Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Ali Fikri Feyizoğlu
Ali Fikri Feyizoğlu

Bilmek hissetmektir

Yorum

Bilmek hissetmektir

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

739

Okunma

Bilmek hissetmektir


Zamanında bir söz/kelime vardır, bu söz bir anlam ifade eder, zamanla söz tekrarlanır durur, zamanla da söz anlamını yitirmeye başlar. Artık söz başka yollara çekilebilen bir söz olarak kalır. Buna güzel bir örnek ise, magazin basınımızdan bir ünlüye sorulur : ’Aşk var mı Aşk’, evet der. Bir zaman sonra yine aynı kişiye sorulur: ’Ufukta yeni Aşk var mı?’ yine ünlü der ki evet yeni bir ’Aşk’ım var der. Aşk’ın anlamı delicesine sevmek, onun uğruna her şeyden vaz geçebilmek, her an onunla olabilmeyi düşlemek bu uğurda her şeyden vaz geçebilmek vardır. Ve aşk da kavuşma hiç bir vakit olmaz. Bizimkiler Aşk’ın sevgiden öte bir şey olduğunu düşünürler bu anlamı alarak o anını sevginin ötesine taşımak için buna ’Aşk’ derler. Onların yaptıkları sevginin de aşağısı olan ’Şıp Sevgiliktir’, yaptıklarını ’Aşk’mış gibi göstererek masum ’Aşk’ı katletmişlerdir.

Bununla ilgili güzel bir hikâye var, hikâye söyle:

Bir Ramazan günü işinden çıkan zat-ı muhterem, bakkala manava uğrayarak filesini doldurur, saatine bakınca iftar vaktinin yaklaştığını görerek adımlarını sıklaştırarak kestirme olarak düşündüğü yola sapar. Yol ahşap bir binanın önünden geçer. Oradan geçerken evden bir çocuğun feryadı figan çığlıklarını işitir. Bizim muhterem zatımız ’ne anne babalar var, çocukları ağlıyor ilgilenmiyorlar’ diye düşünerek evine gider. Ertesi gün yine aynı yolu kullanır, yine çocuğun çığlıklarını işitir. Yine ’ya baksana bu mübarek günde bu çocuk ağlatılır mı?’ diye düşünerek geçip gider. Ertesi günü de aynı yolu kullanır, yine çocuğun ağlama sesini işitir. Bir başka gün yine işitir, artık dayanamaz, evin kapısını hınçla çalar, karşısında pejmürde bir kadın, kadının eteğini çekiştiren salya sümükleri akmakta olan 2–3 yaşlarında bir oğlan görür kapı aralığında içerde sesini işittiği çocuğun ağlamakta olduğunu görerek hiddetle:

—Sen nasıl annesin çocuklar ağlıyor niye ilgilenmiyorsun, çocukların bu pejmürde hallerini görmüyor musun?’ diye sorar.

Kadın:

—Ya sen nasıl bir komşusun, komşun aç mı açıkta mı sormuyorsun bu mübarek günlerde der.

Ve ekler:

—Benim tek güvencem bu gördüğün yetimlerdir, sen her gün buradan elinde envayı çeşitliklerle dolu filelerle buradan geçerken, çocuklar sizi görerek ’anne biz de onlardan istiyoruz’ diyerek ağlamaya başlıyorlar ama benim elimden un çorbasından başka bir şey yapmak gelmiyor. Çocuklarda her gün un çorbası yemekten karınları şişti.

—Sen bilmezmisin Peygamber efendimizin ’komşusu açken tok yatanlar bizden değildir’ sözünü.

Zatı muhterem bunu işitince dona kalır, adeta çarpılır, dalıp gider, sadece arkasını döner, oradan gitmek kaçmak ister. Ne yaptığının farkında olmadan bir de bakmış ki evinin önünde kapıyı çalar içeri girer. İçerde masanın üstünde envai çeşit yiyecekler, masada yok yoktur. Hanımına seslenir:

—Hanım bu akşam iftara misafirliğe gideceğiz, yemeklerimizle birlikte der.
Ve komşusunun yolunu tutarlar.

Bizler çok şeyler yaptığımızı sanıyoruz ama yaptıklarımızın hakikatini bilmiyoruz -bilenleri hariç tutuyorum-. Oruç tutmanın maksadı aç olanların halini anlamaktır. Nefsin ile mücadele etmektir. Sende varken alamamak, yiyememek nedir bizlere öğreterek, açın halini hissettirerek anlamamızı sağlar.

Son söz: Bilmek hissetmektir.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bilmek hissetmektir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bilmek hissetmektir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bilmek hissetmektir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL