Münafık

İnsanları ferdi açıdan inanç noktasında sınıflamak kesinlikle yanlış.
Fakat gerçekleri görmek açısından çerçeve tanımlar yapacağım.
Dini literatürü esas alarak insanları üç grupta inceleyebiliriz.
Mümin,
Kafir,
Münafık!

Münafıkların dehşetli ve sakınılması gereken kişiler oldukları konusunda pek çok uyarı dini literatürde mevcuttur.
Siyaset, ticaret, eğitim gibi pek çok alanlarda dini söylemleri sık kullananlara (taraf veya kaşı söylemler) dikkatli bakmalı! Hangi özelliği gösteriyor, yani menfaatleri uğrunda maksada ulaşmak için her yolu mubah sayıyor mu?
Bu kişiler bazen din taraftarı olur, bazen de din karşıtı olanlarla iş birliği yapar; bilinçli veya bilinçsiz olarak…

Bir de çoğunluğun kabul ettiği izimler veya dinlerin esaslarına bağlı olarak oluşturulmuş (cemaat veya ideolojik sivil toplum) gruplarının kendi iç hiyerarşi kademelerinden aldıkları güç ile diğer insanları yönetme, yönlendirme hakkının var sanılması büyük bir toplumsal travma olarak açığa çıkıyor.Yeterli güce ulaşana dek gayet nazik, ılımlı faaliyet gösteren bu gruplar; güçlendiklerine kanaat getirdiklerinde eski nezaketlerini yitiriyor, tebliğ ve telkin yerini azar ve tehdide bırakıyor! Yani aba altından sopa gösteriyorlar. Kendi kalıplarına uymayan özgün insanların kişisel tercihlerine müdahale etmeyi kendilerine vazife ediniyor, başkalarını terbiye etmek üzerine davranış geliştiriyorlar.

Bu gruplar siyasallaştığı için her iktidarda aynı tepkiyi göstermezler. Aynı şartlarda, yandaş iktidar iş başında iken gıkı çıkmayanlar; görüşlerine karşı kabul ettikleri iktidarlar iş başına gelince sokaklara dökülür özgürlük istiyoruz, dinimizi yaşayamıyoruz diye. Niye?

Siyaset, ticaret, eğitim gibi alanlara dikkat ediniz; bu alanları hangi söylemlerle elde etmek istiyorlar?

Bazıları laikliği kullanır ötekine eziyet için, bazıları da din kullanır.

Sonuç:
İnanan veya inanmayan ayrımı yapmaksınız toplumun birlik ve beraberlik içersinde ’ortak akıl’ ekseninde sorunlara çözüm üretmesi gerekir. “ortak akıl” üretip bu münafıkların menfaatleri uğruna toplumu zillete düşürmesine fırsat vermemesi gerekir.
Ne dersiniz?

Saygılar.

Ahmet Bektaş