özür diliyorlardı

SAKİNE: Tamam yahu! Affettik, sizi müdürünüze

ispiyonlamayacağım. Tamam, tamam! Rahat

olun.yalakalanmayın

Müdür onları merdivenlerin başında karşıladı. ‘Hoş geldiniz efendim, hoş geldiniz’ derken sağa sola emirler yağdırıyordu. ‘Ne alırsınız? Çay? Kahve?’ Yıllardır beklediği olay ayağına kadar gelmişti. Bu durum banka için çok iyi bir reklam malzemesi olacaktı. Hem TV’lerde duydukları doğru ise dünya çapındaki yardım kampanyalarından gelecek tüm parayı da kendi bankalarına aktarması işten bile değildi. Bunun adı terfiydi. Belki de genel müdür yardımcısı bile olabilirdi.


MÜDÜR: Sakine hanım!

Hasibe ye bakarak söylemişti.

SAKİNE: Abi be yıllardır bana Sakine

hanımefendi derler ama,sen illa da Hasibe’yi

Sakine sanmak istiyorsan orası senin bileceğin

iş.ben aranıza girmeyeyim


Dedi. Bozulur gibi bir ifade takınmıştı.

MÜDÜR: Ehm! Affedersiniz saygıdeğer Sakine

hanımefendi. Hata bende. Ben, Sacit

GÜLTEKİN. Bu bankanın müdürüyüm.

dedi ortalıkta iltifatlar abartılı saygı cümleleri özürler uçuşup duruyordu
Bu arada iki haylaz orayı burayı karıştırmakla meşgullerdi.


HASİBE: Çocuklar terlik geliyo ha arkasındanda

şaplak sonrada çimdik ona göre ha!

Diye ikazda bulundu.


MÜDÜR: Aman efendim! Bırakın oynasınlar. E,

onlar çocuk tabi. He he heee.

Diye zoraki gülmeye çalıştı ama çocukların duracağı yoktu

ÇOCUKLAR: Gazoz! Gazoz! Gaazoooz!

Diye bağırınca sakine ikisinide tuttuğu gibi öfkeyle koltuğun üzerine yapıştırdı

SAKİNE:Uslu durun durmazsanız ikinizi ayağımın

altına alırım un ufak ederim edepsizler.

Müdür bey zile basıp çocuklar için iki gazoz istedi.

SAKİNE:Efendim ne zahmet ettiniz canım alt tarafı iki

sıpa çocuk dediğin nedir i çok yüz vermeyecen bunlara

Müdürün şaşkın bakışlarla kendine bakması üzerine

SAKİNE: Tamam sakin ol Müdürüm paramı size

yatıracağım tamam

deyince müdür zile bastı ve görevli memuru çağırdı para çantasını sıkı sıkıya tutmaya devam eden Sakine dolarları masanın üzerine saçtı sayım yapıldı yüz yirmi altı bin dolar olduğu anlaşıldı oysa yüz dolar taksiye yüz dolar güvenlikçiye altı yüz dolarda otele ödenmişti üç bin iki yüz dolarlık bir açık vardı. Sakine düşündü taşındı ve aniden Hasibe ye döndü

SAKİNE:Kızz parayı dün gece beraber saymadık mı hıı


dedi suçlayan ifadelerle Hasibe ye bakıyordu.

HASİBE:Aşk olsun Sakine abla dün gece kafayı çektin

dünyayı unuttun aşk olsun kalbimi kırdın bu kadar da olmaz

ki canım elin adamlarına rezil ettin. Beni hırsız yaptın ya aşk

olsun teessüf olsun ne olursa olsun yani

göğsüne sıkıştırdığı poşetten paraları çıkardı ve Aha bunları bana sen vermedin mi gece hatta bana zengin olunca beni de yanına alacağını söylediydin ne çabuk unuttun kızzz .Ağlamaklı olmuştu.Aniden yerinden kalktı

HASİBE:Al paranı ben evime gidiyorum burada bir dakika

daha kalamam bu yüzüme çaldığın kara lekeyle artık

yaşayamam Sakine hanım ühhhüüüüü eeee

Ağlamaya başlamıştı.blöfü hemen yanıt buldu

SAKİNE:Aaaaaaa kız tabi ya onları sana ben

vermiştim benim param senin paran ayol ama

sarhoşluktan işte az bile verdiğimi hatırladım aaaaa ne

münasebet biz kardeş gibiyiz canım.sen ağlama anacım

gözünden dökülen yaşa kurban ablan hadi ağlama

HASİBE:ama beni çok üzdün abla hemde ne çok..

paraların içinden bin dolar daha saydı ve Hasibe in avucuna koydu.Bu zor zamanında başka birine güvenemeyeceğini biliyordu ve onu kaybetmeyi göze alamazdı.
HASİBE:İstemem gururum acaip derecede incindi para pul

da neymiş ben seni dost bilirdim abla.


