“Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza….”

İnanmadıklarımızla yaşadıklarımızın arasında gel-git süren hayatımızda ne yaralar sarar, ne ayrılıklar avuturuz . Canımızdan olanlar bir kanıt beklerler hep de… Nasıl gösterilir bu kanıt…

Anlatmaya çalışsanız derinlemesine her şeyi bir bir… Olmaz… Yazmaya çalışsanız kalemin en usta tarafıyla, olmaz… Bir şarkıyla, belki bir şiir, ünlü bir söz… olmaz, yetmez, kanıtlamaz hiçbir üslup. Bir gözleriniz, yüreğinizin ince sesi, vücudunuzda durmadan çırpınan dalgalar; onları duyurabilseniz, hissedebilseler yeter ama; o da olmuyor işte. Nasıl olsun ki? Her gözde bir elem, her vücutta bin dalga çırpınırken sizi kim ince ince dinlesin. Sizinle kelama gelsin.

Aşkın derya denizinde ne gam var ne tasa. Şerbet olur her acı aşığa. Sarhoş gibi eda eder her izahı, mutluluk silahı yakar bütün günahlarını. Umut mu? Aşığın umudu baharda filiz dalı. Ömrü gül gibi kısa bir aşk masalı. Yaktı, yakacak da kim bilir kaç körpe fidanı. Çünkü ayrılık, ayrılık var kahredip yaşanası?

Aşk büyük, çok büyük ama; ayrılık olmasa hiç, kim inanır aşkın gücüne? Ayrılık kanıtlamaz mı onun esaretini. Nelere set duran cesaretini. Anlatmaya eremediğimiz aşk ve onun eseri ayrılık. Nedenini anlatamıyoruz ki aşkın, ayrılığın kanıtınını nasıl gösterebilelim? Olmasın ayrılık hiç. Ayrılık olmasın aşkın ortasında.

Yazık değil mi yanan yüreklere, kanıtı olmadan sönen ateşlere. Sorarım size...
Hangi şair aşkın son noktasını koyabilmiş de ayrılığın başını bulsun. Bir bilmeceyse aşk, ayrılık hangi hece. Hangi dilde tanımı var bu yürek ağrısının. “Ah ayrılık, yaman ayrılık. Her bir dertten ala, yaman ayrılık.” Aşk, nasıl sevginin, sevmenin, mutluluğun bal olup dudaklardan yüreğe akmasıysa; ayrılık acının, ızdırabın inim inim inlemesidir saçının telinden tırnağına kadar her saniye. Uykuda bile titreyerek hissettiğin, varlığını hiç unutmadığın, unutulmayan, kapanmayan yaradır ayrılık. Nedeni yok ki kanıtı olsun. Olsa da göstersem size.

Su gibi gelir aşk, açar tüm damarlarınızı; ayrılıksa tıkar o damarları, akmaz olur kanınız. Kurursunuz…

Serap Yüksel