3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
894
Okunma
Geçtiğimiz günlerde Hayrettin Karaman köşesinde, kendisine Almanya’dan Şevket Zengin’in gönderdiğini belirttiği bir mektup yayınladı.Mektupta dile getirilenler aynen şu şekilde: “Adam elinde bir bıçak ile camiye girer:
“Ey cemaat içinizde Müslüman olan var mı?” diye bağırır.
Herkes susar. Ancak yaşlı bir amca kalkar “Ben varım” der.
Bıçaklı adam amcaya, bir dakika dışarı gelir misin diyerek koluna girer camiden çıkarlar.
Biraz ötede bağlı bir koyunun yanına gidip, “Amca; bu kurbanı kesmeme yardımcı olur musun, İslami, kurallara uygun keselim” der.
Amca koyunu kesmeye başlar. Yaşlılık bu ya her taraf kan olur.
Amca; “Oğlum yoruldum camiye git başka birini bul” der.
Adam elinde kanlı bıçağı ile camiye girerek bağırır.
“İçinizde başka bir Müslüman var mı ?”
Yaşlı amcayı götürüp kestiğini zanneden cemaat ses çıkarmaz, ama topluca dönüp imama bakarlar.
İmam “Ne bakıyorsunuz ulan, iki rekat namaz kıldırmakla Müslüman mı olduk!” der.” (Hayrettin Karaman,Üç mektup,Yeni şafak,26.04.2009
………
Evet,bir mektup olarak dile getirilenler gerçekte yaşanmış mı yaşanmamış mı, bilemiyoruz ama bu mektup, anlatılmak istenenin mana boyutunu idrak edemeyenlerin gülmesine sebep olmuş olabilir.Halbuki vahameti göremeyen gözler, suflilikten çıkıp deryada kulaç atacak durumda olsalar belki de akıttıkları gözyaşlarıyla kulaç attıkları suyun miktarını ikiye katlarlardı.Boşanan göz yaşları,kalbin göz yaşları olmadığı müddetçe gün gelecek “İçinizde Müslüman olan var mı?” sorusuna el kaldırıp “ben varım” diyen o yaşlı amcayı da bulamayacağız.
Nefes aldığımız şu manzume-i hayatta, sebepler silsilesi ruhun yenilenmesi adına her zaman müminlere göz kırpacaktır.Bugün göz kırpan Almanya’dan gönderilen bir mektupta anlatılanlarken yarın ise bu mektup içimizden olabilir.Gerçi mektupların nerden geldiği değil,ne anlatmak istediği önemli.
Bin dört yüz yıl önceki Saadet asrında Peygamber Efendimizin(SAV) “Gün gelecek camiler lebaleb dolacak, ama içinde gerçek manada iman eden olmayacak” mesajını anlayamayanlara yukarıdaki mektupta anlatılmak istenenler ayinedarlık ediyordur galiba.
Bugün bir kez daha anlıyoruz ki O’nu hakkıyla bilemedik ve O’nu hakkıyla tanıtamadık.O’nun davasını güneşin doğup battığı her yere yayamamanın ızdırabını hissedemedik yüreklerimizde.Çünkü yürekler paslı,düşünceler küf tutmuş durumda.Ameller zir-u zeber ve gönülde ne gâm ne keder.
Yalnızlığımızı giderecek yegane dost senken,dudaklarımızdan dökülen duaları kabul buyur ey RAB,
Bizlere; her ne şart ve durumda olursa olsun sorulabilecek olan “İçinizde Müslüman olan var mı?” sorusuna karşılık cemaat halinde ve gür bir sesle “EVET,BİZ VARIZ” diyebilme cesareti ver.
Bizleri; zindanlara düşmüş dahi olsak,daracık odalarda tek başına kalsak bile “Kurtarıcım,Müjdecim,Efendim,Peygamberim/Sana çıkmayan yolu hayat olsa teperim” diyebilen civanmertlerden eyle,,,
Amin.