Beş bin doları daha ayırıp eline alınca

HASİBE:Ay abla ne zahmet ediyorsun deyiverdi

Sakine bu cevap karşısında beş bin doların içinden iki yüz doları daha hasibenin avucuna koydu ve sacit beye döndü.

SAKİNE:Sayın müdürüm bu kalanları yatırın !diğeri bize

lazımdıda onun için ayırdık.

dedi.

SAKİNE:Bunlarda bizim otel elbise filan paramız

diye ekledi.

MÜDÜR: Teessüf ederim sakine hanım şiddetle esef ve

teessüfler yani şimdide benim kalbimi kırıyorsunuz ne demek

otel elbise filan parası biz ne güneyiz canım Ah çok kırıldım

size hanımefendi çoook.bundan sonra tüm masraflarınız

tarafımızdan karşılanacak efendim.

Sakine utanmıştı Bir eliyle başını tutuyordu diğeriyle ağzını kapatıyor gibiydi

SAKİNE (İçinden):Allahım Ne kadar iyi bir adammış yahu

sana şükürler olsun otel paramızı da o verecekmiş ohhh

yaşadık vallahi.Lan Rüstem sümsüktün neydin ama iyi

adammışsın lan Allah sanada rahmet etsin iyi ki öldün len

karında gün yüzü gördü.

diye düşündü.Hasibe ye döndü kulağına fısıltıyla:

SAKİNE: Kız bu adam sahiden mi söylüyor bizimle kafamı

buluyor hıı .

HASİBE: müdür bey Sakine abla sahiden mi söylediğinizi

sordu da

Dediği anda koluna çimdiği yedi.

SAKİNE (İÇİNDEN):Sanki ben soramıyorum adi şıllık

SAKİNE:Şey ee hı eee müdürüm peki otel ve bilumum

masraflarımızı siz mi karşılaya canız yani hesabımızdan

kesmeyeceniz deemi

diye sordu.

MÜDÜR:Hayır ama size itiraf edeyim ki sizin geleceğinizi

çok parlak görmekteyim ve bu bankamızın parlak istikbal

vaat eden müşterilerine uyguladığı bir

misafirperverliktir.Ayıca bizi seçtiğiniz için size şükranlarımızın naçizane bir ifadesidir hanımefendiler

SAKİNE: (çinden sesli düşünüyor) ne kadar da iyi bir adam

yahu konuştukça kalbimin içine koyasım geliyor imanıma

MÜDÜR:Yalnız bir konu var onu da halletmemiz lazım.

İkisi birden atıldı e ne konusu.yani bu kadar laftan sonra

MÜDÜR:Şey konusu hani biz ticari bir bankayız ve karımızı

düşünmemiz son derece normal değil mi hanımlar bu nedenle

de Sakine hanım için toplanacak olan yardımları bir hesapta

toplamamız gerekiyor bankamızdaki hesap numarasını basına

açıklamanız bizi son derece memnun edecektir.Birde başka

bankaların bu konudaki tekliflerini kabul etmemeniz şartı var .

SAKİNE VE HASİBE:Eee bütün mesele bu muydu

Müdür bizde korktuyduk canım hihi hiii .

Bankanın avukatı bir saat içinde taraflar arasındaki mukaveleyi hazırlamış olarak odadan içeri girdi.Şartlar yüzlerine karşı okunurken

SAKİNE: Tamam avukatçığım tamam nereye parmak

basacaksam göster.

diyordu ki Hasibe nin dirseğini böğründe hissetti
.
HASİBE:Buraya kadar iyi tamam müdürüm canımın

içi açıkgözüm paramıza ne kadarcık bir faiz vereciniz.

