(Bir âşığın hâlleri...)


Muhib, sevgilisi Cânân ile uzun bir aradan sonra hasret gidermiş ve yanından ayrılarak evine doğru yola koyulmuştu. Eve henüz girmişti ki kendinde bir eksiklik olduğunu hissetti. Şöyle bir aklını yokladı o yerinde idi. Gözleri, dili derken birden kalbini yokladı. Evet, evet Muhib`in kalbi yerinde değildi. Hemen Cânân`ın ona el koyduğunu bildi ve tekrar Cânân`ın evine doğru yola çıktı.

Cânân`ın evine vardığında nefes nefese kalmış bir vaziyette bulunuyordu, seslendi:

- Ey gözümün nuru, ruhumun huzuru. Şu kalbimden ne istedin. Canıma kastın mı var? Ey ayağının tozu olduğum. Bana merhamet et. Ben kalpsiz ne yaparım. Lütfen bana kalbimi geri ver.

Muhib`i işiten Cânân balkonda belirdi. Muhib`e acır gibi baktıktan sonra konuştu:

- Ey Muhib! Bazen öylesine çocuklaşıyor, öylesine cahilce işler yapıyorsun ki seni anlamakta zorluk çekiyorum. Onca yolu bunu söylemek için mi geldin? Bak gökteki yıldızlar bile senin bu haline gülmekte, ay seni ayıplamaktadır. İşitiyor musun?

Muhib başını öne eğdi, sessizce konuşmaya çalıştı:

- Ama Cânân...

Cânân, konuşmasına izin vermeden:

- Hiçbirşey söyleme, kes sesini. Daha utanmadan konuşacaksın öyle mi? Anlaşılan o ki seninle işimiz var. İnan ki; kundaktaki bir bebek ile uğraşmak seninle uğraşmaktan daha kolay. Senin şu acaib hallerin beni hem güldürüyor hem de kızdırıyor. Biz senin kalbine el koymuş isek bu işi devamlı olarak bizimle bulunasın diye yaptık. Aşığın kalbi sevgilinin yanında bulunursa emniyette olur. Şayet kalb biri tarafından korunmaz ise yol geçen hanı olur çıkar. Şu kainatta senin kalbini benden korumaya daha fazla layık ve uygun kim var. Bunu bilmiyor musun? Şimdi gelmiş, `Bana kalbimi ver`, diyorsun. Bu nasıl bir iş, ne pervasız bir hareket ve ne cahilce bir talep. Ne o yoksa bizden gayrı birileri ile bulunmak için mi onu geri istiyorsun, dedi.

Muhib bir yandan pişman olurken, diğer yandan içten içe seviniyordu. Ve Cânân`ın son sözlerinin ardından evine doğru tekrar yola koyuldu:

- Hadi şimdi doğruca evine git. Sana kalb filan yok. Seni şaşkın aşık seni.



Ankara, Aralık 2007