3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
718
Okunma
Dönüşü olmayan yolların sapağında beklerken kan revan olmuş dizlerim inadına ayakta kalmanın mağrurluğunu yaşıyordu. Yüreğindeki beklentilerin sahibi olmuşken ne oluvermişti de bir anda kopuvermiştik anlayamadım inan.
Bir hece ve bir kelimeden ibaretti o sözcük ki literatürümden silmiştim kazıyarak. Dağlar yerinden oynardı da ben kalakalmıştım biçaresizliğimde. Kolay mıydı devirdiğim geminin fırtınalarında yalnızlığa demir atmanın ezikliğini bir ömür hissetmek. Her limanda bir sevgilim olmamıştı, kör noktalara bakışlarımın sessizliğinde demir atmıştım kırk yılın sonunda senli anlara.
Yaşama sevincim olmuştun sen tebessümlerimin gizli kırıntılarında saklı kalan kahkahalarımın sahibiydin oysa. Geçmişimi bir anda silmiş yeni bir geleceğe umutla tutunmuştum. Güneş gibi kaplamıştın ışığınla karanlık dehlizlerimin orta yerini. Öyle ısıtıvermiştin ki ruhumun gizli kalan yerlerini gün yüzü görmeyen heyecanlarımın sahibiydin.
Sus artık konuşma dilimin düğümlendiği, yutkunamadığım zavallılığımın perişanlığındayım. Hiç bu kadar acze düşeceğimi, kopuşumun bu kadar kolay olacağı tahayyülümden bile geçmemişti inan. Gözlerinin bir damlasına kıyamazken ben sana nasıl kıyardım. Unutma sevdiğim her zaman yüreğimin, yüreğinin orta yerinde olmaya ve kalmaya hep devam edeceğim.