Seyrettiği bir dizinin kadın karakteri böyle demişti bir banka ziyaretinde. Müdür ve avukat birbirlerine baktılar.

MÜDÜR:Eee omu Ooo kolay bir mevzuu sakine

hanım

dedi müdür Hasibe yi pas geçerek Sakine huylanmıştı Hasibe nin yüzüne baktı, kaş göz işaretinden sonra


SAKİNE:o kadarda kolay değilmiş müdürüm canımın

içi söz konusu itibari ile çok paramız olacağı sebebine

dair faiz denen şu şey çok önemli olduğundan

Yutkunmaya başladığı ve kelimeyi bağlamakta zorlandığı için hasibe kontrolü eline aldı

HASİBE:Yani durumu bilmemiz gerekir.

SAKİNE:Tabi ya bilmekte bilmemekten fayada vardır

icap üzere

Farkında olmadan faiz pazarlığını başlatmışlardı Müdür onların göründüğü kadar saf olmadıklarını sandı ve

MÜDÜR: Normal müşterilerimize uyguladığımız aylık

vadelerimiz % 15 civarında seyrediyor ancak yetkim

dahilinde size iki puanlık bir ekleme daha yapabilirim.

Konuşulanın ne olduğu hakkında fazla bir bilgileri olmadığı halde

HASİBE VE SAKİNE: aaa ne kadar az veriyorsunuz !!

dediler.Pazarlığın sonunda aylık % 22.5 ile anlaşma sağlandı ve sakine anlaşmaya parmağını bastı.Az sonra hesap cüzdanı elindeydi usulca göğsüne sıkıştırdı müdürün alışveriş için geçici olarak kendilerine verdiği kredi kartını da alarak bankadan ayrıldılar.Otelin resepsiyon görevlisi Şermin bu gün için onlara alışverişlerinde yardım edeceğini söylediği için yeniden otele döndüler.Şermin onları lobide bekliyordu geldiklerini görünce hemen yerinden kalktı ve onlara doğru yürüdü.

ŞERMİN:Günaydın nasıl geçti?

SAKİNE :İyi geçti bundan iyisi Şam da kayısı !

HASİBE:Mukavelemi ney işte ondan imzaladık ta!

ŞERMİN:Oh ne iyi öyleyse alışveriş için hazırsınız!

Hep birlikte otelin kapısından çıktılar ve Şermin bir taksi çevirdi hep beraber bindiler.

ŞERMİN:Sizi çok kaliteli bir mağazaya götüreceğim!


MAĞAZADA ELBİSELER DENENİRKEN TEZGAHTARLAR VE ÜÇ KADIN İKİ ÇOCUK ARASINDA GEÇEN DİALOGLAR YAZILACAK




2.BÖLÜM

Rüstemin saykonas gezegeninde makinelere bağlı zihin şarjı ile hatırlayamadığı (yirmili yaşlara kadar olan bölümdeki çocukluğuna ait anılar silindiği için hatırlayamaması sorunu başlamıştı özel ilişkileri ile okul eğitimi hariç belleği kendi aile yaşamı ve iş yaşamı dışında bir şey hatırlamaması- bebeklikteki hızlı büyütme işlemindeki sorunlar nedeni ile yeterince gelişemeyen zekasından kaynaklanmaktaydı)



