Ali, çay ocağına benzer bir mekanda çalışıyordu. Erkekler burayı zamanla kahvehane bellemişlerdi, dolayısıyla bu mekanda, ’özgür kız’ takılan liseliler dışında pek bayan göremezdiniz. Buraya genelde liseden talebeler sigara içmek, genç irisi erkekler reklam yapmak için gelirlerdi. Birde mahallenin emekli takımı gelir, çay içer, tavla atarlardı. Şekersiz türk kahvesini leziz yaparlardı._kullandıkları kahvedendir büyük ihtimal_


İzmir Otogarı’ndan Balçova’ ya, Balçova’ dan Narlıdere’ ye derken Güzelbahçe’ ye varmıştım. Kapıyı çaldım, çaldım, çaldım. İçeriden ses geliyordu, biraz bekledim. Aralandı kapı. Kapı açıldığı anda, iki kol uzanabildiğince boynuma dolandı. Ali, durmamacasına ağlıyordu. Bir ara ağlaması durur gibi oldu, o zaman masanın altına koyulmuş bira şişelerinin ayrımına vardım. Oysa Ali, keyfine bir- iki bira içerdi, zaman zaman. Anlaşılan durum ciddiydi. Onunla kalmam için ne yapması gerektiğini sordu. ’’ Hiçbirşey...Kalmam gerekiyorsa kalır, gitmem gerekiyorsa giderim.’’ dedim. İçim sıkılmıştı, çok kötü, zavallı bir durumdu bu. Yine iyi yanım su yüzüne çıkmış olacak ki yanında kalıp annevari hareketlerim ve sözlerimle onu yatıştırdım. Onunla her yatağa girişimde bir çocukla beraber oluyorum hissine kapılıyordum ve bu berbat bir duyguydu. Peki nedenn onunla beraberdim?


Evi çok sıcaktı ve yaza yüz tutmuş bu güzel havada neden sobayı yaktığını sormuştum, terliyordum. Ali, yine hastalandığını söyledi ve devam etti: ’’ Zamanında annem beni kat kat giydirir, arkadaşlarımla sokakta oynamama izin vermezdi. Atlet, gömlek, kazak, ceket, palto, pantolonumun içinde de pijamam... Dışarıya çıksamda top gibi olduğum için hareket edemezdim zaten. Bende böyle oluverdim işte, hafif soğukta bile hasta oluveriyorum. Sevginin azı gibi çoğuda zarar verebiliyor bazen, anacığım öylesine çok severdi ki beni...’’ Yıllar önce yitirdiği annesine ağlaması pek inandırıcı gelmemişti bana, nedense. Ardından ’ tamam’ dedi ve anlatmaya başladı: ’’ Boyum kısa olabilir ama boyumun kısalığı beni her konuda yetersiz mi kılmalı? ’’ Sonra mahallesinden hoşlandığı, sonraları takıntısı haline gelen kızı anlatmaya başladı. Kız, yirmiyedi yaşındaydı, çekici, güzel ve anlattığına göre sert bir mizaca sahip, hayranları olan bir kızdı. Ali’ nin pek şansı yoktu, bununda bilincindeydi. Yapılabilecek ya da yapabileceğim hiçbirşey yoktu, onu kollarıma alıp avutmaktan başka. Onu öptüm lakin beni öptüğünde ütobik aşkını aldattığını hissettiğini kaşlarını kaldırarak ve çekinerek belirtti. Yine de o gece onunla kaldım, sabahta işe gitmesi için uyandırdım hemde karısıymışçasına onu öperek...