Bazı insanlar karşılarındaki kişinin hayatında "soru işareti"olmak için büyük bir uğraş verirler.Her bir harekete ayrı bir duygu,ayrı bir düşünce yaratıp ulaşılmazlığın sınırında,anlaşılamayan bir dize,okunmayan bir kitap ve soru işareti olmayı seçerler.

Sizlerin hayatınızda da yok mu soru işareti olmayı arzulamış,çözümsüz sorun dolu,sorular?Hayatınızda hayat olmayı dileyen,lâkin çabasız,soru sıfatlı hatalar?Peki hiç mi düşünmezler!Soru işareti bilinmeyenlerin içinde bir anlam karmaşası yaratmaz sadece.Soru işaretleri kafamızda kurcaladığımız,anlayamadığımız,beynimizi kemiren olayların bir kıpırtıyla doğuşudur!Güneş batsa bile sorular bitmez,beynimiz kendini kemirmekten vazgeçmez ve karşımızda duran insanlar devam ederler,ne dedi,ne düşündü,ne yaptı dedirtmeye,sorular ve sorunlar denizinde yüzdürmeye...!

Hiç mi düşünmezsiniz kaf dağına ulaşmış,kibirli sevecenler!Soru işaretinin noktası olmazsa o soru işareti olmaktan çıkar,noktası kalsa ve kendisi yok olsa küçük bir sıfata erişir,yalpalar!Düşündürmeye başladım mı size kendinizi ve de kibirinizi?Kızgın bir ifadeye bürünecek,noktalama işaretlerinden ifadelere geçeceksiniz,yanar döner kandırmacalı bir yüreksiniz!Burnu kaf dağına erişmekten vazgeçen birileri olacaksa satırlardan sonra,alkış dolu bir tempo oluşturan melodi armağan edeceğim size.Yok canım daha neler neler denilirdi de,bana müsaade...Ünlem olmak hoşuma gitti,yakında yine görüşmek üzere...

Dilara AKSOY
Soru işareti olmayı kabullenmiş,kendi sorunlarını bile çözemeyen,kaf dağına erişmekte olan kibirli sevecenlere...