ZİHİN ŞARJI

Rüstem’in annesi Taziye hanım Adapazarı’nın ……. Köyünde yalnız yaşıyordu (anne ve babasını daha önce kaybetmişti) hayatında hiç evlenmediği halde zaten zorluklarla dolu hayatı gördüğü bir rüya sonrasında inanılmaz biçimde değişti
Rüyasında bahçelerine inen tuhaf bir aracın içinden çıkan insana çok benzeyen biri tarafından tecavüze uğramış ama bu rüyasını köyden hiç kimse ile paylaşmadan yaşamını sürdürmeye devam etmiştir.
Üç ay sonra karnının bir miktar büyümesi ve mide bulantıları sonucu hamile olduğunu anlamıştır.Köyün karşı tepelerinde bir mağaraya çekilmiş 3 ayını doldurduğu gün ise çok fazla belirgin olmayan karnı aniden dokuz aylık bir görünüme ulaşmış ardından gece yarısı tuhaf ama huzur veren ışıklar arasında hayal meyal görebildiği kişilerin yardımı ile oğlunu dünyaya getirmiştir.
Mağaraya çekilmeden yakın birkaç komşusuna kız kardeşinin doğum yapacağını onun için İstanbul’a gideceğini söylediğinden köydeki yokluğu garipsenmemiş mağarada yaşarken anlayamadığı bir şekilde canının çektiği her tür yiyecek içecek daha onu düşünürken önüne gelmiştir.Köye döndüğünde ise kız kardeşinin diğer beş çocuğuna bakmakta zorlandığı için bu bebeği kendisine verdiğini söylemiş durumu meşrulaştırmıştı.
Rüstem ise çocukluk günleri boyu tuhaf duygular içinde her yılın mayıs ayının beşinci günü doğduğu mağaraya gider anlam veremediği ışıklar ile konuşur sabaha karşı evine dönerdi.Taziye hanım ve oğlu Rüstem yaklaşık bir dönüm kadar olan tarlalarında envai çeşit sebze meyve yetiştirir bütün köylü onların arazisinin bu verimliliğinin sırrını bir türlü çözemezdi.



UZAY ZAMANI

ZİHİN ŞARJI

(RÜSTEMİN GEÇMİŞİNE AİT YÜKLEMELER YAPILIYOR-30 LU YAŞLARDA OLDUĞU İÇİN OKUL SAHNELERİNİDE ÖNLÜK GİYMİŞ 30 LU YAŞLARDAKİ HALİ İLE İŞLENİRSE DAHA ESPRİLİ OLUR DÜŞÜNCESİNDEYİM OKULDAKİ ÇOCUKLARIN TAMAMI ÖNLÜK GİYMİŞ ERİŞKİNLERDEN OLUŞABİLİR

TAZİYENİN HER AN YAKINLARINDA GÖRÜNMEZ MODDA İNSANLAR VAR BU İNSANLARIN TUTTUĞU NOTLAR VE GÖZLEMLERİ VE ARALARINDAKİ KONUŞMALAR DAHA SONRA YAZILABİLİR

1.TAZIYE HANIMININ EVI /IC –GUNDUZ/SABAH 00:8 CİVARI

BIR KOY EVI... MADDI DURUMU IYI DEGIL...BIR AVLUDA OTURAN TAZIYE HANIMI GORUYORUZ...
TAZIYE HANIMIN ELINDE ORGUSU VARDIR...CANI SIKKIN OLDUGU YUZUNDEKI IFADEDEN BELLIDIR.TAZIYE HANIM DAYANAMAZ ICINDEKI SIKINTISINI OFLAYARAK DISARI VURUR

TAZIYE BACI: OFFFFF

KAPI ÇALAR GELEN TAZIYE HANIMIN KOMSUSU SABAHAT HANIMDIR KOMŞUSUNU ICERI ALIRKEN..

TAZIYE : BUYUR GOMŞUM

HOSGELDIN E DE BAKAYEM NE VA

NE YOH


SABAHAT ICERI GIRERKEN

SABAHAT::HOSGORDUK HOSGORDUK

SEN NASILSIN Bİ BAKEM DEDİMDİ

TAZIYE BACIM NE YAPAR GOCA EVDE

TEK BAŞINA?


