5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1306
Okunma
Sayın Başbakan!
Sanırım hatalarını yavaş yavaş görmeye başladın.
Hatırla o günleri;
Kayıtsız şartsız Amerika’nın yörüngesine girmiştin. Karşılığında koltuklar vardı. Şöhret vardı. Başbakanlık vardı, iktidar vardı. Mensubu olduğun Milli Görüş hareketinin atmış olduğu temelleri ne kolay da düzlemeye çalışmıştın. Amerika’nın karşısında oluşturulmaya başlanmış olan alternatif bloku elinin tersiyle nasıl da iterek yıkmaya çalışmıştın. Hani o Cidde’de yaptığın konuşmayı hatırla. Din esasına göre hiçbir birlikteliğin olamayacağını ifade ederek yaptığın tahribatı…
Hani ilk bomba Müslüman kardeşlerimizin ocağına düştüğünde kasana girecek milyar dolarları bakanların ifade ederken, kendini nasıl da zafer kazanmış sanmıştın.
Gördün, orada, yani senin onayınla yapılan Irak işgalinde birbuçuk milyon kardeşimiz katledildi ama, senin kazancın hüsran ve vebalden başka bir şey olmadı. Şimdi “koalisyonda biz de varız” söylemini ağzına bile alamıyorsun.
Milli Görüş gömleğini nasıl da çıkarıp atmış ve onu küçümsemiştin.
Ama görüyorsun ki gömleksiz olduğun zaman açıkta kalan yerlerini koruyamıyorsun.
Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlığı gibi bir vebali hala taşıyorsun. Çoktan bırakacaksın ama, bıraktırmıyorlar ki…
Kıbrıs’ta çözüm adına attırılan adımları düşün. Nasıl da zafer edasıyla takdim etmiştin? Şimdi geri dönüp baktığında nasıl kandırıldığını görüyorsun. Zaten aldatıldığını defalarca ifade etmedin mi? Ama verdirdiğin tavizlerin tamiri artık yok.
Bunların sayısını çoğaltmak mümkün. Ama küçük bir yazıya hangini sığdırabiliriz?
Son olaylara bak;
Davos’ta haklı olarak masaya yumruk vurdun. Ama sırtında bir gömlek olmadığından, arkanda önceden alınmış tedbirler olmadığından, nasıl da sabun köpüğü gibi söndü. Halbuki o çıkış devam etmeli değil miydi? Ama alternatif siyasetleri önceden hazırlamış olman şarttı, yapmadığından söndü. O günkü kahramanlığını nasıl da özlüyorsun, ama tekrarlama şansı vermiyorlar ki.
Daha dün Rasmussen denilen İslam düşmanını nasıl da sana kabul ettirdiler. Bir parmak bal mukabili. Ama o balı bile vermediler. Hırs ve pişmanlıkla nasıl soluduğunu görmesem bile biliyorum…
Ermenistan’ı dayattılar. Dağlık Karabağ konusunda senden taviz istediler. Obama cenapları ağzından baklayı çıkarıverdi. Soykırım demeyeceğine dair söz vermişti. Ama soykırımın daha ileri boyutunu kullandı. Verdiği sözlere inat. Baktın ki sırtını okşayarak sana neler yaptırmak istiyorlar, farkına varmaya başladın. Çığlık atıyorsun ama, geri adım attırmıyorlar. Kardeş ülkelerin çıkarlarını sana çiğnettiriyorlar.
IMF ye karşı yaptığın söylemleri nasıl da geri aldırıyorlar?
Sayın Başabakan!
Sanırım yavaş yavaş anlıyorsun sana devirttirdikleri çamların büyüklüğünü.
Ama dönemiyorsun. Tarih bilmemenin cezasını çekiyorsun.
Yörüngeye tedbirsizce girmişsin. Elini kolunu bağlamışlar. İstesen de çıkamıyorsun.
Her çabalamanda daha da batıyorsun.
Kasımpaşa’lı olduğunu en iyi ben bilirim. Davranışlarını en iyi tahlil eden kişi olduğumu bilirsin. Seni yanımda yıllarca çalıştırdım. Hücre yapılarını iyi bilirim.
Gel eninde sonunda atacağın şu adımı at da, bari bundan sonraki veballerden kurtul:
“HATA YAPTIM, YANILDIM, BENİ BUNCA VEBALE SOKTUNUZ. HAKKINIZDA NE KADAR YANILMIŞIM. BENDEN BURAYA KADAR… ALIN ATINIZI…”
Sayın Başbakan, ilerde bu adımı bile attırmayacaklar, hala anlamadın mı?..
www.ekremsama.com