Ufacık gönlümdeki büyük bir sevda futbol.Her hafta sonunu büyük bir özlemle bekliyorum.Köşe başlarındaki kaçamak yapan iki sevgili gibiyiz, futbolla biz.Birde bunu işten içe küçük çarpıntılarla amatörde yaşamak var.
Daracık sokak aralarına sırdırdığımız bir sevgi savaşı nerede birkaç dönüm arazi var ben ordayım.Hiç sorun değil top patlak ya da markalı olması.Kola kutuları, pet şişeler ve iki taş arasına sırdırdığımız büyük bir kardeşlik savaşı futbol.
Bu denli büyük sevgimize rağmen daha birkez olsun tuttuğumuz takım maçına gidemedik.Odamızı onun renklerine ve sporcularına boy boy postellerini boğduğumuz içimizde bir ateş misali patlayan çoşkumuzu onlarla beraber yaşayamadık.
İsyan ediyorum, lanetliyorum, kınıyorum ve git gide sizin futbol anlayışından nefret ediyorum.Bunun için sizi gerçekten tebrik ediyorum bende bu nefreti uyandırmak hiç kolay değildi ve siz bunu hiç zorlanmadan başardınız ve siz yaratıcı bir zeka sahibi dehasınız.
Kendimdem utanıyorum.Sizleri her akşam televizyonlarda izlemekten utanıyorum.Siz gibilerinin benimle aynı toprakta ve aynı bayrak altında eşit haklara sahip olmaktan dolayı vahşileşiyorum.
Aslında herşey ne kadarda güzel başlıyor: bir stat,milyonlarca seyirci, yeşil bir alan, yirmi iki tane aynı hedef için çarpışan askerler iki tane komutan ve dört tane tepeden üç direk arasında ağlarla kucaklaşmaya hasret meşin yuvarlak.
Gelin sizde bu mistik duyguyu kirletmeyin güzeller güzeli futbolumuzu namusuna kirli ellerinizi uzatmayın.Bu bayrak altında toplanmak hiç kolay olmamışken sizin bunu stadyumlarda bozmanız ne hattinize.Henüz on sekiz yaşındayım, hayatın başındayım ağabeylerim kadar hayat tecrübem yok belki; ama minicik yüreğimle ve dört duvar arasına sırdırdığım ayrı bir sevgi var.Anlayamadığım nokta şu; ya ben bu dünyadan değilim yada bu kadar çirkinliğin oluşmasıda rolleri geçenler insan statüsüne sahip değil.
Gelin hepberaber futbol aşkını yürekleri bağlamayalım.Yemyeşil bu yola çirkefçe başka renkler sıçratmıyalım.Rüzgarın bütün hırçınlığına rağmen sarp bir yamaçta iki taş arasına köklerini salmış bu çiçeğin yapraklarını koparmıyalım.


SÜKUNETSİZ GEMİM