TAZIYE:GEC HADE GEC BAKEM İÇERİ KIZ

KONUSURUZ AYAKTA KALMA ÖYLE




ICERI GECER AVLUYA OTURURLAR


SABAHAT:NORUN KIZ GENE

ALMISSIN ELINE SISI TARAGI


DALDIRIP DALDIRIP ÇIKAREYON

NE İŞLEYON BAKEM HI


TAZIYE:NEDEM BACIM ISIM,GUCUM MÜ

VA Kİ TARLAYA GİDECEKTİM AMA

SABAHTEN ERKEN KALKAMADIMDI

BENDE SIKINTIDAN ÖRGÜ ÖREM BARİ

DEDİM

E ADAM DESEN ZATEN HEÇ

OLMADI Kİ OLSAYDI TARLA TAPAN

NEYİM İŞLERİ O YAPARDI


SABAHAT:HAKLISIN VALLA BACIM

ERKEKSİZLİK ÇOK ZOR YAA AMA

SENDEDE KABAHAT VAR KİMSELERİ

İSTEMEDİNDİ KISMETLERINI KAPADIN
OTURDUN EVDE KIZ BAŞINA





TAZİYE:ETME DUTMA GOMŞUM

GÖZÜMÜN BEBEĞİ

BİLEYON KİMLER KİMLER İSTEDİDE

RAHMATLI BUBAM VİRMEDİ TURŞUMU

BASTIRDI AHA BÖYLE KAZIK GİMİ

GALAGALDIK EVDE HER İŞ GÜÇ BENE

BAKIP DUREYO




SABAHAT:E BACIM SENDEDE SUÇ VAR

KISMETLERINI KAPADIN GAÇAYDIN GÖNLÜNÜN

İSTEDİĞİNE AMA SEN NAMISIM DEDİN OTURDUN

EVDE AHADA BÖLE OLDUN HEMİ ANAN BABAN

ÖLÜNCE MUHTAR DELİ HAMZANIN OĞLANI TALİP

OLDUDA SEN İSTEMEDİN YOH O OLAMAZ

DEMEDİNMİ BACIM HEMİ


TAZİYE:ALLAH MUSTAHAKINI VESSİN BİLDİĞİ GİMİ

ETSİN SENİ KI GUMAMI

VARACAYDIM ALLAHIN DELİSİNİN ZIR DELİ OĞLUNA

HE

SABAHAT:KUMA MUMA DELİ MELİ EVİN YERİN NEYİN

HEPİCİĞİ BELLİ YEDİĞİN ÖNDE YEMEDİĞiN

ARDINDA OLURDU BAK SEN İSTEMEDİN RUKİYE

GAPTI ADAMI

BİR ELİ YAĞDA BİRİ BALDA GEL KEYFİM GEL YAN

GELİP YATEYO

TAZİYE.AMAN SABAHAT SENLE SOHBET EDENDE

KABAHAT ZATEN CANIM BURNUMDA YA


SABAHAT:AMAN CANIM GOMŞUM BENİM KÖTÜ

DEMEYOM KIZ HEM CANINI NE SIKAYON KIZ,BIZDE

HERİF VARDA NORUYO NE İŞE

YAREYO BOYNU ALTINDA KALASICA GAVEDEN

DIŞARI CIKMIYO GECEDEN GECEYE GORUYOZ

EFENDİYİ DEVRİLİP YATEYO BİR HALTADA

YARAMIYO YANİ


TAZIYE:HE BACIM DEDİĞİN DOĞRU VALLA ARTIK
ONLAR BU KONUŞMALARI YAPARKEN GÖRÜNMEYEN BİRKAÇ İNSAN

İLGİ İLE ONLARI İZLEMEKTE NOTLAR TUTMAKTADIRLAR


EVLENIP NETÇEM ADAM KAHRIMI ÇEKCEM BEN

BANA YETEYOMDA ARTANIMI KONUYA GOMŞUYA

DAĞETEYOM HİHİHİ

BİRDEN YÜZÜNÜ BİR ACI DALGASI YALAR GİBİ İÇLENİR

ANAMI BUBAMI TORPAĞA VİRDİKTEN SONRA

NELER CEKTIM AHA SEN BİLEYON

BEBELERİM OLSAYDI ONLARDA ÇİLE ÇEKERDİ

BENNE BEN YASARSAM YAŞADIĞIM KADER YETER

SONNADA ÖLÜRÜM GURTULURUM

DAHA OTESINI NE EDEM..YEDIGIM ASIM

ONUMDE GAYGISIZ BAŞIM DEPEMDE OSSUN

TAMAM...

