Eğer bugün, sözde yaşam biçimi ve biçimleri içerisinde yer bulabiliyorsa ne mutlu..
Bırakın okumayı, dinlemeyi ve dinlediğini karşısındaki insanın anlatım biçimi ile değil, kendi anlamak istediği anlam içerisinde değerlendirmeye cüret eden milyonlarca önyargılı insan var.
İnanıyorum ki bunun istatistiğini yapmanız çok kolaydır.
Hangi materyal bizimle birlikte mutlak sonuca varabilir.Asıl olan nedir..? ve nasıl değerlendirilmelidir yaşamı ve ilişkilerimizi..
Biri veya birileri için yaşadığımızı ve genellikle kendimizi feda ettiğimizi ifade etmek mi,yoksa,onları ne kadar anlayıp idrak edebildiğimizi analize edebilecek kişilik gelişimimizi tamamlamak mı daha akılcıdır
Bir sürü anlaşılması dahi insanı ürküten yaşam biçimlerinin kalitesini tartışmak yerine,kendilerinin hangi girdap içerisinde varsayımlı hayat biçimlerini idrak ettiklerini anlayacakları ifadeler ile sunmayı dahi zaman kaybı kabul eden ’sözde insan manzaraları’..
Ve bir sürü kabul ettirilmeye çalışılan ipotekli ekonomik veriler çöplüğü ve batakları..iyi vallahi..merak ediyorum, nerede kaldı size emanet beş duyunuzu,vicdani karalarınızda kullanmak beceriniz..nedir biribirinizle alıp veremediğiniz.
Bırakın insanlığını,insanca yaşamaya çalışan insanlarıda,çöplüklerinize çekmeye ne hakkınız var...illaki şerefsizliğemi özensinler...! dahamı iyi olur.Neden insanları yaşadıkları negatif değerlerle yılmadan değerlendirmeye kalkar ve yalan söylemeye mecbur ve mahkum edersiniz.Siz ne kadar doğru ve dürüstsünüz biraz düşünsenize..ömrünüzü insanları değerlendirmeklemi geçireceksiniz..? Öz nedir, özü nedir..?
Allahmısınız..? kim verdi size bu misyonu..Başka bir allahmı var..Neden Allah deyince herhangi bir tarikatı veya eşitlik deyince bir siyasi yapıya insanı yerleştirmeye kalkarsınız..kim verdi size bu hakkı..?
Yapıcı olmak ve tamamlayıcı olmak nerede kaldı..?

Eleneceksiniz ve kendi eleğinizden geçeceksiniz.

Yinede Saygılarımla

Tunçluer