6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1235
Okunma

Suskunluğuna,küskünlüğüne,boyun eğdim aylarca,gelmeni bekledim hep,ya yağmurlu bir günde,yada bir yaz gününde..
Her kapı çalınışında,kalbim hep ızdırapla burkuldu,senden bir mektup,bir haber gelir diye,bekledim çaresizlik içinde…
Yollarda caddelerde suskun yürürken,hep birilerini sana benzettim,oysa gördüm ki onlar sen değildin,göz yaşlarım dolup taştı aniden..
Hep seni aradım denizlerin en koyu köpüklerinde, rıhtımlarda,iskelelerde,koylarda,Hep birgün gelirsin diye seni bekledim…
O masmavi gökyüzüne baktım, ellerimi açtım ve yalvardım Tanrıma ölesiye,Seni,seni bana göndermesi için,
ve yanaklarım yeniden ıslandı alabildiğine..
Bazı geceler gökyüzünü seyrettim,düşündüm ki sen nerdesin,kiminlesin diye,düşündükçe kalbim paramparça oldu sanki,üzüntüden delice…
Bazı günler o yemyeşil kırlara gittim,Papatyalar topladım ikimiz için,tek tek kopardım yapraklarını,Sordum seviyor mu, sevmiyor mu diye,her defasında sevmiyor çıkınca,göz pınarlarım doldu taştı biteviye..
Çevremde beyaz,sarı uçuşan kelebekler gördüm,bende onlar gibi,mutluluk içinde,özgürce uçabilmek istedim,fakat uçamadım ne çare..
Sonra bir ağacın altında oturdum,orda kaynaşan binlerce karınca gördüm,düşündüm acaba mutlular mı diye,ama hepside benden çok mutluydu herhalde..