HASİBE: HAYIRDIR SENDE BİR HALLAR VAR

TAZİYE: KALAGALDIK EVDE BÖYLE BİRDE

SERİFE ZİLLİSİNİN DILINE DUSTUK İYİMİ

ARİFE BACISIDA BİR AYRI DERT VALLA

SABAHAT: NE OLDU GIZ GENE SERİFEMI CANINI

SIKTI YOĞSAM
TAZIYE:HE YA KIM OLACAK BASKA DERDI
GUNU BENIM ZATI...OFFF ANAM OFF
KURTULAMADIM SU GARIDANDA
DIRDIRINDANDA

SABAHAT: AMAAN GOMSUM BENIM SEN NE
KAFANA TAKAN HALA BİLMİYONMU
ÇOCUKLUĞUNDAN BERİ SENİNLE UĞRAŞIR
ÇEKEMEZ SENİ

TAZIYE: BILMEMMI NE İŞ ETTİYSEM TAŞ KOYDU
ZİLLİ
SABAHAT: NE ETTİ GENE SAĞA DE BAKAYIM
TAZIYE: NE EDECEK GELMIS AGSAM GAPIMA
NE ORÜYON GIZ KURUSU TURŞUNUMU
KURUYON DİYE LAF ETTİ HER NERDE
OLURSAM SEYTAN GİMİ BENİ İZLİYO NE ISTİYO
BENDEN ANLAMADIMKİ

HASİBE BİR AN İÇİN DÜŞÜNCELERE DALMIŞTIR

TARLASINDA ÇALIŞMAKTA VE FİDE DİKMEKTEDİR, FİDELER CAN SUYU VERİLDİKTEN ÇOK KISA BİR SÜRE İÇİNDE KENDİLİĞİNDEN BİR HAFTA ON GÜNLÜK BİR GÖRÜNÜM ALIR.ŞERİFE ÇALILIKLARIN ARKASINDAN ONU İZLEMEKTEDİR VE BU HIZLI FİDE GELİŞİMİNİN NEDENİNİ ÇÖZMEYE ÇALIŞMAKTADIR

HASİBE DÜŞÜNCE BALONU

HASİBE: BU ŞERİFE ZİLLİSİ DE BU GÜN ORTALARDA

YOK ÇOK ŞÜKÜR

NE ANLIYORSA HER TARLAYA GELDİĞİMDE BİR

BAHANE İLE PEŞİMDE KARI





SABAHAT: YA SEN ONA UYMA BACIM SIKMA
CANINI

SABAHAT: AMAN BACIM BENİM BUNAMI CANINI
SIKTIN SEN HANİ ODA EYİ Bİ ADAMA VARSA
İÇİM GAM YEMEZ HANİ...




SABAHAT:AH KADERSIZ BACIM KIZZ SENI RUYAMDA

GORDUMDÜ ONU DEYİVEREM DEDİM GELDİM BAK

UNUTUYORDUM AZ DAHA ,RÜYAMDA AK BİR

GUVERCIN AĞZINDA SANA MÜJDELER

GETİRİYORDU, DERKEN DİLLENİVERDİ GUŞ AKCA

PAKCA BİR OĞLAN AL HANIM BU SENİN DEDİ İÇİM

TİTREDİ VALLA SEVİCTEN OH TAZİYENİNDE BEBESİ

OLDU DEDİM SEVİNDİM RÜYAMIN İÇİNDE KÖR

OLİMKİNE



TAZIYE :OYY BAŞIMA KIŞT KIŞT SEN NE DEYON KIZ

SABAHAT BENDE IKI HAFTADIR AYNI RUYAYI

GORUP DUREYOM ABUUU BAK SEN ŞU FELEĞİN

ETTİĞİNE DEMEK SENDE GÖRDÜN BENİM RÜYAYI

HEMİ ALLAH ALLAH YAHU NASIL OLURKİ,
. SABAHAT: ANA! ALLAH HAYRA ÇIKARSIN

IKISIDE DUSUNCELERE DALARLAR:YUZLERINDE SASKINLIK IFADESI VARDIR

1)DIŞ/GÜNDÜZ/HASİBENİN TARLASI(FİDE EKİMİNDEN 3 GÜN SONRASI

ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE FİDELERİN GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE BÜYÜDÜĞÜNÜ

