1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
720
Okunma
İnsani ilişkiler
Bizim zamanımızda bire bir ilişkiler daha yakın ve samimi oluyordu. Belki insanlar bu kadar kurnaz değillerdi, bel ki de bu kadar fesatlık bilinmiyordu.
Delikanlılığımın ilk yılları, kızların ilgimi çektiği yıllar gayet rahat, dedikodudan uzak yakan top, kör ebe, kovalamaca gibi yakın teması olan oyunları oynayabiliyorduk. Ailelerimiz ayıplamazdı, toplum ayıplamazdı. Bizler de enerjimizi ve duygusal olarak stresimizi atardık. Daha medeniydik.
Şimdikiler bakın; gençlerin elinde cep telefonu başını kaldırmıyor mesaj yazmaktan, bilgisayarda saatlerce msn karşısında. Bacak kadar çocukların sevgilileri var. Neden? Çocuklar gençliğini yaşayamıyor. Erkeklerle kızlar delikanlılık çağlarını yaşamıyor, yaşayamıyor. Sonradan zaten kendisi mecburen açılıyor diğer cinse. Bizim eski halimiz kadar ilerde sayılmazlar.
Şimdi toplum din adına radikalleşti. Arap kültürü hakim oldu. Kendi öz kültürümüzü kaybediyoruz. Haremlik selamlık her yerde karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar küçüklüklerinde, zamanında öğrenseler ya bazı duyguları, daha zararsız olur. Büyüdüklerinde sıkıntı yaşıyorlar. Bazı sapkın davranışların altında küçüklükte yaşanamayan, engellenen, bastırılan duyguların etkili olduğu olduğu kanaatindeyim.
Dindar geçinen koca adamlar televizyon proğramlarında “düm tek” peşinde, yarışmada temsil falan kılıflarıyla olayı meşrulaştırma gayretlerine düşüyorlar. Hanımını dokuz kat tesettüre bürümüş adam düğünde yabancı kadınla göbek atmayı kar sayıyor. Televizyonda dansöz çıksa garibim göz ucuyla ziyafet çekse... Ya da bazıları daha da ileri gidiyor küçük yaştaki zavallı kızlara sarkıyor. Bazıları da onları alkışlıyor ,oraya girmeyim.
Sonuç :
İdrarını sıkan altına eder.
Toplumu dar alana sıkıştırmanın neticesidir yaşanan olumsuzluklar. Bırakın insanlar kişisel alanlarında özgürce yaşasın. Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşasın. Sonradan azıtmasınlar.
Eskiler deşince aklıma geliverdi işte; Ahh! Komşu kızı...:)))
Saygılar
Ahmet Bektaş