Yıllardır hayallerimde süsleyip gizemini sakladığım şehre doğru uçsuz bucaksız verimli ovaların topraklarını avuçlarcasına hissederek yol alıyoruz.
Yamaç üzerine kurulmuş tarih kokan Mardin tüm heybetiyle ovanın şahini gibi dikiliyor karşımıza.

Çocuk çekim gücüm Ramazan’ı yakalıyor. Dokuz kardeşler. Akıllı, çağdaş, yönetime kızgın.Belediye Başkanı’nın yine AKP’ den aynı kişinin seçileceğini söylüyor.Sokaklar çöplükten geçilmiyor. Halkının çok fakir, işsizlik, seçim öncesi dağıtılan elli ,yüz liraya, kömüre mağdur kalışlarını çaresizlikleri söylenerek anlatıyor

Şehirde on bir kilise var. Bu kiliselerden yalnızca Kırklar Kilisesi ziyarete açık.Hikayesi dini inanışlarından dolayı babaları tarafından öldürülen gençler.Ardından diğerleri.Sivas’ta buz gölün’de dondurularak öldürülmeleri. Pişmanlık ve adlarına yaptırılan kilise. www.360tr.com/mardin/kadim/

Sıla filminin çekildiği PTT binasında filimde rol oldığını söylüyor genç arkadaşım.Şehidiye Medresesi , Zinciriye Medresesi, Ulu Cami,Tek cumbalı ev, tarihi sokaklar, Mardin Müzesi....

Tatil günü olduğundan dükkanların bir çoğu kapalı.Fırından yeni çıkmış oraya özgü sıcak peksimetleri yol boyu yiyiyoruz.

Surlarla çevrili gizem tarih yüklü Mardin sokaklarında dolaşırken kulağım uzaktan gelen müzik sesine kilitleniyor. Müziğin cd si olmayan Hazan Beşir’e ait olduğunu öğreniyorum.
Cd ye kopyalanıyor .Diyarbakır’a dönüşte Hazan’la, Mardin şehri’nin sokakları, insanları ve genç arkadaşım belleğimde güzel bir anı olarak ölümsüzleşiyor.