BAZILARININ ÜRÜN VERDİĞİNİ GÖRÜRÜRÜZ



2.)KÖYÜN DIŞINDA BİR MEKAN/DIŞ/ BİR MAĞARADAN DIŞARI TUHAF

ESRARENGİZ IŞIMALAR YANSIMADA ETRAFTA KİMSELERYOK

3) KÖY MEYDANINDA /GÜNLÜK HAREKETLİLİK GÖRÜLÜR

4)KÖYÜN KAHVESİ/İÇ/BİRKAÇ KİŞİ OTURMUŞ SOHBET ETMEKTEDİR

5)TAZİYE EV İŞLERİNE DALAR/İÇ/MUTFAK/SALON/

6)GECEYARISI/YATAK ODASI/İÇ

TAZİYE RÜYADA/YAKIŞIKLI BİR ADAM GÜLÜMSÜYOR/TAZİYE KAÇAMAK

BAKIŞLARLA OLMAZ YAN CEBİME KOY TAVIRLARINDA..BİRAZ SIRNAŞIK

ADAM ZIPLAYIP BİR ADIM GELİYOR TAZİYE ZIPLAYIP İKİ ADIM GÜLÜŞMELER

AŞIK BAKIŞMALARI VS ADAM SOYUNMAYA BAŞLARKEN TAZİYE KORKUDAN

SIÇRAYARAK UYANIYOR

TAZİYE:ŞÜKÜR ALLAHIMA GURTADIM NAMISIMI


TAZIYE HANIM TARLADA/DIS GUNDUZ/SABAHIN İLK SAATLERİ

1)ELİNDE ÇAPA TOPRAKLA UĞRAŞIYOR ÜRÜNLERİ TOPLUYOR FİDE

DİPLERİNİ KAZIYOR

2:AĞACIN ALTINDA KAHVALTISINI YAPIOR

3)TARLASINA GİREN İNEK VE KOYUNLARI ÖNÜNE KATIP KOVALIYOR

4)ÇOBANIN KÖPEĞİ TAZİYEYİ KOVALIYOR

5)TAZİYE AĞAÇTA KÖPEĞİN GİTMESİNİ BEKLİYOR
6)GÖRÜNMEYEN BİRİ KÖPEĞE IŞIN TUTUYOR KÖPEK CAN HAVLİ İLE
KAÇIYOR


ÖĞLEDEN SONRA/ HAVA SICAK,TERLEMISTIR ÇOK YORULMUŞTUR
ACI İÇİNDE BELİNİ TUTARAK



TAZIYE ANAM OF COK YORULDUM SURACIKTA

BİRAZ DINLENIVEREYIM BİTTİM YAHU OF ANAM

BENİ NİYE DOĞURDUNKİ



TAZİYE /TARLANIN KENARINDAKİ BIR AGACIN ALTINA KIVRILIR,VE UYUR

GECE OLMUŞTUR DIS MEKAN TARLANIN KENARINDAKİ AĞAÇ ALTI

BIR ANDA ORTALIK AYDINLANIR:TUHAF BIR IŞIMA BELIRIR


TAZİYE:DÜŞÜNCE BALONU:AMAN ALLAHIM BU NE

BÖYLE BU NE KADARDE YAKIŞIKLI BİR ADAM İÇİNE

ÇEKEYO SANKİM BENİ BU NASIL BİR ELEKTRİK

ÇARPEYO OYF BU ADAMDA KİMKİ KİMİN NESİ BİZİM

KÖYDEN OLSA TANIRDIM DÜN GECEKİ

RÜYAMDAKİNEDE ÇOK BENZEYEO AA O

VALLA İŞİ YARIM KALMIŞTI BİTİRMEYE GERİ GELMİŞ

GİTTİN SEN TAZİYE KIZIM BİTTİN ELİN ADAMINA İŞVE

CİLVE HA BAK GELDİ YİNE AMMADA YAKIŞIKLI AMAA


TAZİYE:NE İSTEYON LAN KİMSİN SEN LAN DUR AHH

ÜLEN NAPIYON YAA BIRAK BENİ KİMSİN SEN LAN DUR AHH

ÜLEEEEENNNNNNN

DEYYUSSS İBLİSİN OĞLU İMDAT YETİŞİNNN

OOOOOHHHH BU NE YAHUUUU AMANNNN BEN

ÖLDÜMMÜ BU NASIL BİR GÜZELLİK OOY! OYYY!

