Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
eylulsonu
eylulsonu

TOHUM

Yorum

TOHUM

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

632

Okunma

TOHUM


Kendimi bildim bileli tanırım Yunus’u. İlk önceleri cildi yıpranmış bir divandı o benim için. Pek anlayamasam da okurdum Mustafa Necati Bursalı’nın düzenlediği divanı. Anlamını kavrayamadığım kelimeleri sorduğum babam, sabırla açıklardı şiirin tamamını. Günlük hayatta hep kullandığı o sözün Yunus’a ait olduğunu ancak yıllar sonra öğrenebilmiştim. “Yaratılanı severim yaratandan ötürü.”. Doğrusunu söylemek gerekirse pek uygulayamadım hayatıma bu sözün gereğini. Uygulayabileni de pek göremedim hani…

Ortaokul yıllarımda ise, tiyatro kolunda, Türkçe öğretmenimiz yönetmenliğinde Yunus Emre oyununu sahnelemiştik. Ben Tapduk Emre’yi oynamıştım haddim olmayarak! Öğretmenimizin Yunus hoşgörüsünden pek nasiplenemediğini, ezberi hatalı olanları sert biçimde paylamasından hatırlarım. Hangimiz nasiplenebildik ki zaten? Hakkını yiyemeyeceğim birkaç emekli öğretmen, birkaçta dünya nimetinden elini eteğini çekmiş hoşsohbetli ihtiyar amca tanıdım. Hep fikrimi meşgul etti “Yaşlanınca mı erişilir bu olgunluğa?” sorusu. Ancak ölümün nefesini hissettiğimizde mi nefsimize hâkim olacaktık, ancak o zaman mı yaratanın yansımasının kalbini kırmayacaktık ufak şeyler uğruna?

Konferanslar, bilgi şölenleri düzenlendi ona dair, kitaplar risaleler yayınlandı. Hepimiz doyduk sevgi ve hoşgörü nutuklarına. Dinleyenlerin, okuyanların Yunus’tan etkilendikleri kabulüm lakin anladıklarının ve uyguladıklarının meçhul olduğunu şöyle bir çevreye bakıp görmek pek zor değil sanki! Kimseyi eleştirmek haddim değil. Konuştuklarımın birçoğu kendimden hareket ederek ortaya döktüğüm fikirler. Bir arkadaşım kalbimi kırdığında tutamadım nefsimi ve ondan daha acımasız oldum çoğu zaman. Kendimi tutup, Yunus gibi düşündüğüm pek nadir oldu. Belki bana öyle denk gelmiştir ama benden farklı olanları görmek kısmet olmadı bana.

En basitini anlatayım; Yunus’un kabri bizim şehrimizdedir kavgalarını… Onun bir kabri olamayacağını, fikrinin, zikrinin o daracık yere sığmayacağını anlayamamış olmalarından geçtim ama dünya nimetlerinden bu denli el çekmiş, kendini sevgiye, Allah (c.c.) sevgisine adamış böyle bir yüce kişinin üzerinden bu türlü kavgalar nedendir hiç anlayamadım.

Sevmeyi telkin etti o, yaratandan ötürü yaratılanı sevmeyi… Bir gün toprak olacak beden giysisini değil ilelebet bekasını koruyacak ruhu sevmeyi… Onun fikri gül tohumlarıydı, zikriyse bahçesi. Biz o bahçenin güllerini koparıp saksılarda sunileştirdik. Gâh koklayıp iç çektik, gâh seyre dalıp kendimizden geçtik. Yapraklarını soldurduk kinle, nefretle. Savaştık dünya nimetleri uğruna, seviştik yine dünya nimetleri uğruna. Yalnızca işimize geleni sevdik. Yarın öbür gün bir işimize yarar diye; sözü güzel diye; yüzü güzel diye sevdik… Yaratandan ötürü pek sevemedik nedense?

Ben hala inanıyorum ki; nice Yunuslar yetiştiren bu bereketli toprakların evlatları olarak içimizde barındırıyoruz o gül tohumlarını. Dilerim bir an evvel bahçeler açılır gönüllerimizden dünyaya doğru.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tohum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tohum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TOHUM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
8.5.2009 22:11:11
Beğeni:
0
Okunma:
632
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL