8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
976
Okunma

Hayat güzel, sevmek harika, mutlu bir gün, şlak şlak... Diye başlamak isterdim satırlarıma, Joseph. Güzel günleri karalasaydım sana. Olmuyor! Hayatımıza bu kadar yerleşmiş, biz öğrencilerin yakasını bırakmayan ÖSS varken, olmuyor işte!
Ahh Joseph bilsen nasıl düşünceliyim şu sıralar, nasıl endişeliyim bir bilsen. Hayır, biliyorum. ÖSS’yi atlatsak bile daha önümüze çok sınav gelecek. Biliyorsun ÖSS bahçenin kapısını açacak. 12 yıldır açacağım günü bekliyorum. Hatırlıyor musun Joseph? Daha dün OKS’ye hazırlanıyordum. "Kazanmalısın, Anadolu Lisesine kapak atmalısın. Başarının anahtarı bu!" Attım kapağı, aldım elime anahtarı ama açılmıyor bu kapı! Kusura bakma Joseph; yine sitem ediyorum işte, sana anlatmak rahatlatıyor.
Hani şu sınavlar sadece bilgi ölçse yine iyi. Sabrımızı, heyecanımızı, kaygılarımızı bu sınava dahil etmenin anlamı nedir sayın ÖSYM? Anlar mısın sen o kadar hazırlanıp, stres yüzünden kaybetmeyi? Nedir bu öğrencilerle alıp veremediğiniz? Sistemi bir kere değiştirseniz amenna. Liseye başladığımızdan beri bu kaçıncı değişiklik ben sayısını tutamadım. Müfredatlar, sorular, dersler, alanlar... Tamam dedik, artık bunlara alışmak zorundayız. En baştan çalışmalar yaptık. Ama siz ne yaptınız? 16 Ocak günü güzel açıklamalar beklerken bizleri hayal kırıklığına uğrattınız. Köklü değişime karar verdiniz. Daha psikoloji sosyale geçecek mi, coğrafya müfredatının değişmesiyle artan soru sayılarıyla birlikte kat sayılarda değişiklik olacak mı, ders dağılımlarıyla ilgili sorunları üzerimizden yeni atmaya başlarken yaptığınız çok ayıp! Değişen bu köklü değişim 2009 mezunlarını bir hayli sıkıntıya soktu. "Bu sene kazandınız, kazandınız, Yoksa seneye çok zor. Kazanmak zorundasınız.. Şlak şlak.." gibi cümleleri duymak zorunda kalmak sinirlerimizi bozmaya yetiyor da artıyor bile. Her şey biz öğrenciler için değil mi? Ahh biz öğrenciler değerinizi bilmiyoruz..
Seni bekliyorum Joseph! Hayatımın türevini almak için hazırım..
Ocak 2009