(Çoğu yerde kadınlar&erkekler başlığı altında ağırlıklı olarak kadınlara atılıp tutulduğunu görünce, erkeklerin bazı gerçeklerini toparladım ben de. Kadınlarla ilgili yazılanlar her kadını kapsamadığı gibi, erkekler için yazdıklarımız da her erkeği kapsamıyor.
Bunlar işin esprisi elbette. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkiyle gül gibi geçinebilir çiftler.)
.....

Bir erkek canına veya malına mâlolacak bir işi bunu bile bile ne zaman yapar?
Cevap: Karısı o işi "yapmamasını" söylediği zaman.

Erkekler ne zaman karısının dediği şeyi, dediği şekilde yapar?
Cevap: Karısı, "Nasıl olsa dediğimin tersini yapıyor. Bari tersini söyleyeyim de doğrusunu yapsın" dediği zaman.

Erkekler elektrik, su faturasını görünce niye kızar ve deterjanın yine bittiğini söyleyince niçin homurdanırlar?
Cevap: Binbir emek verip, bir sürü elektrik, su ve detejan harcayarak pırıl pırıl ettiğiniz evi hemen ertesi gün kimin berbat ettiğini unuttukları için.
Bir anlık tembelliği veya zevki yüzünden berbat ettiği evin temizlenmesi için tekrar aynı miktarda deterjan, su elektrik harcanması gerektiğini, bunun da direkt kendi cebine yansıyacağı gibi, çok da ince olmayan bir hesabı yapabilecek kadar dahi "hafif bir inceliğe" sahip olmadıkları için kızarlar... Bunun için, sebep-sonuç ilişkisini hafiften çıtlatmanızda fayda var... En azından "mors(!)" olurlar.

Kadınlarda en son hareketsiz kalacak olduğu söylenen "dil"e mukabil, erkeklerde en son hayatiyetini yitirecek olan şey nedir?
Cevap: Kadınların dilinin fazla çalışmasının başlıca sebebi de olan, "erkeklik gururu" denen mel’anettir...

Bir erkek tabutunda veya kabrinde ayağa kalkmışsa ne olmuş olabilir?
Cevap: Karısı duyabileceği bir yerde "Nûr içinde YAT" demiştir muhtemelen...

Erkekler eğer kapasitelerinin elverdiği kadar iyi çalışsalar çok büyük işler başarabilecekken, neden başaramazlar?
Cevap: kadınlar&erkekler bölümüne "kadınsal gerçekler" düzmekten ve dedikodu konusunda kadınları çoktan sollamış olup, dırdır etmekten vakit bulamadıkları için...

Bu şarkı bitmez :)

Hicran Seçkin

.....

Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış. Lambadan cin çıkmış ve;
-Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile demiş. Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:
-Bütün dünyada zulmün, savaşın, açlığın bitmesini istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barışın gelmesini diliyorum deyivermiş. Cin haritaya bakmış ve dehşetle;
-Tanrı askına kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Başka bir dilekte bulun, diye bağırmış. Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ;
-Hayatım boyunca doğru bir erkek bulamadım. Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem karizmatik, hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum demiş. Cin derin derin bir iç çekmiş:
-Uzat su kahrolası haritayı...

Sanaltrafikci

Teşekkürler...