O günleri çok özledim. Köy kadar güzel bir yer yoktur.

Dağı var ovası var herşeyi var. Şehire bin çeker. Ama hapsolmuşuz şehrin derinliklerine. Bazen kafam eserdi giderdim köy garajına atlardim arabaya doğru köye yol alırdım. Köydekiler beni çok severdi. Hepsi hoş geldin emre derdi. Sonra dedemlerin evine giderdim. Operdim sırayla dedemin ve ninemin elini. Sonra ninem aç mısın oğul deyip kral sofrası gibi yemek hazırlardi. Köy yemeği de çok güzel oluyor nedense. Yedikçe yiyordum. Sonra dışarıda çeşmeden akan o buz gibi suyu içerdim. Arkadaşlarım geldiğimi duyup toplanıp yanıma gelirlerdi. Tokalaşırdım hepsinle. Sonra hadi gelmişken gidip bi maç yapalım derlerdi. Başka zaman seni bulamayız derlerdi. Doğru söylüyorlardı. Iki senede bir giderdim ama fazla kalmazdım daha doğrusu kalamıyordum. Çalışıyordum. Neyse. Giyerdim o kara lastik zile tepeleri koşardık okulun bahçesine.

Sonra top oynardık. Top her zaman dereye uçardı. Küçük çocuklara şeker verip getirtirdik. Akşama kadar oynardık. Hiç yorulmak bilmezdik. Sonra evlere dönerdik. Hayvanları dağdan eve getirenlerle yürürdük bizde. Sonra caminin önünden geçerdik. Akşam vakti gelirdi. Minarenin önüne toplanır ezan okumak için kavga ederdik. Her zaman ki gibi ben hemen girerdim minarenin içine. Sonra beraber namaz kılardık. Ben imamlık yapardım. Sonra hep beraber oturup ilahi okurduk. Birbirimizi güldürmek için komik hareketler yapardık. Ve başarırdık ta. Güle oynaya gezer dolaşırdık. Sonra diğer gün olurdu. Elma ağaçlarının üstüne çıkardık. Çatlayana kadar yerdik. Karnımızı doyurduktan sonra küçük bi göl vardı oraya giderdik. Yüzerdik. Ama ben yüzme bilmezdim. Elimi ayağımı çırpıp dururdum suyun içinde.. Gölden çıkıp kayalara uzanırdık. Sonra gölün sahibi gelip bizi görünce kürekle ardımıza verirdi. Biz kaçardık o kovalardı. Çok güzel günler geçirirdim köyde.. 4 senedir gitmiyorum çok özledim köyü. Ama kimse kalmamış diyorlar. Hepsi şehre taşınmış..