4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3165
Okunma
HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL
(1927 – 1984)
Şair Hasan Hüseyin’dir o. Sivas’ın Gürün ilçesinde, Korkmazgillerden bir demiryolu işçisinin 1927 doğumlu oğludur. İlkokulu Gürün’de, ortaokulu Niğde’de, Adana Erkek Lisesinde parasız yatılı ve Ankara Erkek Lisesinde okudu. Gazi Eğitim Edebiyat bölümünden sonra Göksun’da öğretmenliğe başladı. Daha ilk yılında TCK’nin 142. maddesinden yargılanıp üç yıl hapis yattı. Öğretmenlikten çıkarıldı. Gürün’de arzuhalcilik, tabela ressamlığı ve inşaat işçiliği yaptı. Bir süre düzeltmenlik işinden sonra 1960’da İstanbul’a, ardından Ankara’ya yerleşti. Akis dergisinde çalıştı. Karikatür, Akbaba, Taş ve Yön dergilerinde gülmece öyküleri yazdı. Lise yıllarında şiire başladı ve ilk şiiri Dost dergisinde çıktı. Şiirleri, Dost, Yelken, Varlık, İmece, Ataç, Yön, Forum ve Toplum dergilerinde yayınlandı. 1966 Yılında yayınladığı Kızılırmak adlı kitabı nedeniyle yine TCK 142. maddesinden yargılandı, bu sefer beraat etti. 26.2.1984’de Ankara’da yaşamını yitirdi.
Şiir Kitapları: Kavel (1963), Temmuz Bildirisi (1965), Kızılırmak (1966), Kızılkuğu (1971), Ağlasun Ayşafağı (1972), Oğlak ((1972), Acıyı Bal Eyledik (1973), Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin (1974), Koçero Vatan Şiiri (1976), Haziranda Ölmek Zor (1977), Filizkıran Fırtınası (1981), Acılara Tutunmak (1981), Işıklarla Oynamayın (1982), Tohumlar Tuz İçinde (1988) ve Kandan Kına Yakılmaz (1989).
Yazıları: Öhhöö (1964), Made in Turkey (1970), Bıyıklar Konuşuyor (1971), Bağdat Basra Yollarında (gezi notları) ve Köprüye Varınca Köprü Yıkıldı.
Çocuk Öyküleri: Eşeğin Gözyaşları, Aşıcı Baba, Ormanın Gücü, Ressamın Bıldırcınları ve Becerikli Çocuğun Düşleri.
Ödülleri: 1963 Yeditepe Şiir Armağanı, (Kavel ile); 1971 TRT Sanat Başarı Ödülü, (Kızılkuğu ile); 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (Filizkıran Fırtınası ile); 1981 Nevzat Üstün Şiir Ödülü, (Filizkıran Fırtınası ile).
Kırsal kesim insanları ile tüm çalışanların sorunlarını “halk ağzı” ögelerinden de yararlanarak zaman zaman yinelemelere de dayanan uzun şiirlerle dile getirdi. Toplumcu-gerçekçi türde yaşadığı tarihin şiirini yazdı. Yaşamının güçlüklerini ve toplumun acılarını yaşayarak etkilenmiş; bunlardan esinlenerek hep doğruları haykırmış; hapse düşmüş, horlanmış, aç bile kalmış ancak kalemiyle onurlu bir savaş vermiştir.
Yazı ve şiirleriyle bağımsızlığın, yiğitliğin, emek dünyasının sesini yükselten ve acıları bal eyleyen, umudu bol eyleyen dizelerin şairi olmuştur.
Şiirinde öfkeyi türküleştirerek tutturduğu biçemini böylece olgunlaştıran odur. Bir çok şiiri çeşitli formlarda bestelenmiştir.
Enver Gökçe, A.Kadir ve Ahmet Arif gibi o da Nazım Hikmet’in açtığı yolda nitelikli ve uzun soluklu dizeler vermiş, ne kadar özgün dili olsa da Nazım’ın gölgesinde kalmıştır. Şiirinin bütününe baktığımızda, onun insanlar için gelecek kaygısı taşıyan, kendini kayırmayan, acıların kaynağına kafa tutan bir toplumcu öğretmeni, bir yurtsever aydını görürüz.
Yaşamında geçim sıkıntısı ile düzene öfkesini birlikte sürdürmüştür.
Kendisinden önce yaşamış tüm toplumcu şairlerin birikimine sahip çıkmış; Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal, Tevfik Fikret ve Nazım Hikmet gibi ustaların seslerinin yankılanmasını sağlamıştır diyebiliriz.
Sağlığında hak ettiği değeri bulamayan yüce gönüllü bir şairimizdir. İyiye, güzele ve doğruya (yani kurtuluşa) ulaşmanın nasıl planlı bir uğraş gerektirdiğini anlatır:
Ey yolcu, derim ki sana:
nehirler boyu git ve gör nehirlerin nasıl yol aldıklarını
. . . . . .
büyükse dağ, aşamıyorsa üstünden, dolanır çevresini dağın
büyükse kaya, söküp atamıyorsa nehir, birikip birikip taşar
üstünden, dolanır yanını yöresini. yokuşsa yolu, koşamıyorsa
menderesler çizer nehir.
. . . . . .
engeller nasıl aşılır, öğren nehirlerden
yarı yolda yok olup gitmek değildir amaç
. . . . . .
yüreğini sıkı tut iyi dengele
ovada koşar gibi vurma kendini dik yokuşlara
uçuruma atlar gibi bindirme kayalara
. . . . . .
amaç, nehirler gibi akıp, nehirler gibi ulaşmaktır oraya.
Toplum için yazan Hasan Hüseyin Korkmazgil’e selam olsun, sevgi ve saygıyla…
Mehmet BÜYÜKÇELİK