7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1376
Okunma


Araba sesini duyunca evin dış kapısını açtı. Dış kapı sokağa açılıyor. Yüzünde her zamanki masum gülümseme bu sefer biraz acıya çalıyordu. Hatırını sordum. Ardından” bir kahve yap da iki çene çalalım” diyecektim.
Diyemedim.
Gözleri sulandı, dudakları titredi. Yanaklarında birbirini kovalayan damlalar oluştu birden.
Anladım. Aynı dertlerdi genç kadını kahrettiren. Sustum, bekledim. Zaten ne yaparsam yapayım, içini dökecekti:
---“Bıktım kaptan amca, ölmek istiyorum. Gitti gene. Kaç gündür yok. Çocuklara yemek yapamıyorum. Ölüm haberi gelir inşallah domuzun. Adi adam. Ne babalık yaptı, ne kocalık. Görmek istemiyorum. Ufak bir güvencem olsa bir gün durursam …. Hüngür de hürgür…..”
OY ANAM OY…
Ara sokaktan geçen bir minibüs muhabbetin içine etti. Ön cam dışında her yanı cafcaflı, resimler, yazılar, bayraklarla süslü. Sırtındaki kocaman yükseltici naylona sarılı. Hoparlörler bangır bangır. Seçim propagandası işte…
OY ANAM OY…
Aile işletmesi. Genç adam selamımı duymadı. Elinde ahizesi kırık çin işi masaüstü telefon. Tamir etmeye çalışıyor. Adamın tepesi atmış. O da telefonu fırlatmış atmış. Haliyle paramparça. İşler kesat. Hesap denkleşmiyor. Giderler karşılanamıyor. Müşteri kılı kırk yarar olmuş. Kimsenin cebinden para çıkmıyor. Aile birbirine girmiş. Ana-avrat-bacı sülale dümdüz. Küfrün bini bir para.
---“Allah canımı almıyor ki kurtulayım. Öldüreceğim. Bunları öldüreceğim (babası ve kardeşleri için), ölmek istiyorum, vallahi-billahi ölmek istiyorum kaptan amca… hüngür de hüngür….”
OY ANAM OY…
Dükkanın önünden geçen bir minibüs muhabbetin içine etti. Ön cam dışında her yanı cafcaflı, resimler, yazılar, bayraklarla süslü. Sırtındaki kocaman yükseltici naylona sarılı. Hoparlörler bangır bangır. Seçim propagandası işte…
OY ANAM OY…
Adam emekli, kahvede okey oyununa oturmuş. Arkadaşlarıyla efkar dağıtacak. Parti başına bir çay içmesi kahvede barınması için yeterli. O da 35 kuruş. Üç parti oynasa günlük moral depolaması 1 liraya patlar.
Daha ikinci turda pürneşe kazanıyorken; yanına 35 yaşlarında biri geldi, eğildi kulağına fısıldadı.
Adam cebinden kırışık bir 5 lira çıkarıp verdi. Genç gitti.
Okeyciler dikkat kesildi. Suratlar asıldı. Oyunun tadı kaçtı. Gün rezil oldu.
---“Oğlum. İşten çıkardılar. İdarecilerle görüşleri uymuyordu. Bize taşındılar. Evden para istemişler. Yemek yapacaklarmış…. Hüngür de güngür…”
OY ANAM OY
Ağaçların arasında bir minibüs duraladı, muhabbetin içine etti. Ön cam dışında her yanı cafcaflı, resimler, yazılar, bayraklarla süslü. Sırtındaki kocaman yükseltici naylona sarılı. Hoparlörler bangır bangır. Seçim propagandası işte…
OY ANAM OY
*
Devri geçmiş bir natüralist çalışmadır bu.
İsa’dan sonra 2009 yılının mart ayının 16.ncı gününde, Anadolu kasabalarından birinde yaşayan bir faninin yaşantısından 2 saatlik kesit.
Bu yazı elektronik cipe yüklenerek.
Uzayda başka gezegenlere yollanarak,
Doğanın aşındıramayacağı granitlere kazınarak,
Yedeklenmeli ki, mesela 2000 yıl sonraki nesiller, bizim şimdiki yaşamımız hakkında bilgilenebilsinler.
Müzelerinde :
“2000 yıl önce Anadolu’da bir kaptan amcanın 2 saatini anlatan yazıt”
bulundurma şansları olsun.
saygılar
i.durmuş