CENNETEMİ VARDIM AAAAAHHH BU ADAMDA KİMKİ

AMAAANNN! OLSUN YAHU KİM GÖRDÜKİİİ OYYYY

IHH HEMİDE RÜYA DEMİ ZATEN HE YA RÜYADAYDIM

HEHEHE

BU SIRADA KARSIDAN SERİFENİN ONU TUHAF BAKISLARLA IZLEDIGINI GORUR TAZIYENIN BAKTIGINI ANLAYAN SERİFE SENİ SENİ GİBİ BİR İŞARET YAPAR TAZİYEYİ YAKALAMIŞ VE ZAFER KAZANMIŞ EDASIYLA DONER GIDER TUHAF HALLERI VARDIR


KAN TER ICINDE UYANIR
RÜYASINDA TECAVÜZE UĞRAMIŞTIR VE BÖYLE BİR RÜYAYI HAYATINDA İLK DEFA GÖRMEKTEDİR KENDİ KENDİNE KONUŞUR


TAZIYE: KIST KIST KARABASANLARMI GELDI

CİNMİ ÇARPTI,SUKURKİ RUYAYMIS AMMA

RÜYAMDA RÜYA OLDUĞUNU NASIL ANLADIMKİ

AH ACABA GERÇEKMİYDİ KIZ TAZİYE YOK

BE YAV BAL GİMİ RÜYAYDI TABİ YA ACABA

GERÇEK NASIL OLURDUKİ OLSAMIYDI BE HII

KIZ TAZOŞ GERÇEĞİ EVLENİNCEDE BÖYLEMİ

OLUYORMUŞ OHH VAH YAZIKLAR OLSUN

SANATAZOŞ NİYE EVLENMEDİNKİ KIZ DAHA

ÖNCEDEN HII






YATTIĞI YERDEN KALKAR EL YORDAMIYLA EŞYALARINI TOPLAR (SEPETTEKİ DOMATES BİBER PATLICAN VS GÖRÜRÜZ)EVİNİN YOLUNU TUTAR

.TAZIYE YATAGINDA GECE
DUSUNMEKTEDIR BAŞUCUNDA BEKLEYEN KİŞİYİ GÖREMEMEKTEDİR


TAZIYE: HAYIRDIR INSALLAH BEN
ERDİMMİ NE CİNMİ ÇARPTI YOKSAM

BU ISTE BI IS VAR,IKI HAFTADIR

GORDUGUM RUYALAR,SABAHATIN RUYASI,

BU GUNKU KARABASAN:- Bİ DAHA
YATARKEN YEMEK YERSEM NE OLAYIM




DER VE UYKUYA DALAR.


ARADAN UC AY GECER


6. EVİNİN DAMINDADA GUNDUZ

TAZIYE CAMASIR ASMAKTADIR,BIRDEN MIDESI BULANIR OGUREREK ASAGIYA DOĞRU İSTİFRA EDER
TAZIYE ŞAŞKINDIR SAĞINA SOLUNA BAKINIR

TAZIYE:NELER OLUYOR BANA YAHU BISEY

MIDEME DOKUNDU SANIRSAM NE

YEDİMKİ ÖĞLENDEN……E HİÇ BİŞ YEMEDİMKİ

TABİ MİDEM BOŞ ONDANDIR…CANIIIMM

TAZİYECİĞİM SEN NE SANDINDINKİ PEHHH
GÖRÜNMEZ KİŞİ IŞINLA MİDESİNE BAKAR İÇİ BOŞTUR



BU GIBI DURUMLAR DEVAM EDER,BU ARADA KARNI SISMEYE BASLAMISTIR,TAZIYE Yİ GUN GECTIKCE KORKU SARAR ARTIK ADETTE GÖRMEMEKTEDİR


7.TAZIYE BACI:DIS/TARLADA GUNDUZ KAZMASINA YASLANIP DUSUNMEKTEDIR ETRAFI EPEY KALABALIK OLMASINA RAĞMEN HİÇBİRİNİGÖREMEMEKTEDİR ESRARENGİZ ŞAHISLAR 24 SAAT TAZİYEYİ İZLEMEKTE VE NOTLAR ALMAKTADIRLAR



TAZIYE :İÇİMDE GARIP GAYDIRI GUPPAK KIPIRDAK

BIRSEYLER VAR

, TERÜL TAZE ELİME EL DEĞMİŞ OLSA GALIBA

HAMILEYIM NEYİM DİYECEĞİM AMA ŞÜKÜRKİ HALEN

NAMISIM TEMİZ ALNIM PAK

AMAAN GEÇEN GECEKİDE RÜYAYDI KIZ
YOK CANIM DAHA NELER TÜTÜ TÜ HİHİHİH
RÜYA TABİİ


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Saakine holding senaryo 2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Saakine holding senaryo 2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
saakine holding senaryo 2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL