5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2586
Okunma

Bir başınaydım düştüğümde yollara… Elimde bir bavul dolusu yalnızlık… Ayaklarımda keskin çakıl taşlarının acısı, yüreğimde yıldızsız gecelerin hüzünlü karanlığı… Yüzümde sahte gülüşlerim, gözlerimde ise gelecek günün kaygısı… Sesimde ümitsiz çığlıklarım, dilimde ise geçmiş günlerin buruk tadı… Kulaklarımda tanıdık bir mırıltı… (…Söylesene böylemi olacaktı?...) Kirpiklerimde çaresizliğin değişmez adı… Gözyaşlarım bir cesetten damlayan kan misali sızıntı… Umutlarım nereye gideceğini bilmeyen bir yolcununki kadar kısıtlı… Tenimde garip bir ürperti, midemde ince bir sızı… Çocukluğum ruhumun kapanmayan yarası… Tüm bunlar yaşamak mıydı?
Bedenimde enkaza dönen bir yuvanın aciz görüntüsü… Yüreğim kapalı tüm kapıların kırık sürgüsü… Omuzlarımda kurbanın cellâdına bıraktığı ölüm yükü…Bana verdiği değerdi son sözü… İnsanlar hep mi kötüydü?
İçimde ise yaşarken öldürdüklerimin dayanılmaz sorgusu… Ayak izlerim yalnızlığımın muhteşem tablosu… Koynumda sahte güllerin saydam kokusu… Bileklerimdeki kesikler çaresizliğimin vurgusu… Damarlarımdaki kan ayaklarını kaybetmiş bir atletin ilk koşusu ve kırgınlığım feryatlarımın son susuşu… Aldığım her nefes bir mahkûmun elleri kadar tutuklu… Nedense beynimde hep aynı uğultu… Parmağımdaki derin halka izleri kaybetme korkusu… Ve gölgem vefasız dostların soysuzu, güneş beni ısıtırken görünmüştü en sonuncusu… Geride bıraktıklarım ise birer yürek oyuntusu… Düşlerim tüm renklerin en koyusu… Boğazımda, inandığım her yalanın gerçek tortusu ve bu sancıyı anlatabilecek tek bir kelimem dahi yoktu… Tanrıdan dilediklerim her defasında sondu… Beni kendi seçimlerim değil hayat vurdu… Pişmanlıklarım içimi yakan bir kordu… Dalga misali çarparken kayalıklara çığlıklarım duyuldu mu?...
Yasemin GÜLER